Toloryon artık hazırdı. Küçük kardeşlerine sarıldı ve ailesiyle vedalaştı, annesi hem hüzünlüydü hem de yaptığı yanlıştan dolayı ona kızgındı.Her yapılan yanlışın bir cezası vardı Morensus'ta. Tüm aile, Algaryon'un gelip Toloryon'u Zuar'a götürmesini bekliyordu. Toloryon belli bir süre boyunca Zuar Kıtası'nda zamanını geçirerek, büyülü otlar, büyülü hayvanlar ve iksirler hakkında bilgili bir birey olarak Tengrisos'a geri dönecekti. Toloryon aldığı cezadan dolayı oldukça üzgündü. Ayrıca ailesinden uzakta bir yerde hiç bulunmamıştı, bu yüzden ilk kez yaşayacağı bu ayrılıktan dolayı kendini oldukça kötü hissediyordu.
Algaryon evinden çıkıp Toloryon'un evine doğru yola koyuldu. Yürümek ona ve ihtiyar ayaklarına iyi gelecekti, o yüzden "Veloksi Korporis" büyüsünü kullanmak yerine yürüyerek gitmeyi tercih etmişti. Ayrıca büyü oldukça fazla enerjiye gereksinim duyuyordu, o enerjiyi Toloryon'u Zuar Kıtası'na götürmek için kullanacaktı o yüzden böylesi daha iyiydi.
Çınar asasının üzerindeki Dev Tengrisos Kertenkelesi'nin altın renkle işlenmiş pulları bulutlar arasından gelen gün ışığının etkisi ile mükemmel bir kusursuzlukla parlıyordu şehir meydanından geçerken. Birkaç adım sonra Toloryon'un evinin olduğu sokağa döndü Algaryon. Şehir merkezine çok uzakta değildi evi, az kalmıştı. Neredeyse varmak üzereydi.
Algaryon kapının önündeydi, kapıyı tıkladı. Kapıyı açan Toloryon'un annesiydi. "Bayan Le'revellie uzun bir aradan sonra sizi görmek ne güzel!" dedi Algaryon.
Bir yanı Algaryon'a biraz kızgın gibiydi, ama bir yanıyla da "Algaryon bu cezayı uygun gördüyse vardır bir nedeni." diyerek kendini teselli ediyordu Bayan Le'revellie. Güler yüzle ve büyük bir nezaketle "Sizi de görmek çok güzel Algaryon." dedi Le'revellie ve "Algaryon; Bayan Ferrota'ya güvenim sonsuz ama yine de Toloryon'a göz kulak olur musunuz? Kötü düşüncelerden kendimi alıkoyamıyorum." diye ekledi.
"Siz hiç merak etmeyin Bayan Le'revellie, Toloryon için çok iyi bir eğitim süreci olacak. Toloryon'un biraz özgüvene ihtiyacı var ve bu değişim ile kendine olan güveni artacak. Sizi temin ederim ki şu an tanıdığınız Toloryon'dan çok daha farklı birini göreceksiniz. Bu onun iyiliği için. Bundan emin olabilirsiniz." diyerek Bayan Le'revellie'nin içini rahat tutması için elinden geleni yapmaya çalışmıştı Algaryon. O sırada Toloryon içerisinde kıyafetlerinin bulunduğu çantasını alıp kapıya gelmişti bile.
"Hazırım Büyükbaba Algaryon." dedi ağlamaklı sesi ile.
"Hadi bakalım Toloryon, gidelim o zaman. Tut bakalım kolumdan." dedi Algaryon.
Algaryon gösterişli çınar asasını havaya kaldırdı ve aktopetistin enerjisini iyice yoğunlaştırarak "Veloksi Korporis" deyip asasını yere vurdu. Saniyeler ile tanımlanamayacak bir zaman dilimi içinde ortalık onlar için karanlık oldu. Toloryon gözlerini açtığında Zuar Kıtası'ndaydılar. Daha önce buralara hiç gelmemişti Toloryon.
Hayretler içindeydi. Şaşkınlığını pek gizleyemedi. Hayatı boyunca çınar koruluğu dışında bu kadar yeşil başka hiçbir yer görmemişti. Yumuşak bir havası vardı Zuar'ın. Etrafta ilginç canlılar ve bitkiler vardı. Hiçbirini daha önce görmemişti Toloryon.
Ağzı o kadar bir açılmıştı ki "Vay canına bunlar da neyin nesi böyle?" demekten kendini alıkoyamadı Toloryon ve neredeyse şaşkınlıktan gözleri yerinden çıkacaktı.
"Zuar'a hoş geldin Toloryon." dedi Algaryon hafif bir tebessümle.
İlk bakışta devamlı yer değiştiren ağaçlar oldukça dikkatini çekmişti Toloryon'un. Daha önce bir kitapta bu ağaçlarla ilgili bir şeyler okumuştu. Bu ağaçlar Batı Zuar Kıtası'nın kendine has ağaçlarıydı ve bu kıtanın topraklarının büyük bir çoğunluğu bu ağaçlarla doluydu. Oldukça gösterişli ve ulu ağaçlardı. Her bir yaprağı yeni doğmuş bir bebeği taşıyabilecek büyüklükte ve güçteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKTOPETİST DERİN KEHANET
FantasíaMorensus gezegeninin yüksek aktopetist enerjisine sahip Tengrisos Dağı'nda yaşayan Visyus, bir Yüce Zorgan olarak hayata geldi. Hayatını annesi ile geçiren Visyus, kendini bildi bileli bir an önce on altıncı varoluş gününe gelip aktopetistin enerjis...