________Onu görünce hareketlenen hücrelerim beni kontrol altına almıştı ve ona ne tek bir güzel söz, ne de bir gülümseme sunmak istiyordum.
Kafamı kitaptan ayırmadan, sadece gözlerimle dik dik baktım suratına. Yağmurdan dolayı saçlarının uçları birbirine yapışmış, siyah pantolonun üzerine giydiği deri ceketinin üzerinde bir kaç damla vardı. Bir elini salmış, diğeri ile de sırt çantasının kopçasını tutuyor ve mayhoş bakışlarla beni izliyordu.
"Eşyalarını almak için geldin sanırım..." deyip kitabı sertçe kapattım ve komidine koyarak, göbeği açık askılımın üzerine giydiğim, ince uzun hırkamın uçlarını tutup önümü kapattım ve sert adımlarla yanına vardım. Bir kedi, oyuncağını nasıl takip ederse, o da her hareketimi izliyordu.
Omzundaki çantasını sertçe kendime çekerek dolabın yanındaki tekli koltuğa götürdüm. Fermuarını açarak çantayı ters çevirdim ve delicesine boşaltmaya başladım. "Kirlilerini de yıkarım ben, eşinim çünkü yapmam gerek değil mi?"
Kanımda dolaşan tehlikeli enerji, hızlı hareket etmemi sağlıyordu. Onun dolabını açıp üst üste katlı tişörtlerinden 4-5 tane alarak çantaya tıkmaya çalıştım. "Sen zahmet etme, bir 5 gün daha eve gelmezsen bunlar yeter, yok daha çok gelmezsen yine gelirsin yine hazırlarım."
Pantolonlarına yöneldiğim vakit yavaş adımlarla yanıma gelerek bileklerimden tutmaya çalıştı.
"Young-"
Ellerime dokunmasına izin vermeyip bir pantolon aldım elime. "Pantolon da koyalım, eşofman da, sen bol seversin şu bol olanı koyayım nereye gidiyorsan rahat-"
Bileklerimden sertçe tuttu. "Young yeter." dedi düz bir sesle.
Yüzüne bakmadan bileklerimi kurtardım ve bir pantolon daha aldım. "Beyaz renk koymuyorum çok leke-"
"Young gitmeyeceğim!" diye bağırdı. Elimi durdurup kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Ağzımdan hızlı hızlı nefesler alırken içtiğim sojunun limon aroma kokusu da burnuma geliyordu.
Dolap ile arama girdi ve elimdeki çantaya attı elini. "Gitmeyeceğim bırak şu çantayı." deyip elimden çekti ve koltuğa attı. Dibimde inip kalkan göğüsü biraz daha yaklaştı ve bir elini çıplak belime dolayıp diğerini yüzüme çıkardı, ama bu yaptığı beni yumuşatmak yerine sinirlendirmişti. Öyle hiç bir şey olmadan gelip öpüp koklama ile gönlümü almayı nasıl düşünebilirdi?
"İçtin mi se-"
"Dokunma bana!" diye bağırınca, sağ elim benden bağımsız olarak kalkmıştı ama durdurdum. Bu yaptığımı bilinçli yapmıyordum. Sinirlerim alt üstü olmuş durumdaydı ve kontrol edemiyordum. Elim sol yanağının 5 santim gerisinde durduğunda titriyordu. O da vuracağımı anlamış olacak ki gözlerini yumup dudaklarını birbirine bastırmıştı. Belimdeki eli sıkılaşırken, titrek nefeslerimi yüzüne vuruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMOREBİ -2- [JJK] TR ✔️
Fanfiction[Tamamlandı] "Lütfen..." dedim sulu gözlerimle koyu irislerine bakarak. Bakışları bir türlü yumuşamıyordu. "Lütfen beni sensizlikle cezalandırma, yalvarırım." _________ Not: Komorebi'nin ikinci kitabıdır. Önce birincisini okumanızı tavsiye ediyoru...