#8

196 19 1
                                    

Mesaisinin sonuna gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mesaisinin sonuna gelmişti. Önlüğünü çıkarıp dolabına astı. Eşyalarını alıp kafeden çıktı. Kapıda birini bekleyen Mina'yı gördü. Kendisini beklemesi için dua ediyordu. Önünden geçerken ona baktı kendisini fark etmesini belli etmek ister şekilde. "Chaeyoung. Bekle." İşte. Kendisini bekliyordu. "Efendim Mina." "Özür dilerim. Çok özür dilerim. Senden son kez kendimi kanıtlamak için bir şans istesem fazla mı bencilce olur?" "Neyi kanıtlayacaksın ki? Kanıtlanacak bir şey yok. Ben abarttım. Seni kendi erkek arkadaşından kıskanmak aptalcaydı sonuçta size karışamam." "Chaeyoung, sadece seni daha fazla sevdiğimi göstermek istiyorum. Sevilmeyi en çok sen hak ediyorsun." "Teşekkür ederim bu düşüncen için ama zaten bir arkadaş olarak beni yeterince seviyorsun." "Bu gece ilk karşılaştığımız yere gel. İşim var gitmek zorundayım." "Mina, bekle." "Evet, seni dinliyorum Chaeyoung" "Seni kırmak istemiyorum. Yanlış anlaşılmak istemiyorum. Sen gerçekten çok iyi bir arkadaşsın." Arkadaş derken dili dönmüyordu. Onun arkadaş demesi yeterince acı vericiyken bunu şimdi de kendisi söylemişti. Kendini buna inandırmak için zorluyordu. Mina sanki arkadaş lafına hiç üzülmemiş gibi ona gülümsüyordu. "Sen de çok iyi bir arkadaşsın. Orada karşılaştığımız için şükrediyorum. Ya seninle karşılaşmasaydık?" Ona el sallayıp gitti. Chaeyoung'a yine arkasından onu izlemek kalmıştı. Sahiden sadece arkadaş olanlar mı böyle davranır birbirine? Hiç mi üzülmüyordu arkadaş lafına? Arkadaştan fazlası olabileceklerini hayal etmiyor muydu? Kulaklığını takıp eve doğru yürüdü. Yine akşam buluşacaklardı. Madem arkadaşlardı niye her arkadaş gibi sabah birlikte buluşmuyorlardı? Bu da arkadaş olmadıklarının bir kanıtıydı ama Mina buna inanmak istiyor gibi durmuyordu. Eve vardığında televizyonun karşısına geçip izlemeye başladı. Televizyon izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordu. Çoktan zaman gelmişti bile. Giyinmekle çok uğraşmadı. Sadece üstüne ceketini aldı ve dışarı çıktı. Yine aynı boş sokağa doğru gidiyordu. Yol hafızasına işlemiş adımlarını yönlendirmeden yol alıyordu. Sokağa yaklaştığında yine aynı kaldırımda aynı yerde oturan Mina'yı gördü. Mina ayağa kalkıp ona el salladı. Chaeyoung da karşılık el salladı ve adımlarını hızlandırarak yanına gitti. Mina'nın yanına gelince Mina bir anda ona sımsıkı sarılmaya başladı. O kadar sıkı sarılıyordu ki Chaeyoung kemiklerinin kırılma sesini duyabiliyordu. Sanki onu hiç bırakmak istemiyormuş gibi sarılıyordu. Bu son sarılmalarıydı adeta. Bir daha görüşemeyecekler gibiydi. Onu o kadar çok mu özlemişti de böylesine sıkıca sarılıyordu? Chaeyoung bu sarılmayı bölmek istemiyordu ama nefes alamadığını hissedince çekildi. "Özür dilerim. Biraz fazla sıktım seni galiba." "Hayır. Sorun değil." "Chaeyoung." "Efendim." "Nasılsın?" "İyiyim. Sen nasılsın?" "Hayır. Gerçekten nasılsın?" "İyiyim dedim ya. İyiyim gerçekten." "Niye gözlerin doluyor beni görünce Chaeyoung? Beni o kadar çok mu seviyorsun yoksa benden o kadar nefret mi ediyorsun?" "Ne demek istiyorsun? Beni bunun için mi çağırdın? Mina, seni kırmak istemiyorum ama ileri gitmiyor musun? "Hayır, Chaeyoung beni yanlış anladın. Seninle alay etmek için sormuyorum. Sadece duygularını merak ediyorum." "Evet Mina. Seni o kadar çok seviyorum ki seni onunla birlikte görünce gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Bunu duymak istiyordun değil mi? Peki şimdi ne olacak?" "Evet, bunu duymak istedim. Senin ağzından beni sevdiğini duymak istedim. Çok mu fazla senin için? Çok mu fazla şey istiyorum? Ne olacağını bilmiyorum Chaeyoung." "Nasıl bilmiyorum Mina? Bilmediğin şeylerin üstüne gitmek gibi bir huyun mu var?" "Hayır. Sadece... Sadece duymak istedim. Ne olacağını bilmeden, karşılık beklemeden senden beni sevdiğini duymak istedim. Saçlarımı okşarken her gün bana beni sevdiğini söyleyemez misin? Sonra sabah kalkınca yine yanımda seninle kalksam? Bunlar benim isteyebileceğimden fazla şeyler mi?" Mina ağlayarak konuşmaya devam ediyordu. Sokağın ortasında hıçkırarak ağlayan kıza bakıyordu. Onu mutlu etmeyi planlıyordu ama şimdi ne haldelerdi. Aynı yerde aynı saatte şu an ağlamasının nedeni oydu. Kendisine aptal derken hiç yanılmıyordu. "Üzüntünü erkek arkadaşınla mı geçirmeye çalışıyordun? Neyin bencillik olduğunu bile bilmiyorsun. Ben sensizliği tek başıma atlatmaya çalışırken sen erkek arkadaşınla üzüntünü geçirmeye çalışıyordun. Onu mu kullanıyorsun yoksa beni mi? En azından bunu biliyorsundur Mina." Mina'nın cevabı belli ki kalbini kıracaktı. O veya bu illa ki cevabı onu yıkacaktı. Her şey burada bitseydi en azından kalbi en çok kırılan kendisi olmazdı. Ama çaresizliği ve aptallığı onu cevabı duymaya ve kendini dönülemez bir yola sokuyordu. Chaeyoung hayatında ilk kez nerede durması gerektiğini kestiremiyordu. Geçmişe dönseydi her şeyi burada bırakıp giderdi. 

midnight love; michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin