#2

343 28 0
                                    


Geçen Ekim ayına göre havalar daha soğuktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçen Ekim ayına göre havalar daha soğuktu. Bu yüzden evde durmayı tercih ediyordu. Zaten işte yeterince yoruluyordu bir de dışarıda hasta olup hasta hasta çalışmayı çekemezdi. İzin günleri sınırlıydı. İnsanların zor iş bulduğu bu dönemde çok iyi sayılmasa da bir iş bulduğuna şükrediyordu. Onunla tanıştıktan sonra her şey daha da zorlaşmıştı. Hem çalışmanın fiziksel yorgunluğu hem de onu düşünmenin zihinsel yorgunluğu birleşince iyice çökmüştü. Aklı sadece Mina'yla doluydu. Gülümsemesi, ağlaması, yüzü... O geceyi unutamıyordu. Sadece o geceyi düşünüyordu. Onu o kadar düşünüyordu ki kendini unutuyordu. Onun da sadece kendisini düşünmesini istiyordu. Aklında sadece ona sarılışının kalmasını istiyordu. Günler geçtikçe içindeki özlemi artıyordu. Rüyasında sadece onu görüyordu. Aşk dedikleri bu muydu? Şimdiden tanımadığı birine mi aşık olmuştu? İçinden çıkılamaz bir paradoks gibiydi. Debelendikçe daha çok batıyordu. Aşık olmak istemiyordu. 'Hayır, onu düşünmeyeceğim.' 'Aklıma o gelmiyor. Ben onu unuttum.' 'Özel bir şey değildi. Tanımıyorum bile onu bu yüzden onu düşünemem, düşünmüyorum da zaten.' Sürekli böyle söylemesine rağmen o da biliyordu sadece kendini kandırdığını. Çok belliydi. Ona aşık olmuştu.

Bugün de o sınırlı izin günlerinden biriydi. Havanın yağmurlu olduğuna aldırmadan kendini dışarı attı. Eğer biraz daha o düşüncelerle evde tek kalırsa ne olur bilmiyordu. Delirecek gibi hissediyordu. Ani bir fikirle bara doğru yola koyuldu. Mina'yla karşılaştığı sokağa yaklaşmıştı. Orada bildiği iyi bir bar vardı. Hastalanmak istemediğinden koşarak bara girdi. Görünüşe göre bildiği iyi bir bar olan tek kendisi değildi. Şu an onunla konuşabilecek gibi değildi. Hele ki yanında tanımadığı bir adamı gördükten sonra. Mina tam da karşısında duruyordu. Onu görmemesi için dua ediyordu. Etraf kalabalık ve karanlıktı. Onu göremezdi. Zaten ona doğru bile bakmıyordu tüm dikkati karşısındaki adamdaydı. Hem gitmek istiyordu çünkü onunla illa ki konuşmak zorunda kalacaktı, tabii Mina'nın onu hatırladığını pek sanmıyordu, ayrıca gitmemek de istiyordu. Yani daha kendisini hatırlamayan biri için niye gitsin ki. Saklanarak barmenin olduğu yere gitti. Ne kadar yarın iş olsa da bu gece sarhoş olmadan dönmeyecekti. Bir viski söyledi. Viskisini içerken onlara bakıyordu. Aşırı mutlu gözüküyordu. 'Ağlayınca güzel gülerken de güzel. Güzel olmadığı bir an var mı.' diye düşündü. Onunla da mutlu olabilirdi. Onunla da böyle güzel gülebilirdi. Yanına gitseydi onu hatırlar mıydı? Yoksa tanımaz mıydı? Bir tane daha viski söyledi. Sarhoşluğun verdiği cesaretle yanına gidip onunla konuşabilirdi. Sonrasında sarhoştum hatırlamıyorum diye bahane de uydurabilirdi. Sarhoş olana kadar içmeye devam etti. Kendini iyi hissetmediğinde Mina'nın yanına koştu. "Seni özledim." "Ne?" "Seninle konuşmayı özledim. Keşke numaranı alabilseydim. Böylece her gün konuşurduk." "Chaeyoung sarhoş musun?" "Evet. Yoksa yanına gelemezdim." Mina'nın yanındaki adam garip bir şekilde ona bakıyordu. Ama o onu hatırladığı için mutluydu adamın garip bakışları umurunda bile değildi. Adama yüzündeki zafer gülümsemesiyle bakıp Mina'ya döndü. "Beni hatırladın." "Evet, Chaeyoung niye unutayım ki seni." 'Evet, beni niye unutsun ki.' "Chaeyoung, bu yanımdaki sevgilim sana anlatmıştım ya." 'Ne?' Sevgilisi Chaeyoung'a aşağılar gibi bakıp "Bu kim? Nerden tanıyorsunuz birbirinizi?" dedi. Mina'nın sevgilim lafından sonra Chaeyoung denilenleri pek anlamamıştı. Mina onu gösterip bir şeyler diyor, adam kafasını sallıyordu. 'Seni aldatan eski sevgiline nasıl geri dönersin?' "Chaeyoung." dedi ve kıkırdadı "İlk tanıştığımız gün gibi yine beni dinlemedin." Chaeyoung cevap vermedi sadece güldü. Ağzını açsaydı belki insanların ortasında hıçkırarak ağlayacaktı. Acısını gülüşüne gizledi ve bir şey demedi. "Chaeyoung numaramı almak istiyordun di mi?" Sadece kafasını salladı. Mina eliyle telefonu işaret etti. Telefon numarasını yazıp telefonu geri verdi. Chaeyoun daha fazla burada kalamayacağını düşünerek gitmesi gerektiğini söyledi. "Bu kadar çabuk mu gidiceksin? Dikkat et kendine." Dikkat et demesi bile ona göre hala ondan vazgeçmemesi için bir nedendi. 

midnight love; michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin