12

890 132 84
                                    

Yine bir pamuk şeker bulmuştu kapıda. Ama tek fark bunun sevgilisinin elinde olmasıydı. Gülerek sarıldı ona ve yanağına masum bir öpücük bıraktı.

"Günaydın Binnie."

Ona sesleniş şekli ile gülümseyerek karşılık verdi Changbin. "Günaydın Yongbokkie."

"Hadi hemen kahvaltıya geçelim, çok acıktım." Diyerek peşinden mutfağa sürükledi Felix sevgilisini. Changbin onun hazırladığı masayı gördüğünde gülümsemeden edemedi. Çok uğraştığı belli oluyordu.

İkili hızlıca yemeklerini yedikten sonra Felix hazırlanmak için odaya çıkmıştı. Changbin ise bu sırada salonda oturarak telefonuyla ilgileniyordu.

"Ben hazırım, gidebiliriz."

Çift bugün küçük bir gezintiye çıkacaklardı. Jisung ve Minho'ya evden çıktıklarına dair mesajı attıktan sonra Changbin'in elini tutmuştu Felix. Sevgilisinin hala çekingen olması hoşuna gitmiyor değildi. O da çekiniyordu ama böyle ufak yakınlaşmalar için birinin adım atması gerekiyordu.

Diğer çift ile buluşacakları yere vardıklarında Jisung ve Felix birbirlerine sarıldı. İkilinin arkadaşlığı gerçekten iyiydi.

"Hadi gidelim!"

•••

"Çok yoruldum, biraz dinlenelim."

Herkes Jisung'a uyup yol kenarındaki bir banka oturmuşlardı. Bank öyle geniş yapılmıştı ki 4 kişi bile rahatlıkla sığabiliyordu.

"Artık eve gidelim mi? Bir film izler ve geceyi bitiririz."

"O halde bize gidiyoruz."

Minho'nun teklifi ve Changbin'in söylemiyle ayağa kalkmış ve kısa bir otobüs yolculuğundan sonra Changbin'in evine gelmişlerdi. Felix ilk kez geliyordu buraya, biraz heyecanlıydı.

"Yongbok, mısır patlatır mısın? Ayrıca en köşedeki dolapta istediğin kadar abur cubur bulabilirsin."

Sevgilisini dinleyerek mutfağın yolunu tuttu. Gerekli malzemeleri ayarladıktan sonra mısırı güzelce patlatmış ve tabakları hazırlamıştı. İki eline de tabak alıp salona geçtiğinde Jisung da yardım için kalktı.

Her şeyi hazırladıkları sırada Changbin ve Minho hala filmi aramakla meşguldüler. Onlar karar verene kadar Felix ve Jisung bugün çekildikleri fotoğrafları inceliyorlardı. Bugün oldukça fazla yeri gezmişlerdi ve hepsi de çok yorgundu.

Sonunda bir filmde karar verilmesiyle rahat bir pozisyon alarak televizyonun karşısına geçmişlerdi. Herkesin filmi izlemeye hazır olduğunu görerek başlat tuşuna bastı ve ışıkları kapatarak sevgilisinin yanına oturdu Changbin. Böylesine romantik bir ortamda sadece ikisi olmayı tercih ederdi ama böyle de güzeldi.

Kolunu Felix'in omzuna sarıp onu kendine çektiğinde Felix bacak bacak üzerine atmış ve Changbin'in göğsüne yaslanmıştı.

Film heyecanla ilerlerken Changbin, Felix'e baktı. Çocuğun uyukladığını görerek kulağına eğildi. "Bu gece burada kalacaksın, değil mi?" Bunu çok istiyordu. Felix ile sarılarak uyumak hayallerinden biriydi onun.

"Kalmamı istiyor musun?"

Uyku sersemiyken bile Changbin ile flört edebiliyordu. Buna gülerek onun saçlarını okşadı. "Tabi ki istiyorum, bu anı uzun zamandır bekliyordum."

"Biz kalkalım artık, Jisung uyumaya başladı."

"Burada kalın." Minho bir süre düşünmüş ardından kabul etmişti. Kendisi de çok yorgundu, hemen yatsa iyi olurdu.

Changbin onlara yatacakları yeri gösterdiğinde Minho sevgilisini kucaklayıp Changbin'in yönlendirdiği odaya girmişti. Kendisi de aynı şekilde Felix'i kucaklayıp odasına yürüdü. Etrafı yarın toplayabilirdi.

•••

Sevgilisinin kollarında uyandığında gülümseyerek bir süre onu izledi Felix. Oldukça rahat bir uyku çekmişti. Gece burada kaldığı için asla pişman değildi.

Changbin'in yanağına hafif bir öpücük bırakıp sessizce kalktı. Odadan çıkacağı sırada gördüğü hırka ile yerinde durdu. Bu kendi hırkasına çok benziyordu. Biraz düşündüğü sırada onun zaten kendi hırkası olduğunu fark etti.

Changbin'le kavga ettiği gün düşürmüştü orada ve o da almış olmalıydı. Hırkayı tekrar eski yerine koydu ve yüzünü yıkayıp mutfağa geçti. Herkes uyurken onlara kahvaltı hazırlayacaktı.

Hızlı bir şekilde güzel yiyecekler hazırladı Felix. Eli bu konuda lezzetliydi, annesi öğretmişti çoğu şeyi. Beğeneceklerini umarak masayı da hazırladı.

Ellerini kuruladıktan sonra mutfaktan çıktı ve hala uyuyan sevgilisinin odasına girdi. Sessiz adımlarla yaklaşıp gülerek üzerine atladığında Changbin sıçrayarak uyanmıştı.

"Korkuttum mu?"

"Hayır, ne zaman uyandın?"

Biraz düşündü Felix ve tahminini söyledi. "Sanırım 1 saat oluyor."

"Beni neden uyandırmadın?"

Omuzlarını silkerek sevgilisinin saçlarıyla oynamaya başladı. Şu an çok rahattı, hareket etmek istemiyordu.

"Dün çok yorulduk, biraz daha uyumanızı istedim. Ayrıca kahvaltı hazırladım."

Felix'in mimikleri Changbin'i öldürüyordu. Öyle şirin geliyordu ki gözüne onu ısırmak istiyordu. "O halde artık kalkalım."

______________

Diğer bölüm final, daha sonra yayımlarım🤧

Oy verin lütfen~

Umarım beğenirsiniz!

~Maria'

Cotton Candy | ChangLix ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin