13 ❅ Selestit

3.4K 326 54
                                    

❅ Selestit ❅

Deneylerin neler olduğunu sormamıştım. Doruk artık I'di. Bizim gibi. Büyük ihtimal en güçlü Gümüş o olacaktı. Buna sevinmeli miydim? Evet. Fakat sevinmiyordum. Bir yerlerde doğru olmayan bir şeyler vardı. Emin olamıyordum. 

Neden mi en güçlü gümüşün o olacağını düşünüyordum? Çünkü güçlerimi kullanamıyordum. Gücüm beni yaşama bağlayan tek şeydi..

"Augustus'a ihtiyacı var." dedi Dimitri endişeli gözlerini benden ayırmayarak. "IceBella onu da yaralamıştı."

"Hayır, Dimitri. İşe yarayacağını sanmıyorum." dedi Isabel. "Onunki sadece bir çizikti. Fakat Bella o sırada  Luna'yı öldürmek istiyordu."

"'Biri beni mi çağırdı?" diyerek kapıdan içeri daldı Augustus. "Luna'ya ne oldu?"

"Güçleri kayboldu." dedi Lizy. "Ve bu gidişle birkaç güne ölecek."

İstemsizce güldüm.

"Tanrı aşkına! Bu kızı kim çağırdı?'' dedi yüksek sesle Isabel, Licy'i işaret ederek. Licy güçlü bir safirdi ve kabul etmek istemesem bile onun yardımına ihtiyacım vardı. Licy'nin gücü bir şeylerin oluşunu hızlandırmak veya yavaşlatmaktı. Onun yakınında olduğum ve gücünü benim üzerimde kullandığı için şu anda boynumdaki ve kolumdaki yaraların ilerleyişi yavaşlıyordu. Aslında normalde -en azından güçlerimi kullanabilirken- gerçekten güçlü olmadığı sürece birisinin gücü bende işe yaramazdı.

"Ben çağırdım, Isy." dedi Evgeniya, Isabel'e bakarak. Sonra bana dönerek konuşmasına devam etti. "Hala hiçbir şey hissetmiyor musun?"

Başımı iki yana salladım. Hala hiçbir şey hissetmiyorum. Sadece duygusal olarak değil, fiziksel olarak da hiçbir şey hissetmiyorum. Gücümü kullanırken bile boynumdaki soğukluğu hissedebiliyordum. Fakat şimdi onu bile hissedemiyordum.

 Hissizleşmiştim. Karneollular. Belki de onlarla ilgiliydi. Ya da değildi, düzgün düşünemiyordum.

"Jack?" dedi Dimitri. "O Luna'ya yardım edebilir mi?"

"Ben burada yokmuş gibi davranmayı kes, Caine." dedim hızla ona dönerek. "Karneol'a gitmeliyiz."

"Ya da Krista?" dedi Doruk. Hepimiz ona baktık. Doruk'un şu sıralar tek söylediği şey Krista, Krista ve Krista'ydı... 

Gerçekten bunların aralarında ne vardı? 

Isabel bunu duyunca bozulmuştu ve Doruk'a dönüp konuşmaya başladı. "Bize bir açıklama borçlusun. Özellikle Krista hakkında."

"Bunu daha sonra konuşsak, Isy."

"Hayır. Bize yeterince vakit kaybettirdin zaten. Önce Krista'nın bizi öldürmeye çalıştığını söylüyorsun ve şimdi de Luna'yı bir hissize çevirdiğini söylüyorsun. Biz senin arkadaşların değil miyiz? Ne biliyorsun?"

"Bakın anlatmayı gerçekten istiyorum. Fakat-"

Isabel, Doruk'un konuşmasının bitmesini bile beklemeden "Sus!" diye bağırdı. Bir şeyler daha diyecekmiş gibi ağzını açtı. Fakat bir şey demedi ve Doruk'a son bir kez kızgın bir bakış atıp odadan çıktı. 

Hepimiz onun ardından bakakalmıştık.

Doruk hiçbir şey demedi. Yüzünde soru işaretleriyle Isabel'in az önce çıktığı kapıya bakmaya devam etti sadece.

"Anlaşılan o ki Karneol'a geri dönüyoruz." diye mırıldandım gözlerimi kapatarak.

"Ya da Ametist'e." dedi Dimitri.

"Oraya hayatta geri dönmem." dedim. "Bu sefer IceBella beni kesin öldürür. Güçlerim varken bile ona karşı duramıyordum. Oysa şimdi-'"

"IceBella'nın açtığı yarayı durdurmanın bir yolu var aslında." dedi Augustus. Hepimiz ona döndük.

"Neden daha önce söylemedin?" dedim.

"Sormadınız ki.'' dedi ve devam etti. ''Panzehir selestit taşı.''

Ona delirmiş gibi baktım. Ametist'teki şehirlerin isimleri o bölgede çıkarılan taşların isimleriydi. Fakat ben daha önce hiç Selestit'i duymamıştım. "Selestit'i nasıl bulacağız ki?" diye sordum.

"Selestit'in çıkarıldığı bir bölge var. Fakat Ametist'in sınırları içerisinde değil." diye açıklamaya başladı Augustus. "Fakat Laurel her ihtimale karşın Ametist şehrine bir miktar selestit getirtti. Sizi bulduğumuz zaman aslında Ametist'teki selestiti arıyorduk."

"Kısaca Ametist'e geri dönüyoruz." dedi Dimitri bana bakarak.

  ❅  

Dimitri, Licy, Augustus ve ben gidecektik. Licy yaranın ilerleyişini durdurmak için yanımızda bulunacaktı. Augustus selestitin yerini biliyordu. Dimitri'ye gelince, açıklamaya gerek var mıydı?

Bir de Jack meselesi vardı. Dimitri onu yaralamıştı ve o da ölümden dönmüştü. Yaşıyordu. Aldığımız bilgilere göre de komadan çıkmıştı. Bu da demek oluyordu ki bize -daha doğrusu bana- yardım edebilirdi. 

Neden en güçlü kişinin Doruk olmaması gerektiğine gelince...

Birincisi o bunu istemiyordu. Krista'nın zoruyla o deneylere katılmıştı. 

İkincisi ise gümüşlerin güçlerinin hislerle alakaları vardı. Eğer ben o güçlülerden birisi olamıyorsam bu Dimitri de olamaz demekti.

Isabel'in ise o deneylere katlanmak isteyeceğini hiç sanmıyordum. Zaten bu sıralar Doruk'la araları da bozuktu. 

Asıl konu Ametist'e nasıl gireceğimiz değil Kalsedon'dan nasıl çıkacağımızdı. Corrin Karneol'da olanlardan ve radyoaktif dalgadan sonra şehrin giriş ve çıkışlarını çok önemli bir şey olmadığı sürece kapatmıştı. 

Bu konuda olaya Jason giriyordu. Hala ona tam olarak güvenmesem de teknoloji konusunda yeteneği inanılmazdı. Fakat onun Güç Binası'na girmesi için bir şey bulmalıydık. Biz de bulduk.

Kalsedon'da olay çıkaracaktık. Fakat büyük bir şey olması lazımdı. 

Jason'ın binaya girmesini ve bizim Kalsedon'dan çıkarken fark edilmememizi sağlayacak bir olay...

Evet, bu benim işimdi..


Düzenlenme Tarihi: 17.09.2016

Kaç gün oldu biliyorum fakat yazamadım bir türlü. Vakit bulamadım. En sonunda buldum onda da eski yazdıklarımı sevmedim.

Üç bin okunma olmuş bu arada :D

Saat dörde beş var ne kadar zamandır uğraştığımı siz düşünün artık. Umarım beğenmişsizindir ve beklediğinize -tabi bekleyen varsa- değmiştir :3

 İyi geceler, uykular hatta sabahlar. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

KALSEDON ❅ Yeni Dünya IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin