Sevgilim: Yongbokkie, aşkım yolun sonuna geldik sanırım.
O ne demek Changbin?
Daha açıklayıcı olur musun, anlamıyorum.Sevgilim: Beni seviyorsun, öyle değil mi?
Tabi ki seviyorum.
Bu nereden çıktı ki?Sevgilim: Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
Ne?
Changbin ne oluyor?
İyi misin?
Cevap ver!Sevgilim: Hey, sakin ol, iyiyim.
Sadece söylemesi zor, beni anlaman gerekiyor.Doğru mu anlıyorum, ayrılmak mı istiyorsun?
Sevgilim: Yongbok, iyi misin sevgilim?
Bunu nasıl anladın?Ne yani, doğru mu?
Ama neden, henüz yeni kavuşmuştuk.
Hani beni seviyordun, yalancı!Sevgilim: Yongbok, sakin ol.
(Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz)
Neler oluyor?
(Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz)
Beni engellediğine inanamıyorum, sadece tatile çıkmayı teklif edecektim.
(Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz)~
Sinirle evde turlamaya başladı Felix. Daha fazla konuşmak istemediği için onu engellemiş ve telefonunu herhangi bir yere fırlatmıştı.
Neden ayrılmak istediğini anlamıyordu, yanlış bir hareket mi yapmıştı? Ya da sevgisi mi azalmıştı?
Sinirinin geçmesi için elini yüzünü yıkayıp tekrar salona döndü. Kendine oyalanacak bir şeyler arıyordu ama yoktu. Ağlamamak için kendiyle savaş verdiği sıralarda kapının çalmasıyla yerinden kalktı.
"Neden geldin?"
Changbin karşısında ona gülümseyerek bakıyordu. Normalde aşık olduğu gülüşü şu an onu sinir ediyordu.
"Yanlış anlaşılmayı düzeltmek için geldim."
"Ne yanlış anlaması, ben seni iyi anladım. Neden daha önce söylemedin ki? Ayrıl-"
Felix'in sözü Changbin'in dudakları sayesinde yarım kalmıştı. Önce itmeyi düşünse de bu onların ilk öpücüğüydü, mahvetmek istemedi. Bunun yerine ona karşılık verdi. Ve bu yaptığı Changbin'i gülümsetmişti. Yavaşça ayrıldı ondan. Hiç bırakmak istemiyordu ama çözmesi gereken bir durum vardı.
"İçeri gelebilir miyim?" Felix'in onayıyla içeri girmiş ve salona adımlamıştı. Onun yanına oturmasını beklerken kendisinden en uzak koltuğa oturduğunu görüp gülümseyerek yerinden kalktı.
"Yongbok, beni cidden yanlış anladın. Söylemesi benim için zordu çünkü heyecanlıydım."
"Ne, ne için heyecanlıydın?"
"Baş başa tatile çıkmayı teklif edecektim, ama yanlış anlayıp beni engelledin."
Felix bunu mahvettiği için utanıyordu. Changbin'in söylemek istediğiyle Felix'in anladığı farklıydı. Bir suç işlemişçesine attığı bakışları Changbin'e çevirdi. Bu bakışlar karşısında erimişti Changbin.
"Bakma öyle, çok şirinsin."
Sevgilisinin alnını öptüğünde Felix mutlulukla gülümsedi. Sadece ikisinin olduğu bir tatil fikri fazlasıyla hoşuna gitmişti.
"Ne zaman gideceğiz?"
"İki gün sonra yola çıkarız, olur mu? Bu süreçte eşyalarımızı ayarlayalım."
Kafasını salladı usulca ve sevgilisine sokuldu. Aptallık edip yanlış anladığı için kendini kötü hissediyordu. Aklına onu engellediği gelince diğer koltukta bıraktığı telefonu alarak yeniden yerine oturdu. Changbin'le konuştuğu mesajları açarak engeli kaldırdı. Bu Changbin'i güldürmüştü.
"Beni 'sevgilim' diye mi kaydettin?"
"Evet, yoksa sen ismimle mi kaydettin? Eğer öyleyse güzel bir trip yiyeceksin."
Telefonunu cebinden çıkarıp Felix'in kucağına koydu ardından kolunu omzuna atarak onu kendine yasladı. "Bak bakalım, ne diye kaydetmişim."
Sevgilisinin parmak izini okuttuktan sonra telefonu açıp isminin ne olduğuna baktı. Yazdığı şeyi gördüğünde ise gülümseyerek Changbin'e döndü.
"Sunshine?"
"Evet, benim Güneş Işığım'sın. Üzgün hissettiğimde hemen yanımda oluyor ve beni mutlu ediyorsun. Parlak gülümsemeni görmek beni mutlu ediyor."
"Seni seviyorum," demişti bu sefer Changbin'i yeniden öpmeden önce. Yine aynı şekilde karşılık vermişti sevgilisi de ona.
"Seni seviyorum."
_______________
Bitti sonunda 🤧 Okuyan herkese teşekkürler ❤️ Diğer ficlerimde görüşürüz 😽💔
Oy verin lütfen~
Umarım beğenirsiniz!
~Maria'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cotton Candy | ChangLix ✔
Fanfiction| TAMAMLANDI | Lee Felix, her gün kapısının önünde pamuk şeker buluyordu. •Texting + Story