|özel bölüm|

1.9K 176 118
                                    

PBVT
ayemmargaret
_Angel_ofthe_Lord_
mnemoslice

🖤

Remus elindeki siyah güzelleri yavaşça mezarın üzerine yerleştirdi. Sevdiğinin onu ağlarken görmesini istemediğinden, dolu olan gözlerine rağmen tebessüm ediyordu.

"Herkes çok güzel bir hayat sürüyor Lina'm. Umarım burada zor bulduğun huzurun tümünü bulmuşsundur. Gözlerine bakıp 'seni seviyorum' demeyi o kadar özledim ki, yinede dik durmaya çalışıyorum. Çünkü sen olsan 'Hayat acımasız, asla yıkılamaz ve tökezleyemezsin' derdin."

Remus gözünden akan yaşı silmek yerine mezarın üzerine düşmesine izin verdi. Lexina ölmeden önce onun mutlu olması gerektiğini söylemişti, peki kendisi olmadan nasıl mutlu olacağını düşünmemiş miydi?

"Sanırım şu son altı yılda çok ağır tökezledim. Fakat ayakta durmamı gerektiren bazı durumlar oldu." Remus gözyaşlarını silip heyecana karışık hüzünle mezarın üzerine koydu elini.

"Bir kız çocuğu evlat edindim. Her zaman bu konu hakkında tartıştığımızı biliyorum. Bir çocuk doğurmaktansa yaşayan bir çocuğu mutlu etmeyi tercih ettiğini de biliyorum. Onun adı Melanie, aslına bakarsan sana senden daha çok benziyor." Remus ister istemez kıkırdayıp burnunu çekti.

"Harry ve Melanie çok iyi anlaşıyorlar. Harry ona gerçek bir kardeş gibi bakıyor, gerçekten şaşırtıcı ama hoş bir durum."

Uzun bir süre sessiz kaldı Remus, hemen gitmek istemiyordu ama anlatacağı başka bir şey kalmamıştı. "Ve," dedi aklına bir şey gelmişçesine. "Sana verdiğim sözü tutuyorum, seni sevmekten asla vazgeçmiyorum. Her zaman aklımda olduğunu biliyorsundur umarım."

Remus yavaşça oturduğu yerden kalkıp ceketini düzeltti. Şimdi arkadaşlarının yanına gidecek, kızıyla güzelce ilgilenecekti. Ayrıca, bir gün Melanie'yi buraya getirmek için can atıyordu.

"Rüyalarımda görüşmek üzere, güzelim."

🖤

Melanie uzun bir günden sonra eve girdiği gibi kendini koltuğa atmıştı. "Mel, orada yatamayacağını biliyorsun." babası gülerek ceketini askılığa astı.

"Çok yoruldum." Melanie, 'o'yu uzatıp kollarını iki yana açtı. Gerçekten Harry ile sürekli aşağı yukarı koşturmuşlardı.

Remus kızının önünde diz çöküp ceketini kollarından sıyırdı. Kendisine parlak mavi gözlerle bakan bu kızı çok seviyordu.

"Baba?" diye fısıldadı Melanie, sanki özel bir söyleyecekmiş gibi. Remus sorarcasına mırıldanıp gözlerini kızın gözleriyle buluşturdu. "Bugün annemin yanına gittin değil mi?"

Remus minik bir tebessüm yerleştirdi yüzüne. "Oh, evet."

"Ben ne zaman annemin yanına gidebilirim? Onunla konuşmak istiyorum!"

"Sana cevap veremeyeceğini, belki de duymayacağını bile biliyorsun değil mi Mel?"

"Evet! Anlattığına göre o çok cesur ve güzel bir kadındı, onunla kendi kendime olsa bile konuşmak istiyorum!" Melanie'nin heyecanla parlayan mavi gözleri Remus'un kalbinin teklemesine neden olmuştu.

Siyah PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin