ARKADAŞLIK

234 85 244
                                    

Medya ;EGE DEVRİM

Merhaba arkadaşlar ben geldim.

Öncelikle belirtmek isterim ki bu karakterler ve kitap kapağı geçici olarak paylaştım sizinle yani bu zamanla değişebilir de değişmeye olur de bende emin değilim. Neyse ya zamanla şey yaparız onu akjdj

Haydi Bismillah

İnsanın canını en çok yakan şey yapmadığı şeyler hakkında suçlanması değil de bunun en değer verdiği insanlar tarafından yapılmasıdır.

"Hayır" diye haykırdım "Ben yapmadım" nefeslerim daralmış soluklarım boğazıma dizilmişti. Dizlerimin üzerine çöktüm. Her yer karanlıktı ve kahretsin ki ben karanlıktan çok korkardım.

Arkamdan gelen adım sesleriyle irkildim kafamı çevirdiğimde koca bir baltanın kafama inmek üzere olduğunu gördüm . Göğü delen bir haykırış çıktı dudaklarımdan.

Gözlerimi açtığımda hızla yatakta doğruldum. Etrafına bakındığımda odamda olduğumu fark edince gürültülü bir soluk kaçtı dudaklarımdan.

Her zaman ki gibi lanet bir kâbustu.
Yine.

Ayaklarımı yataktan sarkıtıp dirseklerimi  dizlerime yasladım ve kafamı ellerinin arasına alıp koparmak istercesine yoldum saçlarımı.

Terden sırıl sıklam olmuştum  olmuştum. Kahrolası lanet kâbuslar gerçekten sinirimi bozuyordu artık.

Yataktan kalkıp banyoya ilerlemeye başladım. Yanıma gelen olmadığına göre demek ki evde kimse yoktu keza bu tür kâbuslar da bayağı bir ses çıkarıyorum. Ve herkesin duymaması biraz olanaksız oluyor. O yüzden evde olsalardı hemen dibimde biterlerdi,dibimde bitmediklerine göre evde yoklardı.

Evet teorini teyit ettiğine göre duşa girebilirsin

Aptal iç sesime güzel bir küfür savurup üzerimdekileri bir çırpıda çıkarıp sepete attım ve duşa kabine girdim. Suyu en soğuk şekilde ayarlayın altına girdiğimde bir titreme bile olmamıştı. O kadar hissizleşmiştim ki artık bu bile etkilemiyordu beni.

Ve hâlâ kahrolası kâbusun  etkisindeydim.

Ondan sonra... Yani onun ölümünden sonra neredeyse her gün bu kabusları görüyor ve güne asla güzel bir şekilde başlayamıyordum.

Hatta bazen gece uyandığımda oluyordu ve ondan sonra uyuyamıyordum. Aslında anneme sarılsam hemen uyurdum ama koca kızım. Zaten yıllardır annemle aynı evde bile sadece tatillerde kalıyordum bu yüzden alışmıştım artık onun sıcaklığını aramamaya.

Yanlış anlamayın benim annem de babam da kötü insanlar değiller ancak küçük bir kasabada yaşadığımız için beni iyi eğitim alabileyim diye göndermişlerdi. Yani onlarda benden uzak kalmak zorunda kalmışlardı.

Neredeyse çocuktum evimden ayrıldığımda. Çok ağlamış çok üzülmüştüm ama zaman derler ya zaman her şeyin ilacıdır. İşte benim de öyle olmuştu zamanla,ne kadar istemesem de, alışmak zorunda kalmıştım. En zoru da buydu sanırım. Bir şeylere zorunlu bırakılmak.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp duşakabinden çıktım ve dolaptan bir havlu alıp vücuduma sardım. Küçük bir havluyu da saçıma dolayıp odama geçtim.

Dolabımın önüne gelip içinden mavi dizimin biraz üzerinde biten bir etek ve beyaz bir tişört çıkarıp üzerime geçirdim. Sonra da odamda bulunan makyaj masasına oturup kendime baktım.

Tek kelimeyle berbat bir durumdaydım .

Saçlarımı yolarak taradığım bir kaç dakikanın sonunda aynadaki aksime boş bakışlar atarak ayaklandım. Telefonumu eteğin cebime attım evin anahtarını alıp küçük adımlarla çatı katına ilerlemeye başladım. Kimseye haber vermeme gerek yoktu zaten. Ki  kimse de yoktu nasıl olsa evde,  olmadığımı anladıklarında arayacaklardı.

YıkımlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin