#5

220 25 2
                                    

Mina biraz daha yüzüne bakıp gitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mina biraz daha yüzüne bakıp gitti. Arkasından gitmek istedi ama ayakları onu engelliyordu. Felç geçirmiş gibiydi. Kıpırdayamıyordu. Hareket etmeyi başarıp Mina'nın arkasından koştu. Yanına varınca onu kendisine çekip sarıldı. "Özür dilerim. Çok özür dilerim. Biliyorum seni beklettim ve mantıklı bir açıklamam da yok ama hala benimle konuşmak ister misin?" "Chaeyoung, sorun değil. Çok ani bir tepki verdim. O kadar üstüne gelmemeliydim." El ele tutuşup geri ilk buluştukları yere döndüler. Mina'nın oturduğu yere oturup konuşmaya başladılar. "Orada çalıştığını bilmiyordum. Bu kadar iyi kahve yapabildiğini de..." "Uzun zamandır orada çalışıyorum. Belli bir tecrübeyle artık yaptığın kahveler daha iyi oluyor." "Bir gün bana özel bir kahve yapmanı çok isterim." "Ben de. Seve seve yaparım." şu ana kadar bir sürü kahve deneyimlemişti Chaeyoung. Ama bu kahvenin tadının aklına hepsinden daha özel bir yer edineceğinden şimdiden emindi. İlk içtiği kahve bile onda bu kadar yeni duygular hissettiremezdi. Hayali bile onu mest ederken kim bilir gerçekleşse neler hissederdi. Kendini hayallerle avutmaya devam edecekti her zaman yaptığı gibi. Baya bir süre birbirlerini tanımak için soru sordular. Her bir soru her bir adımdı. Adım adım yaklaşıyorlardı birbirlerine. Onun hakkındaki en ufak bir bilgiyi bile aklına kazıyordu. Konuşmanın ilerleyişinden çok memnundu. Ne sevgilisi ne de başka birileri sadece ikisi hakkında konuşuyorlardı. "Chaeyoung, daha önce hiç birine aşık oldun mu?"  'Evet. Ve hala da sana aşığım.' "Hayır. Daha önce hiç aşık olmadım. Peki ya sen?" "Evet, oldum. Biliyor musun, onu çok seviyordum ama imkansız olduğumuzu anladım. Biz birbirimiz için değilmişiz. Bu beni cidden çok üzüyor." Kim olduğunu bilmiyordu ama az çok tahmin ediyordu. Büyük ihtimal şu anki sevgilisiydi. Yoksa onunla neden hala çıkmaya devam ederdi ki. Her zaman olduğu gibi onlar güzel bir an yaşarken o araya giriyordu. Cidden bu gerekli miydi? Zevk aldığı konuşma şu an kalbini kırıyordu. "Senin adına üzüldüm. Şu anki sevgilin mi?" "Hayır." "Kim olduğunu söyleyebilir misin?" "Maalesef. Bunu yapamam." "Peki. Seni zorlamak istemiyorum." Chaeyoung yüzüne düşen su damlasıyla yağmurun yağmaya başladığını fark etti. Mina da fark etmiş olmalıydı ki yanına aldığı ceketini ikisinin üstüne tuttu. Chaeyoung'a içten bir gülümsemeyle baktı. Romantik bir filmden sahne gibiydi. Mina ceketini Chaeyoung'a verip ayağa kalktı. Yağmurun ortasında sokağın ortasında dans etmeye başlamıştı. Onu hiç böyle görmemişti. Görmediği daha ne kadar yeteneği vardı acaba? Hareketleri kusursuz bir şekilde zarifti. Karşısında profesyonel bir dansçı vardı sanki. Öylesine göz alıcı öylesine güzeldi. Chaeyoung'un yanına gelip ellerinden tuttu. Şimdi ikisi dans ediyordu. "Ben dans etmeyi bilmiyorum ki." "Bana ayak uydur yeter." Bir şeyler söyleyip anı bozmak istemiyordu. Sustu. Aklında çalan şarkıya ve Mina'ya ayak uyduruyordu. Büyük bir balo salonunda prensesiyle dans ediyordu. Seyircilerse sokaktaki hayvanlardı. Herkes onların mükemmel dansını alkışlıyordu. Bir an için bu anın hiç bitmemesi için umdu. Bulutların üstündeydi. Aklı başında değildi adeta. En son ne zaman böyle hissetmişti? Mina nasıl hissediyordu acaba? En az onun kadar mutlu muydu o da? Hep böyle sürmesini mi istiyordu yoksa şu an sevgilisinin yanında olmak mı? Onunla dans ederken sevgilisini düşünüyor olabilir miydi? Bu anı onunla değil de sevgilisiyle yaşamak istiyorsa? Ya da ona hiç bahsetmediği aşkını da düşünüyor olabilirdi. Saçma fikirlere kapılmıştı ama engel olamıyordu. "Mina benim... gitmem lazım" "Noldu? Niye gidiyorsun Chaeyoung?" "Bir işim vardı unutmuşum." "Eve gittiğinde bana yaz" "Tamam. Yazarım." "Yolda dikkat et kendine." "Ederim."

midnight love; michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin