#4

220 23 0
                                    

Chaeyoung geç de olsa iş yerine varmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chaeyoung geç de olsa iş yerine varmıştı. İçeri geçip patronundan tekrar özür diledikten sonra işinin başına geçti. Hafta içi olduğundan çok müşteri yoktu. Her zamanki gibi siparişleri aldı, kahveleri hazırladı. Müşteriler gittikten sonra masaları sildi ve bunları yeniden tekrarladı. Gün yorucu geçmemişti zaten geç gelmişti günün çoğunu kaçırmıştı. Vardiyasının bitimine yakın içeri bir kız ve çocuk girdi. Fazla dikkat etmedi. Masalarına oturduktan sonra siparişlerini almaya gitti. Biraz acele ediyordu çünkü vardiyası bitiyordu ve olabildiğince çabuk eve gitmek istiyordu. "Siparişinizi alabilir miyim?" "Chaeyoung, burada mı çalışıyorsun?" 'İstediğim bu değildi. Onunla ben burada randevuya çıkmak istiyordum. Onu sevgilisiyle randevuda görmek değil.' "Mina, ne güzel tesadüf. Hiç beklemezdim buraya geleceğini." 'Hayallerimde ediyordum.' "Bu arda Chaeyoung numaran bende olmayınca sana ulaşamadım. Sen de mesaj atmayınca endişelendim. O gün de aceleyle çıktın bardan." 'Sevgilinle seni birlikte görmemek için gittim ama istenmeyen ot dibinde bitermiş.' "Telefonum bozuldu da sana yazamadım. İstersen şimdi vereyim sana numaramı." Mina çantasından telefonunu çıkarıp Chaeyoung'a verdi. Chaeyoung numarasını girdikten sonra siparişlerini alıp kahve makinelerinin olduğu yere gitti. İstemeden konuşmalarına kulak misafiri olmuştu. "Mina açık konuşmam gerekirse... Onunla bu kadar yakın olman hoşuma gitmiyor. Seni ondan kıskanacak değilim ama aranıza biraz mesafe mi koysanız?" "Bunun seni pek ilgilendirdiğini sanmıyorum. O benim sadece arkadaşım hem." Ona karşı çıktığında içindeki his bu sefer umutlarının cidden boş olmadığını hislerinin karşılık bulacağını söylüyordu ki sadece arkadaş olduklarını söylemişti. Ondan vazgeçtiğini söylüyordu ama her seferinde ona her şeyini vermek için pes ediyordu. Artık daha fazla umut edecek hali kalmamıştı ama içindeki sevgiye aç benliği her zaman daha fazlasını istiyordu. Daha fazla sevmek, daha fazla sevilmek... Kahvelerini hazırlayıp masalarına götürdü. Kahveyi masaya koyarken çocuğun bakışlarından aşırı rahatsız olmuştu. Onu ezikler gibi bakıyordu. Şu an onun gözünde sadece burada çalışan bir görevliydi. Mina'nın bu bakışları görmemesini istedi. Sanki o da onu sadece böyle görecekti. Sevdiği insanın kendisini aşağıda görmesini istemiyordu. Mina asla böyle biri değildi ama korkuyordu. Kahveleri verdikten sonra hemen gitti. Onları öyle görmek... Dayanılmazdı. Kalbinde bir acı hissetti. Acının böylesini hiç tatmamıştı. Onu her şeye rağmen seviyordu. Onun için her şeyi yapabilirdi bu onun sevebileceği gibi biri olmak için kendinden ödün vermek olsa bile. O çocuk gibi davransaydı onu da sever miydi? Uzaktan çocuğu izledi. Mina'ya yakışmayan bir tipti. Her platoniğin düşüneceği gibi kendisini ona daha çok yakıştırıyordu. 'Ben daha çok yakışıyorum onunla. Bir kere o onun için orada değilken ben yanındaydım. O onu kırarken ben iyileştiriyordum. Ben onunla olmayı daha çok hak ediyorum.' Diyordu. O onları izlerken sayamayacağı kadar çocukla göz göze gelmişti. Mina yanına gelip vardiyasının ne zaman biteceğini sormuştu. O sorunca fark etmişti vardiyasının çoktan bittiğini. Vardiyasının bittiğini söylediğinde Mina boş zamanı olup olmadığını sordu. İşi olsa bile eğer buluşmak istiyorsa, ikisi yalnız, işlerini onun için iptal edebilirdi. "Bir işim yok. Neden sormuştun?" "Akşam ilk tanıştığımız yere gelebilir misin?" "Tabii. Tabii ki gelirim." "Tamam, o zaman. Anlaştık akşam ilk tanıştığımız yerde buluşuyoruz." Bunu söyledikten sonra ona göz kırpmıştı. Chaeyoung ani gelen göz kırpmasının heyecanından ona cevap vermeyi unutmuştu. Mina ona gülüp sevgilisiyle birlikte kafeden çıkmıştı. Şimdi yapması gereken eve gidip akşam için güzelce hazırlanmaktı. Aceleden kapıyı bile zor açmıştı. Elinde ne varsa koridora fırlattı ve odasına koştu. En güzel kıyafetlerini giydi, saçlarını düzleştirdi ve salona indi. Erkenden hazırlanmıştı bu yüzden oturup beklemesi gerekiyordu. Heyecanından ne yapacağını bilmiyordu. Ne zaman evden çıksaydı? Buluştuklarında ne yapacaklardı? Merak ediyordu. Ya sevgilisinden cidden ayrıldığını söylerse? Kendini hayal kurmaktan alı koyamıyordu. Oturduğu yerde neler yapabileceklerini düşünüyordu. Her şey için hazırlıklı olmak istiyordu. Kötü veya iyi bütün her şeyi düşündü. Zamanın bu kadar hızlı geçeceğini fark etmemişti. Koşarak ilk tanıştıkları yere gitti. Mina'nın onu beklediğini düşünmüyordu. Büyük ihtimal beklemekten sıkılıp evine gitmiştir. Her şeyi düşündüğünü zannederken bunu asla düşünmemesi... 'Tebrikler, Chaeyoung. Sevdiği kızı ilk buluşmalarında eken tek insan olabilirsin.' Geri dönebilirdi ama bir umut ya beklediyse? Oraya vardığında kaldırımın kenarına oturmuş Mina'yı gördü. "Chaeyoung. Nerede kaldın? Aklıma bin türlü şey geldi. Kaçırılıp öldürüldüğünü bile düşündüm." Chaeyoung bir şey demeden mahcup bir şekilde gözlerine baktı. Bakışları sertti. Chaeyoung bir şey demeye korkuyordu zaten düzgün bir açıklaması da yoktu. "Şimdi de bir şey demeyecek misin?"

midnight love; michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin