Passacaglia
7 Ekim 2020 - 00.12
"... birbirine dolanmış karmakarışık bir ipin üzerinde yürüdüğümü hissediyorum; ipin ucunun nereye çıktığı hakkında inanın bir fikrim yok ve bu belirsizlik... karanlığı hiç bu kadar zifiri hissetmemiştim. Teşekkür ederim."
Passacaglia'nın daimi müşterisi Nicolas, onun en yakın dostları olan karamsarlığı ve hüznünü kollarının arasına alarak sahnenin kısa merdivenlerinden ağır ağır indi. Henüz ellili yaşları ona merhaba demişken o, kendini emin adımlarla daha dibe gömmeye ilke edinmiş olmalıydı.
"Anthony, kapanış konuşması için hazır mısın?"
Anthony, şehrin elit caddelerinin arkasına saklanmış cansız, solgun bir sokağı aydınlatan; müşterilerinin ise bir o kadar pesimist olduğu ve yaşamlarındaki satır aralarını içlerine atmaksızın her çarşamba gecesi paylaştıkları Passacaglia'nın kurucusuydu. Otuz iki yaşından itibaren sağlam temellerle ilerlediği şirket yöneticiliğine veda ederek son bir sene içinde hayallerini birer birer uygulamaya karar verdi. Anthony pek hayalperest sayılmazdı; daha doğrusu, iş stresi içinde hayal kurmaya dahi fırsatı olmamıştı ve sırtını duvara mıhlayan her şeyden kurtulduğu an Passacaglia'yı kurma fikrine bürünmüştü. Kırk bir yaşında burayı canlandırdığında adeta yeniden doğmuştu ve bu gece, kırk iki yaşındayken on sene öncesine göre daha dinç hissediyordu. Her çarşamba gecesi düzenlediği toplantılarla insanları şehrin keşmekeşinde birbirine kavuşturuyordu; tekdüze yaşayan -yaşamak zorunda kalan- herkesin kendini ifade edebildiği bir ortam yaratmak ve bu fikirde kısa sürede başarıya ulaşmak onu tatmin ederken yepyeni dostluklar kurmasını sağlıyordu. Onlardan biri de Nicolas'tı ve toplantıyı yöneten Marie'nın çağrısı ile konuşmasını Nicolas için yapacaktı.
"Hazırım, Marie," dedi Anthony gözlerinin önüne düşen saçını sağ tarafa atarak, "John'a Chopin'den Tristesse'yi çalmasını rica eder misin?" John, Anthony'nin eskiden çalıştığı şirketten yakın bir dostuydu; o, işlerinin haricinde hobi olarak piyano çalıyordu ve Anthony, John ve Passacaglia için bir piyano satın almaya karar vermişti. Karanlığı hissettirecek derece loş ışıklı, siyah ve bordodan oluşan duvarların arasında dairesel bir görünüme sahip, her biri yarım metrelik sekiz heykel ile çevrili bir yerde piyano, oluşan atmosferin mimarlarındandı.
Anthony, kapanış konuşmasını gerçekleştirmek için Tristesse eşliğinde basamaklara yaklaşırken, sıcaklığıyla insanın konuşmak için can atmasına sebep olan, siyah tonu bordoya ağır basan duvarlarla çevrili ve yarı otantik küçük sahne onun ellerinden sımsıkı tuttu ve Anthony adımlarını sahneyle uyum içinde hızlandırıp vücudunu Nicolas'ın oturduğu yöne doğru ayarlayarak söze girdi:
"Eğer yaşam senin de söylediğin gibi engebeli, sürprizlerle ve bir o kadar karmaşayla dolu olmasaydı ne hissederdin? Gerçekten tamamen memnun ve sakin olduğun, ileriyi rahatlıkla görebildiğin bir yaşamı tercih eder miydin? Çok sevdiğin hüznün ve kaygılarından uzak olduğun bir yaşam harika olurdu, değil mi? Bunu kısa süreliğine de olsa deneyebilirsin. Sadece bir haftalığına hiçbir şey yapmadan, sadece sevdiğin aktiviteleri gerçekleştirerek yaşayabilir ve bir haftanın sonundaki deneyimlerini bizimle paylaşabilirsin. Sonuç düşündüğün gibi olmayabilir.
Bu teklifim sadece sana değil Nicolas. Söylediklerim hepimize cazip geliyor, biliyorum. Hatta senin de bildiğin gibi ben de bu yolu arzulayarak işimden ayrıldım ve bilinmeyenle dolu bir yola çıktım; ne Passacaglia aklımda vardı ne başka bir şey. Ve itiraf etmek gerekirse, ayrılığa doğru seninle benzer hisler barındırıyordum.
Peki hiçbir yüzleşme yaşamadığımız, tekdüze, daima her şeyin istediğimiz gibi gittiği bir hayatın değeri nedir? Zıttını deneyimlemediğin, sürprizler yaşamadığın, korkmadığın bir hayatta aldığın nefesin farkında olabilir misin? Senin ne kadar zor bir hayatın içinde olduğunu bilmekten öte, daima yanında olduğumuzu görmüyor musun? Sürekli karanlığa gömülüp yaşayarak mutlu olmanın ne hissettirdiğini unuttun; artık bir bataklığın içinde çırpınmak ve daha çok batmak sana mutluluk hissi veriyor. Bunu yalnızca senin mi yaşadığını sanıyorsun? Hadi Nicolas, bu gece bir değişiklik yapalım. Elimizi tut, sakın kımıldama; o bataklıktan çıkabileceğinden asla şüphe duyma. Biz buradayız, biz daima birbirimizin yanındayız. Unutma, değişimin mimarı sensin. Seni seviyoruz."Elli Beşinci Cadde
01:24
Anthony için uzun ve dopdolu bir geceydi. Nicolas'ı baz alarak gerçekleştirdiği konuşma kendisini dahi etkilemişti. Aslında derinliklerinden gelen mutluluğun iki sebebi vardı: Birincisi, Nicolas'ı tanıdığı günden itibaren ilk kez değişim için gözlerindeki ışığın parıldamasıydı; sonuca odaklanmaksızın onun zamanı geldiğinde gerçekten nefes alabileceğine emindi ve bu gece ile birlikte değişime kesin gözüyle bakıyordu. İkinci sebep ise az önce girdiği Elli beşinci Cadde'ydi. O, ailesiyle yaşamayı sonlandırmak zorunda kalıp yaklaşık sekiz yüz kilometre kuzeye çalışmak için gittiğinde Elli Beşinci Cadde'yi keşfetmiş ve buraya karşı müthiş bir tutku hissetmişti. Elli Beşinci Cadde olabildiğince uzun ve genişti; sol kenarında, bir tüyün hafifliğini hissettiren insan heykellerinin çevrelediği, kestane tonunda banklara kucak açan sessiz bir park ve dolayısıyla hem parkta hem de yol kenarlarında şehre sürpriz yaparcasına fazla sayıda ağaçlar; her iki ağacın arasında mat siyah, üç metre uzunluğunda, loş ışığını kül grisi taşlara işleyen tarihi sokak lambaları mevcuttu. Bu cadde Anthony'nin karakterine tamamen uygundu; mağazaların tamamı sevdiği ürünleri barındırıyordu ve alışveriş yapmak için internete neredeyse ihtiyaç duymuyordu. Ayrıca Anthony, bu caddede hem sabah sporu hem de gece yürüyüşü yapmaya bayılıyordu; o, sessizliğin değerini her an bilmeyi başarıyordu.
Anthony evine yaklaştıkça gözü ülkenin en kaliteli kahve mağazasına doğru yöneldi. O, tam anlamıyla bir kahve gurmesiydi ve kahveye olan düşkünlüğü Passacaglia'ya da oldukça yaramıştı; insanlar sohbet geceleri dahil her gün envaiçeşit kalitedeki kahveler için soluğu orada alıyorlardı. Anthony, kahvenin gözbebeği olan ülkelere özgü Arabica ve Robusta kahveler başta olmak üzere her türü deneyerek en beğendiği kahveleri Passacaglia'da barındırıyordu ve Elli Beşinci Cadde'deki kahve mağazası onun için biçilmiş kaftandı. Fakat maalesef ki bazı geceler saat ikiye kadar açık olan mağaza bu gece daha erken kapanmıştı. Anthony hafif bir buruklukla evinin olduğu sokağa doğru saptı ve evinin kapısını sükunet içinde açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MER | Paranormal Roman
ParanormalKorkularının özüyle yüzleşmeye hazır mısın? | Wattys 2021 - "En Şaşırtıcı Olaylar" & "Paranormal" kategorileri kazananı Kentten uzakta, birbirine zıt iki ormanın çevrelediği sıra dışı bir kasabanın kalbinde canlanan Mer, yaşamın tüm hücrelerine doku...