#7

207 24 2
                                    


Chaeyoung çizdiği resme odaklamışken birisi yanındaki sandalyeyi çekip oturdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chaeyoung çizdiği resme odaklamışken birisi yanındaki sandalyeyi çekip oturdu. "Beni mi çiziyorsun Chaeyoung? Çok hoş olmuş." Mina'nın geldiğini anlamıştı. Bir anda resim kağıdını arkasına saklayıp ona baktı. Onu çizdiğini anlayınca aşırı utanmıştı. "Evet. Sana vermek istiyordum. Sürpriz olmalıydı ama sorun yok. Daha bitirmedim bitirince alırsın." "Bitmemiş hali bile çok güzel. Resim çizebildiğini hiç bilmiyordum. Başka nasıl yeteneklerin var?" "Aslında o kadar yetenekli değilim. Abartıyorsun." "Çok güzel kahveler yapıyorsun. Resmin de çok güzel. Ailene bağlı kalmadan geçimini sağlayabiliyorsun. Chaeyoung seni çok kıskanıyorum. Çok mükemmelsin." Onu övdükçe yerin dibine giriyordu. Aşırı hoşuna gidiyordu. Sevdiği kişinin gözünde bu kadar mükemmel bir imaj yaratmıştı. İstediği de buydu. "Chaeyoung, tam benim tipimsin biliyor musun?" Dalga geçiyordu. Dalga geçiyor olmalıydı. Sevgilisi vardı. Ve ikisinin birbirine benzer hiçbir yanı yoktu. Ciddi olmasının imkanı yoktu. Gülerek yanıtladı. "Dalga mı geçiyorsun?" Mina üzüntüsünü belli etmemeye çalışıyor gibi duruyordu. Gülümsemeye çalışıp cevap verdi. "Dalga geçmiyorum. Resim çizebilenler aşırı ilgimi çekiyor." O zaman sevgilisi de resim çizebiliyordu. "Sevgilin de güzel resim çizebiliyor mu?" "Hayır. Hiç yeteneği yok bu konuda." Bu konu üstünde daha fazla durmak istemedi. Mina rahatsız olmuşa benziyordu. Hala anlamıyordu. Nasıl onunla çıkabiliyordu? Birbirine bu kadar ters iki insan çıkıyordu ve o çocuk yüzünden kaderindeki kızla şansı yoktu. Aklındaki düşüncelerden kurtulup resmine devam etti. "Bunu yatağımın yanındaki duvara asacağım. Böylelikle uyumadan önce kendimi seni gözünden görmüş olacağım. Chaeyoung, sabah kalktığımda görmek istediğim tek yüz senin yüzün biliyor muydun?" Chaeyoung o kadar utanmıştı ki yüzü kıpkırmızıydı. Kafasını kaldırıp ona baktığında yüzünü görücekti ve büyük ihtimal onunla dalga geçecekti ama Chaeyoung'un bilmediği bir şey varsa o da Mina'nın da en az onun kadar kızardığıydı. Hafifçe kıkırdayıp resmine devam etti. Bu kadar umut verip sonra yine sadece arkadaşız demesi yeterince kalbini kırmıştı biraz da kendisi onu aralıkta bırakabilirdi değil mi? Bundan bir zarar gelmezdi. "Ne konuşmak istiyordun? Pek zamanım kalmadı işimin başına geçmeliyim." "Aslında bir şey konuşmak istemiyordum. Sadece seni özledim. Niye her gün buluşamıyoruz. Sesini, yüzünü, her şeyini özlüyorum. Senin yanında kendimi iyi hissediyorum. Sanırım diğer yarım sensin. Beni tamamlaman hoşuma gidiyor." Chaeyoung bunların birer yalan mı yoksa tamamen gerçek düşünceleri mi olduğunu kestiremiyordu. Eğer yalansa nasıl sözlerini böyle güzel seçip onu kolayca kandırabiliyordu? Kendisi mi aşkından iki söze düşecek kadar saftı yoksa o mu çok iyiydi onu böyle kandırmakta? 'Ben aptalım. Her seferinde ona kanacak kadar aptalım ama o kadar seviyorum ki bu benim için bir sorun bile değil.' "Mina, ben de seni özlüyorum. Ama biliyorsun buluşamamamızın sebebi sensin. Neden erkek arkadaşından kurtulmuyorsun? Benimle olmak yerine onun yanına gidiyorsun" kendisi de tahmin edemezdi böyle bir karşılık vereceğini. Onu reddetmiş miydi? Hayır, sadece gereken cevabı verdi ama bu o kadar basit miydi? Tabii ki değildi. Bu konuşmanın devamı vardı ve tabii ki Mina'nın düşen yüzü. Onu üzgün görmeye dayanamıyordu. Bir de onu kendisi üzmüştü. Onu kırmak istemiyordu ama kendisi de dayanamıyordu. Sözlerini geri alıp hiç söylememiş gibi davranmak istiyordu. Bir şansı daha olsa yine aptal gibi ona kanmak isterdi. 'İşte bu yüzden ben aptalın tekiyim. Ona karşı koyamıyorum.' "Chaeyoung, biliyorum onu sana tercih ediyormuşum gibi duruyor. Ama bana inan ki öyle değil. Sen ondan daha önemlisin." "Bilmiyorum Mina. Buna nasıl inanabilirim ki? Sen her gün onunla eğlenirken ben senin yüzünden tek başıma ağlıyorum. Söyleyecek önemli bir şeyin varsa söyle ama işimin başına geçmeliyim." Yine yapmıştı. Onu reddetmişti. Artık kanmıyordu ona. Ama ya doğruyu söylüyorsa ve bu birlikte olmalarının tek şansıysa? Yine eliyle itmişti o şansı. 'Chaeyoung, sen akıllanmazsın.' Arkasında hem şaşkın hem de üzgün Mina'yı bırakarak tezgahın başına geçti. 

midnight love; michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin