1

1.9K 188 186
                                    

Etrafta göz gezdirip kimsenin olmadığını gördükten sonra girdim içeri. 4 gündür her sabah kapımın önünde dondurma şeklindeki pamuk şekerden buluyordum. Bunu kim bırakıyordu bilmiyorum ancak pamuk şeker sevdiğimi biliyor olmalıydı.

Bir sapığım olduğunu düşünerek tedirgin olurken bir şey yapacak olsa şimdiye kadar çoktan yapardı düşüncesiyle kendimi avutuyordum. Sonuçta tek yaşıyordum ve bunu yapan her kimse biliyor olmalıydı. Yoksa neden gelip kapıma pamuk şeker bıraksın?

Kahvaltımı yaptıktan sonra afiyetle yemiştim şekeri. Tadı da çok güzeldi. İlk gün korkmuştum ama dayanamayıp yediğimde bir sorun olmadığı için yemeye devam etmiştim. İçinde zehir olsaydı çoktan ölmüş olurdum.

İzlediğim çizgi filmi kapatarak ayaklarımı orta sehpaya uzattım ve gelen mesajlara baktım. Ortak grubumuzdan gelen mesajlar vardı. Onları okumayarak geri kapattım telefonu.

Elimdeki boş şeker paketinde gözlerimi gezdirdim bir süre. Kimin bıraktığını nasıl öğrenecektim? Aklıma gelen fikirle sırıttım. Küçük bir not yazıp kapıya bırakacaktım.

Yine çok zekiyim.

•••

Hızlı adımlarla çıktım odadan ve aynı hızda açtım kapıyı. Dün geceki 'sen kimsin, beni korkutuyorsun,' adlı notuma cevap verip vermediğini merak etmiştim.

Ve işte, oradaydı. Bir pamuk şeker ve onunla yanı renkteki not kağıdı. Gülümseyerek elime aldım ve paketin üzerine yapıştırdığı kağıdı önce içimden sonra dışımdan okudum.

"Merhaba Yongbok,
kim olduğumu sana söyleyemem. Karşına çıkmaya cesaretim yok. Ama senden rica ediyorum, senin için bıraktığım şekerleri geri çevirme ve hepsini afiyetle ye. Onların bir anlamı var, seni seviyorum."

Yazılar beni gülümsetirken içeri girdim. Birinin beni sevmesi hoşuma gitmişti. Daha önce çıkma teklifleri almıştım ama sevildiğimi hissetmemiştim. Şimdi ise bir not kağıdında yazan iki kelime beni mutlu etmişti. Ama dondurmaya benzeyen pamuk şekerlerin ne gibi bir anlamı olabilirdi ki?

Günlük rutinimi yaparak kahvaltı sonrası şekerimi yerken telefonum çalmıştı. Annemin aradığını gördüğümde gülümseyerek açtım telefonu.

"Anne seni çok özledim."

"Ah bebeğim, ben de seni çok özledim."

"Bir sorun yok değil mi?"

"Hayır, sadece merak ettim. Tatlım, baban çağırıyor sonra tekrar ararım."

"Seni seviyorum anne, görüşürüz."

Annemle konuşmayı seviyordum, her zaman yanımda olmuştu ve olmaya devam ediyordu. İlk sevgilim olduğunda ona anlatmıştım, eşcinsel olduğumu anladığımda yine ona söylemiştim. Doğruyu söylediğim için teşekkür etmiş ardından bana kötü bir şey yapmadığımı söyleyerek sarılmıştı.

•••

"Yine gel hyung."

Son kez el sallayarak girdim içeri ve odama koşarak yazmış olduğum not kâğıdını aldım. Yazdığım şeyi tekrar okuyarak kapıya bıraktım. Bu iş hoşuma gitmeye başlamıştı.

"Kim olduğunu merak ediyorum. Beni kimin sevdiğini öğrenmeye hakkım yok mu? Eğer yüzünü göstermek istemiyorsan sana ulaşabileceğim bir hesap veya numara ver. Lütfen~"

__________

İlk bölümü nasıl buldunuz? Aklıma böyle bir kurgu geldi ve yazayım dedim.

Pamuk şeker bu şekilde, dondurmaya benziyor👇🏻

Pamuk şeker bu şekilde, dondurmaya benziyor👇🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy verin lütfen~

Umarım beğenirsiniz!

~Maria'

Cotton Candy | ChangLix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin