Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her şeyi mahvettiğinin o da farkındaydı. Mina büyük ihtimalle onları hiç düşünmemişti bile. Son günlerde iyice paranoyak olmuştu. En ince ayrıntıları bile düşünüyordu. Vurdumduymaz eski Chaeyoung şu an nereye gitmişti bilmiyordu. Yolda yürürken sürekli yaptığı saçmalığı hatırladı. 'Cidden mi Chaeyoung? Bu gerekli miydi? Benimle bir daha konuşmak istemeyebilir.' Yine düşünüyordu. İçinden çıkılamaz bir döngüydü. Bu döngüyü bozduğunda ikisinin de mutlu olacağını biliyordu. Güvenemiyordu kimseye. Çok sevdiği kişiye bile güvenemediği için bin tane olasılık sayıyordu. Mina mı ona güven vermiyordu yoksa bütün sorun en başından beri kendisinde miydi? Galiba güvenini en çok kıran hiçbir şey yaşanmamış gibi onu aldatan eski sevgilisine dönmesiydi. Nedeni neydi? Onu mu unutamamıştı? Saçma öyle biri hatırlamaya bile değmezdi sonuçta. Kendisini sadece arkadaş olarak görüyor olabilirdi. Peki ya sevdiği kişi? Onu gerçekten sevmiyor olamazdı. Onu anlatırken bile gözleri ışıl ışıl parlıyordu. İmkansız olması mı onu vazgeçirmişti de eski sevgilisine dönmüştü? Öğrenseydi de ne değişecekti ki? Elinde yine koca bir hiç olacaktı. Onu en çok üzen her şeyin boşa olmasıydı. Yeniden tek başına gelmişti evine. Bir gün Mina'yı da davet etmek istiyordu evine. Yine dans ederlerdi ama bu kez hiçbir şey engel olamazdı onlara. Eve geldiğini söylemek içi ona yazacaktı ki kendisinin çoktan mesaj attığını gördü. "Chaeyoung. Eve vardın mı?" "Evet. Şimdi geldim." Mesajı atıp ona geri yazmasını bekledi. Üstünü bile değiştirmeden kapının önünde duruyordu. Mesaj gelene kadar burada bekleyecekti ki onu bekletmemiş olsun. Her seferinde aynısıydı. Ne zaman vazgeçtiğini düşünsene anında kendinden ödün veriyordu. O zaman bu gerçekten vazgeçmek miydi? Bütün yollar yine ona çıkacaksa bu çıkış değildir ki. Mesaj gelmeyeceğini anlayınca üstünü değiştirmek için odasına gitti. Saatin geç olduğunu fark edip yatmak için hazırlandı. Yarın yine işe gidiyordu. Kahve yapmak onu rahatlatıyordu. Kahvenin o hoş kokusu aklını başından alıyordu aynı Mina gibi. Mesaj atıp atmamasını umursamadan yattı. Onun için bu bile bir başlangıçtı. Eğer ileride daha iyi olacaksa bunun bitmesine şimdiden gönüllüydü.
Sabah alarmdan önce kalkmıştı. Pek sık yaşanan bir şey değildi onun için. Gece iyi uyuyamadığındandır hemen uyanmıştı. Her zamanki rutin işlerini yapıyordu. Elini yüzünü yıkayıp kahvaltısını yapıyor dişlerini fırçalayıp üstünü giyiniyordu. Rutin bir hayatı vardı. Kulaklıklarını takıp dışarı çıktı. Saat daha erken olduğu için ağır ağır yürüyerek gidiyordu. Bir yandan şarkıyı mırıldanıp bir yandan ufak ufak dans ediyordu. Sanki bugün her şey değişmiş farklı olacakmış gibi enerjikti. Kafeye yaklaştıkça adımlarını yavaşlattı. İçeri girerse enerjisi bitecek gibi. Kapıyı açıp yerine geçti. Önlüğünü giyip aceleyle kahve hazırlamaya başladı. İlk kahvesini her zaman burada içerdi. Günün iyi geçmesi için bir totemdi. Şimdi fark ediyordu son günlerde kahvesini hiç içmiyordu. Bugünün de kötü bitmesini istemiyordu hemen kahveyi içmek istiyordu. Sabırsızlıkla kahvenin olmasını bekledi. Herhangi bir engel çıkmamalıydı önüne bugün iyi bitmeliydi. Buna ihtiyacı vardı. Kahve olana kadar telefonuna baktı. Mina'nın mesaj attığını görünce içi neşeyle doldu. Mesajları bile onu gülümsetiyordu. "Chaeyoung, bugün seninle konuşmak istiyorum. Müsait misin?" onunla ne hakkında konuşabilirdi? Dün niye gittiğini sorarsa ne söyleyecekti? Ona açıklama yapma gibi bir yükümlülüğü yoktu ama zorundaymış gibi hissediyordu. "Bugün çalışıyorum. İstersen kafeye gel." Hemen cevap geldi. "Tamam. Yine geçen zamanki gibi gelirim." Şu eski sevgilisi her yerden çıkıyordu. Her buluştuklarında ona da konu geliyordu. Her adını duyduğunda ondan daha çok nefret ediyordu. Sadece tamam yazıp telefonu kapattı. Kahvesini alıp favori yerine geçti. Kafenin ön bahçesindeki ağacın tam yanı. Sabahları buraya gelip hem kahvesini içer hem defterine bir şeyler karalardı. Güzel sanatlara gidiyordu. Tabii eskiden okulu bırakmadan önce gidiyordu. Küçüklüğünden beri resim çizmeye meraklıydı. Evin duvarlarına bile resim çizerdi. Annesi ve abisi onu bu konuda çok desteklemişlerdi. Güzel sanatlara gitmesinde de onlar etkili olmuştu. Aynı yerine geçip defterini çıkarttı. Mina'yı çizmeye başlamıştı. Yüzünü en ince ayrıntısına kadar hatırlıyordu. O kadar dikkat bile etmemişti oysaki. Ama her bir köşesi aklına kazınmıştı.