8. Bölüm

17 4 10
                                    

Şaşkın bir halde gözlerimi açtım. Uyuya kalmışım. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Alp'in görmesini istemiyordum. Fark ettirmeden silmeye çalıştım. Uzun bir zaman sonra annemle babamı rüyamda görmüştüm. Bana söyledikleri cümleyse tüylerimi ürpertmişti. Kollarımı vücuduma sarıp kendimi ısıtmaya çalıştım. Kaçamak bakışlarla Alp'e bakmaya çalıştım ama bir den gözlerimiz kesişti. O da bana bakıyormuş anlaşılan. Sessizliği bozup konuşmaya başladı.

"Neden ağlıyorsun?"

Ağladığımı görmüştü demek. Şimdi ne demeliydim. Ailemi rüyamda gördüm demek istemiyordum. Yalanda söylemeyi hiç sevmezdim. Sonunda en iyisinin doğruyu eksik anlatmak olduğuna karar verdim.

" Özlediğim bir anımı rüyamda gördüm. Sanırım ağlamama sebep olan şey bu. Ne gördüğümü sorma lütfen paylaşmak istemediğim bir şey."

"Anladım." 

Karanlıkta ilerlemeye devam ettik. Tekrar uykuya dalmak istemediğimden kolumu sıkıp durdum. Tekrar uyursam ve ailemi tekrar rüyamda görürsem diye korkuyordum. Alp'in yanında daha fazla küçük düşmek istemiyordum. Zaten yeterince aptalca şeyler yapmıştım. Birde uykusunda ağlayan biri gibi görünmek istemiyordum. Aslında Alp'in beni nasıl gördüğü umurumda olmamalıydı ama umursuyordum işte. Onun yanında güçsüz görünmek istemiyordum. Her şeye rağmen kendimden ödün vermemeliydim. Arabadaki sessizliği çalan telefon bozdu. Alp direksiyondaki düğmeyle telefonu açtı ve Emre'nin sesi arabayı doldurdu.

"Malları teslim aldım. Hiç bir aksilik çıkmadı. Sen ne yaptın?"

"Ben pek müsait değilim şimdi sonra seni ararım." Ve telefon kapandı. Malları teslim aldım mı demişti o? 

"Sen kardeşimi uyuşturucuları alması için mi gönderdin? Senin için halledeceği iş bu muydu?"

Sesim her kelimemde yükselmişti. Buna nasıl alışacaktım ben? Emreyle konuşmam gerekiyordu.

"Evet senin için bir sakıncası mı var?" 

Resmen benimle alay ediyordu. Sakin kalmaya çalışarak ve verdiğim sözü hatırlayarak cevap verdim.

"Hayır artık bir sakıncası yok. Karşılıklı olarak sözlerimizi tutarsak tabi."

"Ben bir söz verdiğimi hatırlamıyorum. Sen bana bir teklifte bulundun ama ben cevap vermedim."

"Buda ne demek şimdi. Seninle anlaştık sanıyordum."

"Anlaşmamız şu Bade, sen susacaksın bende kardeşlerine zarar vermeyeceğim. Anlaşmamızın içinde senden uzak durmam yer almıyor bu fikri aklından çıkarsan iyi edersin."

"İyi o zaman. Sende seninle birlikte olacağım fikrini aklından çıkarsan iyi edersin. Beni başkalarıyla görmeye alışman senin için iyi olur. Sonuçta hayatımdan çıkmak istemeyen sensin." 

Direksiyonda ki elleri bembeyaz olmuştu. Şah ve mat dedim içimden. Resmen sözlü olarak zafer kazanmıştım. Onu sinir etmek bu kadar hoşuma gitmemeliydi. Bu kadar çok önemsememeliydim. Kafamı sallayıp yolları izlemeye devam ettim. Sessizliğimizi bozması için uzanıp radyoyu açtım. Kolpa'nın beni aşka inandır şarkısı arabadaki sessizliği bozmuştu. Camı açıp temiz havanın ciğerlerime dolmasını sağladım. Kendime yalan söylediğimi biliyordum ama kalbimin sesini dinleyemezdim. Onu susturmayı öğrenmeliydim. Alp'le olmazdı. Gördüğüm rüya aklıma geldi ve annemle babamın yerinde bizi hayal etmeye çalıştım. Alp'in işten geldiğini ve çocuklarımızın onu heyecanla beklediğini hayal etmeye çalıştım. Sonra annemle babamın söylediği cümle kulaklarımda yankılandı BÖYLE BİR HAYAT YAŞAYAMAYACAKSIN ve kurduğum hayal siyah beyaz bir görüntüye dönüştü. İşte bu yüzden Alp'le olmazdı. Ben ailem olsun istiyordum ama o ailenin anlamını bile bilmiyordu. Sonunda eve gelmiştik. Arabadan indim, Alp'te inip yanıma geldi. Soğuk gözlerle bana bakarak konuştu.

KARARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin