6

215 27 3
                                    

San'dan

Wooyoung'un utangaç ama bi o kadarda özgüvenli bakışlarıyla onu süzmüştüm... uzun bir süre.
Bizimkilerin de onu süzdüğünü görünce kafamı çevirmiştim.

Hep beraber yürürken önümde olan Yunwoo çift'ine bakıyordum. Yanımda duran Mingi kulağıma doğru eğilmişti.
"Olum bu Yunho ne pezevenk çıktı, hem Yeosang'ı istiyor hem de Wooyoung'a böyle davranıyor."
Hwa ve ben, Mingi'ye dönmüştük.

"Sende mi Yunho'nun Yeosang'tan hoşlandığını düşünüyorsun?"
Mingi mal mal suratımıza bakmıştı.
"Olum siz gerizekalı mısınız? Tamam bana mal diyor olabilirsiniz, tamam biraz da mal olabilirim ama kör değilim."

"Yunho 3'lü düşünüyor bence."
Hwa konuşmuştu.
"Bide şöyle bişey var Wooyoung'ta maşallah ilik gibi çocukmuş dimi San?"
O ara yağmur yağmaya başlamıştı.
Hepsi hızla Awm'ye doğru ilerlerken sessizce mırıldandım.

"Evet.. ilik gibi çocukmuş."

Yazardan

Yaklaşık hepsi 25-30 dakikadır bilet sırası bekliyordu.
En sonunda onlara geldiğinde biletleri almışlardı ve koltuk seçiyorlardı.
Film aşırı iddialı olduğu için çoğu yer doluydu ve bazıları ayrı ayrı oturmak zorunda kalacaktı.

Mısır- cola ve marketten aldıkları abur cuburlar ile sinemaya giriş yapmışlardı.
Kapıda planladıkları gibi herkes ikişer şekilde ayrılmıştı.
Hwa ve Jongho.
Hongjoong ve Mingi .

Onlar içeriye yerlerine otururken Yunho, Wooyoung, Yeosang ve San dışarıda hala mısır almaya çalışıyorlardı.

Wooyoung'tan

Mısırları aldıktan sonra sinema solonuna doğru ilerlemiştik.
Aldığımız koltuklardan bir tanesi çift koltuğuydu ve oraya ben ve Yunho değil,
Yunho ve Yeosang'ın oturması gerekiyordu.
Tam kapının önündeyken Yeosang'ı durdurdum.

"Senden bir şey isteyeceğim... benim San ile bir şey konuşmam lazım da. Bir türlü okuldayken konuşamadım acaba sen Yunho ile otursan, ben San ile otursam olur mu?"
Hafifçe tebessüm etmiştim.
Ciddi olan porselen yüzü yavaşça çözülmüş ve o da bana tebessüm etmişti.

"Olur, sıkıntı değil."
"Teşekkürler."
Beraber sinema salonuna doğru ilerledik ve Yeosang,Yunho'nun bende San'ın yanına oturmuştum.
Yunho garip garip bana bakarken ona göz kırpıp kafamı San'a çevirdim.
Bana bakmıyordu bile. Umursamadan önüme döndüm ve mısıra elimi daldırdım.

Yüksek sesle reklam başlayınca sıçramadan edememiştim. San kırkırdamıştı.
"Yeosang gerçekten çok malsın amk."
Ona doğru kafamı çevirmiştim.
Göz göze geldiğimizde o da yerinden sıçramıştı.
Hafifçe sırıtmıştım.

"Senin burda ne işin var?"
"Ne, ne işim var film izlemeye geldik işte."
Mısır'dan birkaç tane alıp ağzıma attım.
"Onu demiyorum. Yunho'nun yanında oturman gerekmiyor muydu?"

Sahte bir şaşkın yüz ifadesi takındım.
"Öyle bir zorunluluğum mu vardı?"
Göz devirip önüne dönmüştü.
O ara da reklam bitmişti.

••••••••••••••••

Film başlayalı neredeyse 15 dakika olmuştu ama oturduğum yerde gerim gerim gerilmiştim. Boş olan mısır kutusunu yanıma koyup ellerimle arada gözlerimi kapatıyordum. Keşke Yunho'yu dinlemeseydim.
Kafamı Yunho'nun olduğu tarafa çevirdim.
Yeosang kafasını Yunho'nun omzuna koymuş, Yunho ise gülümseyerek onun bu halini izliyordu. Ananı sikim hayat.

Gergince önüme döndüm ve yere bakmaya başladım.
"Niye izlemiyorsun?"
Kafamı San'a çevirmiştim.
"Beğenmedim."

İtici bir şekilde sırıtıp tek kaşını kaldırarak bana bakmıştı.
Tamam kabul şu an çok sexy duruyordu ama bunu düşünmeyerek suratına bakmaya devam ettim.
"Bence korkuyorsun."
Göz devirip önüme döndüm.
"Ne korkucam be!"

Deyip kafamı sinema perdesine çevirmenle ellerimle yüzümü -daha doğrusu gözlerimi- kapatmam bir olmuştu. Sinema salonundan gelen çığlıkları söylemiyorum bile.
San elini içeceklerimizi koymamız için olan yere uzatmıştı. Sanırım demin aldığımız çikolatayı istiyordu. Çikolatayı alıp avucunun içine koydum.

Çikolatayı alıp kenara koydu, sonra ise elime uzanıp parmaklarımızı birbirine geçirdi. Gözlerim şok ile açılırken çok fazla tepki vermemeye çalışıyordum. Ona kafamı çevirip ufaktan gülümsedim ve filme odaklanmaya(!) başladım.

Horizon| WoosanWhere stories live. Discover now