Kuaförden çıkıp arabama doğru ilerledim. Saçlarımın rengini uzun bir aradan sonra kumral yaptırmıştım. Emre'yle sabahki konuşmamızı aklımdan çıkartmaya çalışıyordum ama pekte mümkün olmamıştım. Bir kaç plan yapmıştım ama çoğu saçmaydı. İçlerinden biri kafama takılıp kaldı. Bu işi tek başıma yürütemeyecektim. Bunun içinde Ahmet'te benimle işbirliği yapması için teklifte bulunacaktım. Arabaya binip Ahmet'i aradım. Bir kaç defa çaldıktan sonra telefon açıldı.
"Bir şey mi oldu Bade?" Sesi uykuluydu. Sanırım uykusundan uyandırmıştım. Doğru yapıp yapmadığımdan emin değildim ama bir yerden başlamalıydım.
"Bir şey olmadı Ahmet, uyandırdığım için kusura bakma lütfen. Seninle konuşmam gereken birkaç şey var. Sende istersen işe gitmeden birlikte bir yerlerde akşam yemeği yiyelim mi?" Bir süre hattın öbür ucundan hiç ses gelmedi. Telefon hala açık mı diye kontrol bile ettim. "Ahmet orda mısın?"
"Buradayım. Sadece biraz şaşırdım, kusura bakma. Tabi ki seninle akşam yemeği yerim, ben şimdi hazırlanır çıkarım, sen gideceğimiz yere git istersen."
"Tamamdır. Ben sana restorana gidince konum atarım."
"Tamam görüşürüz."
"Görüşürüz."
Bir saat sonra Ahmet'te yanıma gelmişti. Elinde bir tane gülle hem de. Gülü bana uzatıp elime küçük bir öpücük kondurdu. Şaşırsam da teşekkür etmekle yetindim. Onu buraya davet etmemi yanlış anlamamıştır umarım ve umarım ki benim hain planlarımın ortağı olmayı kabul eder. Garson gelip siparişlerimizi alıp gittikten sonra Ahmet yüzünde hayran bir ifadeyle bana bakıyordu, gülümseyip konuşmaya başladı.
"Saçların çok yakışmış. Güzelliğine güzellik katmışlar resmen."
"Teşekkür ederim. Yeni bir başlangıç yapmaya karar verdim. Değişime de saçlarımdan başlamak istedim."
"Çok yakışmış,. Şimdi söyle bakalım, neymiş benimle konuşman gereken şeyler?" Böyle birden sorunca da konuya nasıl gireceğimi bilemedim.
"Nasıl başlayacağımı bilemiyorum ama konu şu ki senden büyük bir yardım isteyeceğim, bana yardım etmek istemezsen de seni anlarım ve söylemeden önce bunu yapmaya mecbur olmadığını bilmeni isterim." Merakla beni izliyor ve söylediklerimi dikkatle dinliyordu.
"Ne isteyeceğini şimdi daha çok merak ettim."
Garson yemeklerimizi getirdi bardaklarımıza biraz kırmızı şarap koyup gitti. Nasıl söyleyeceğimi düşünerek önümde ki tabağıma bakıyordum. Ahmet'te merakla beni inceliyordu.
"Ee hadi söylemeyecek misin?"
Bakışlarımı tabağımdan çekip Ahmet'e çevirdim. Sıkıntılı bir nefes alıp konuşmaya başladım.
"Bana birini dinlemem için ve birini takip edebilmem için yardım etmen lazım." Ahmet şaşkınlıkla ellerini birbirine kilitledi, sonrada gözlerime bakmayı sürdürerek konuşmaya başladı.
"Nasıl yani?"
"Yanisi şu birini dinlemek için bir dinleme cihazına, takip etmek içinde cipiarese ihtiyacım var."
"Bade bunları neden istediğini çok merak ettim. Böyle şeylere neden ihtiyacın oluyor, başın dertte mi yoksa?!"
"Ahmet lütfen soru sorma. Sana anlatamayacağım şeyler yaşıyorum şuan başım dertte değil belki ama bunları yapamazsam derde gireceğinden eminim."
"Bunlarla ne yapmayı planladığını bana anlatmalısın. Kimi dinleyeceksin?"
"Sana planımı anlatabilirim ama bundan kimseye bahsetmeyeceksin. Bana söz ver."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAR
RomanceVE BAZI AŞKLAR AŞKI YAŞAMAYA YETERLİ DEĞİLDİR... Alp namlusunun ucundaki kıza baktı son kez. Sesi daha öncekine göre daha sakin ve tehditkardı. "Kararını ver artık Bade. Ya o imzayı atacaksın yada bugün burada çok kan dökülecek. Seçim senin." Bade g...