Sarabande
29 Eylül 1995 - 21.06
"Evet Celestia... gamzelerin çıktığına göre, buradan ödevlerinin yarısını bitirdiğinin yorumunu yapabilirim. Yanılıyor muyum?" Annesi Michelle'nin bir eli sırtının arkasındaydı ve bunu Celestia fark ettiğinden, soruya odaklanmakta zorlanmıştı. Annesi Celestia'yı çok iyi tanıyordu; o, bir dedektifi dahi kendisine hayran bıraktırabilecek derecede meraklı ve bir maraton koşucusunun dahi başa çıkamayacağı kadar enerjik bir çocuktu. Sorusunu yinelediğinde Celestia kendine geldi ve hemen arka çaprazındaki defteri koşarak alıp annesine gülücükler saçarak gösterdi.
"Yarısını değil, hepsini bitirdim!" Michelle ve Celestia kahkahalara boğulurcasına gülüşmeye başladılar. O sırada annesi, arkasına sakladığı çikolatalı pudingi diğer koluyla ona sarılarak verdi. Çikolata onun favori tatlısıydı ve ona göre Michelle, dünyanın en iyi puding yapan annesiydi. O sırada ağabeyi, ağzındaki tatlı kaşığı ve elinde tuttuğu bitmiş puding tabağıyla merdivenlerden aşağı ağır ağır iniyordu.
"Celestia haklı, sen dünyanın en iyi puding yapan annesisin!" Anthony'nin tebessümü birçok duyguyu aynı anda barındırıyordu: kardeşinin başarısı için gururlu, pudingi kaptığı için keyifli, fakat tembelliğini bırakamadığından ve derslerinde Celestia kadar başarılı olmadığından tatlıyı hak etmediğini düşündüğü için mahcuptu.Michelle ve Richard acemi ebeveynlik süreçlerinde Anthony adına yaptıkları hataların farkına varıp ipleri sıkı tutmak adına kızlarını dört yaşından itibaren çalışkanlığa teşvik etmişlerdi. Sekiz sene içinde Celestia okulunda gerçekten büyük bir başarı sergilemeyi başarmış, on iki yaşına bastığı şu günlerde okulda müthiş bir derece elde etmişti. Bunu kızlarını dikte ederek değil, sevgi ve inançla uyguladıklarından aile içi huzur korunmuş, başarısızlıkların başarıların zeminini hazırladığını deneyimleyerek öğrenmişlerdi. Yakın geçmişe dek Anthony ailesinin gözünde umutsuz vakaydı; ne ev işlerine yardım ediyor ne de derslerinde başarı sağlayarak üniversite yaşamının temelini atıyordu. O, ailesinin gözünde sürekli hayallere dalıp yaşamında kendisi için fedakarlıklar yapmaktan kaçınan ve uykuya oldukça değer veren bir evlattı. Bu umutsuzluk, dokuz yaşına geldiğinde ailesinin yalnızca Celestia'nın gelişimine odaklanmasına sebep oldu. Anthony'e olan sevgilerinde asla bir değişiklik yoktu ve umutsuzluğa rağmen onun bir şeyler yapması için çabalamaya devam ettiler, fakat temelleri asla sağlam oturmamıştı. En nihayetinde Michelle ve Richard'ın bu konu hakkındaki derin araştırmaları ve dolayısıyla değişen fikirleri geçmişe sünger çekmelerini; Anthony'nin de tıpkı Celestia gibi baştan başlayabileceğini gösterdi ve ona karşı sönen umutları adeta küllerinden doğdu. Bu değişim kısa bir süre önce başlasa da Anthony, ailesinin eskiye göre içlerindeki sevgiyi daha berrak bir şekilde yansıttıklarını fark etmiş ve bir senelik süreç içinde gözle görülür bir şekilde değişmeye başlamıştı. O, artık senelerin alıştırdığı tembelliğe yenik düştüğü sıralar kalbinde bir yoğunluk hissediyor, mahcup oluyordu ve bugün de onlardan biriydi.
"Hey, Anthony!" dedi Celestia sağ kolunu havaya kaldırıp ona doğru yaklaşarak, "Sözünü unutmadın, değil mi?" Anthony üç saniyelik duraksamanın ardından onun ne demek istediğini anladı ve anlamlı bir tebessümle söze girerken Michelle'ye doğru yöneldi.
"Tembellik yapmak yok," dedi başını öne doğru hafifçe sallayarak, "hazırlan hemen, gidiyoruz."
"İşte bu harika!" dedi Celestia, "Hemen geliyorum." Michelle'nin gözlerinin içi gülüyordu; bu diyalog bir sene önce yaşansaydı Anthony yediği pudingle adeta yatağına mıhlanır, kitabını okurken uyuyakalırdı. Ama değişimi hem kendisine hem de ailesine yaramıştı.Celestia'nın Anthony'den ricası hafta sonu tatilinin ilk akşamında en yakın dostu Raphael ve ablası Ophelia ile Sarabande'de vakit geçirmekti. Akşam dokuzdan itibaren tek başlarına dışarı çıkmalarına ne Celestia'nın ne de Raphael'in ailesi izin veriyordu. Aslında Sarabande'nin merkezine yakın tüm sokaklar her zaman cıvıl cıvıl ve güvenliydi, fakat onların bulunduğu konum kasaba merkezinden uzaktı. Ayrıca, ailenin enerjik ve meraklı çocuğu Celestia, başına buyruk hareket edip Raphael'i de ikna ederek evinden uzaklaşmış ve Batı Orman'a doğru ilerlerken, şans eseri onları gören Richard olası kargaşaya engel olmuştu. Neredeyse doğduğu andan itibaren onu edindikleri tecrübeyle harika bir şekilde yetiştiren Michelle ve Richard maalesef ki onun farkında olmadan tehlikeye atılma güdüsüne engel olamıyorlardı. Bu yüzden devreye Anthony ve Raphael'in ablası Ophelia girmek zorundaydı.
Anthony ve Celestia tamamen hazır olduktan sonra Michelle'yi öperek evlerinden ayrıldılar. Evleri, Ophelia ile Raphael'inkine bir sokak kadar yakındı. Yaklaşık iki dakika içinde onların evinin önünde beklemeyi planlıyorlardı. Hava kasvetliydi, fakat rüzgar esmiyordu. Anthony'nin ince siyah hırkası ile Celestia'nın gri kazağı onları akşam soğuğundan yeterince koruyordu. İki dakika içinde önce Raphael, ardından Ophelia üzerlerine giydikleri ince kahverengi yağmurluklarla evlerinden ayrıldılar.
"Hey, çok beklediniz mi bizi?" diye sordu Raphael mahcup bir yüz ifadesiyle. Celestia Raphael'in sorusunu anlamış olmalıydı ki o, sorusunu sorarken dahi başını iki yana doğru sallıyor ve sözünün bitmesini bekliyordu.
"Biz de henüz hazırlandık, beklemedik hiç." dedi Celestia.
"Bir şey oldu, değil mi? Anthony'nin neşesi olağanın üzerinde ve biliyorsunuz ki hiçbir şey dikkatimden asla kaçmaz." dedi Ophelia. Haklıydı, o belki de Sarabande'nin en dikkatlisiydi. Anthony gülüşünü sakladığını düşünürken bunu başaramadığını öğrendi ve Ophelia'nın karşısında hafifçe kekeleyerek söze girdi:
"Bir şey olmadı, a-aslında oldu. Yani çok önemli bir konu değil. Sadece... annem çikolatalı puding yaptı ve tadı halen damağımızda." Ophelia şaşkınlığını gizleyemezken Raphael durumu açıklamaya başladı:
"29 Eylül'ü Sarabande'nin çikolatalı puding günü ilan edebiliriz! Çünkü biz de..."
"Biz de az önce aynı tatlıyı yedik. Tesadüflere inanmam, ama bu durum hoşuma gitti." Ophelia cümlesini tamamlarken kollarını birbirine kenetleyerek adımlarını kasabanın güney batısındaki meşhur Allemande caddesine doğru yönlendirdi. Bunu bilinçli yapıyordu; hem ailesinin kasabanın kuzeyine gitmelerini istemediğinden hem de şehrin en meşhur sıcak çikolatasının büyük bir başarıya imza atarak Celestia'nın merak dürtüsünü dizginleyeceğini düşündüğünden harekete geçmişti. Anthony bunun farkına Ophelia'nın ona yaptığı kaş göz işaretleri sayesinde vardı ve başını hafifçe öne doğru sallayarak çocuklara neşeyle seslendi:
"Stephen Amca ve enfes sıcak çikolataları bizi bekliyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MER | Paranormal Roman
ParanormalKorkularının özüyle yüzleşmeye hazır mısın? | Wattys 2021 - "En Şaşırtıcı Olaylar" & "Paranormal" kategorileri kazananı Kentten uzakta, birbirine zıt iki ormanın çevrelediği sıra dışı bir kasabanın kalbinde canlanan Mer, yaşamın tüm hücrelerine doku...