seninle üç ay - 14. bölüm

863 67 25
                                    


-KRİS-

Sabah ilk iş Lay'in evine uğramıştım. O kadar zaman aynı evde kaldıktan sonra sabah kalkınca ilk onu görmemek tuhaf gelmişti. Kyungsoo'yla zaten dünden beri konuşmamıştık. Şu an da muhtemelen derin cinsel rüyalar görüyordur. Birisi onu uyanması için zorlamadığı sürece saat 11'den önce uyandığı durumlar aşırı nadirdi. Okul zamanı da hep Myungsoo uyandırırdı zaten.

Lay'in evinin anahtarı bende vardı. Her zaman. Evi ilk aldığı zamandan bu yana.

Kanepede uyuyordu. Yatağa gitmeye bile üşenmişti. İstemsizce gülümsedim. Lay çocukluğumuzdan beri hiç değişmemişti. Yani birkaç tane kötü alışkanlık dışında. Hepsi de benim yüzümden oluşmuştu.

Üzerinde örtü yoktu. Ellerini bacak arasına koyup bacaklarını kendine doğru çekmişti. Anlaşılmaz birkaç şey mırıldanıyordu.

Yanına yaklaştım ve koltuğun olduğu yere sırtımı vererek oturdum.

'Myung... Ben... Ben gerçekten... Üzgünüm." Lay'in mırıldanmaları yavaşça sessiz hıçkırıklara dönüşmüştü.

Derin bir nefes aldım. Neden Lay'le birlikteyim? Bu soruyu kendime günde en az on kere soruyordum. Aslında cevabını da biliyordum. Nedeni yoktu. Sadece yapıyordum. Her zaman sorumsuz serserinin teki olmuştum. Hep büyüdükçe bu davranışlarımın değişeceğini ummuştum. Yine de hiç uğraşmamıştım.

Neden Lay bana seks yapmayı teklif ettiğinde kabul etmiştim? Ondan hoşlanmıyordum bile. Cevabı açıktı. Çünkü ben sorumsuz, beyni sikinde ve en yakın arkadaşını seksten daha alt sıraya koyan orospu çocuğunun tekiydim. Peki, bu seks ilişkisini neden bitirmemiştim? Çünkü benim bitirmek istediğim sıralarda Myungsoo ölmüştü. Peki, daha sonra neden bitirmemiştim? Çünkü o zaman acı çekiyordum ve Lay'in de birisine ihtiyacı vardı. Ayrılamamıştım işte. Lanet olsun, hayatımı sürekli erteleyip durmuştum.

"Kris?" Lay'in uykulu sesiyle düşüncelerimden arındım.

Arkamı dönüp Lay'e baktım. Uyku mahmurluğuyla yüzünü buruşturmuş ve gözlerini kırpıştırıp duruyordu. Gülümsedim. Biraz buruk bir gülümsemeydi gerçi. "Uyandırdım mı?"

Yatakta doğrulmaya çalışırken konuştu. "Yok, senin yüzünden uyanmadım. Ama sen burada ne yapıyorsun?"

Omuz silktim. "İşe gitmeden seni de göreyim diye geldim."

Ufak bir kıkırdamayla başını yastığı geri koydu. "Duyan da ben olmadan yaşayamıyorsun sanacak Kris."

Güldüm. "Söyleyene bak. Normalde ben işe gitmeden önce uyanır kahvaltı hazırladın. Tam bir ev hanımısın."

Başının altındaki yastığı alıp kafama vurdu. "Kes sesini. Ben olmasam götünü bile toplayamazsın sen."

Yastığı elinden alıp yere yattım. "Tam olarak bu yüzden ev hanımı oluyorsun zaten."

Göz ucuyla omzunu silktiğini gördüm. "Her neyse. Ben de artık iş aramaya başlayacağım. Kyungsoo geldiği için eskisi kadar vakit geçiremeyiz zaten. En azından vaktimi boşa harcamamış olurum."

Başımla hafifçe onayladım.

"Ve Kyungsoo, Myung'un doğum günüyle ilgili olan planımızla ilgili ne diyor?"

Ne demem uygun olurdu. Hafif yalan mı yoksa direkt gerçek mi? Şansımı gerçekten yana kullanacaktım sanırım. Zaten Lay önünde sonunda öğrenirdi. "Kabul etmedi."

seninle üç ayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin