13

2.9K 350 143
                                    

13 Ekim 2020 - Busan

"Baba, bu geceyi arkadaşımla geçirebilir miyim?" Dudak nemlendiricimi kenara bırakıp aynadan gözüken yansımasına baktım.

"Olur, çağır arkadaşını gelsin." Şu an ne tepki verdiğini tam olarak göremediğim için geçen gün yaptığım gibi kalçamı tekrardan makyaj masasına yasladım.

"O değil ben gideceğim." Hayır deme gibi bir şansım yoktu ki. Zaten şu sıralar Jungkook olmadığı için odasına kapanık, zavallı çocuk rollerini oynuyordu. Ona gerçekten üzülüyordum Jungkook'a fazlasıyla düşkündü.

Belki de küçükken hep onunla yattığı için veya en güzel hediyeleri ondan aldığı için bu kadar çok seviyordu babasını. Ona ayrı bir düşkündü.

"Sevgilin mi?" Yüzü bembeyaz oldu, beni aptal sanıyordu lakin ben hiç düşünmediği kadar akıllı bir adamdım. Oğlumun en küçük hareketinden nasıl hissettiğini anlayabilirdim. Şimdi ise biraz mahçup, endişeliydi.

"Güzel mi?" Sorduğum soruyla gözlerindeki kaybolmuş parıltılar bir bir ortaya çıktı sanki. Ben anlardım, uzun süredir görüşüyordu onunla. Cinsiyetini dahi bilmediğim birisini delicesine merak ettim.

"Bir erkek mi?" Cevap vermedikçe daha çok soru sordum. Bunalıp bunalmadığından emin değilim lakin bana her şeyi anlatsın istedim.

"Kız ve evet güzel." Aldığım cevap beni tatmin etmiş değildi. Belki de bir erkek olsaydı bu kadar olumlu bakmazdım. Onun da benim yaşadığım homofobik sorunlarını yaşasın istemezdim. Çünkü herkes bizim kadar güçlü olamayabilirdi.

Özellikle de bir tırnak gibi en küçük hasarda kırılıp dökülen oğlum bu sorunlarla baş edemezdi.

"Peki." Diyebildim sadece. "Peki, gidebilirsin." Bu gece güzel bir gece olacağa benziyordu, o çocuksu heyecanını görmezden gelemezdim.

"Bir kıza alınabilecek en güzel hediye nedir? Çok heyecanlıyım." Boy aynamın karşısına geçip takım elbisesini kontrol etti. Belki de onu ilk defa takım elbiseli görüyordum.

"Özel bir gün mü?" Yüzüme bakmadan kafasıyla onayladı. Unutmuş olabilir miydi? Bugün bizim için de önemli bir gündü.

Benim doğum günümdü.

"Doğum günü." Hmm diyerek ona doğru adımladım. Arkasına geçip omuzlarını düzelttim, çok beklemeden yüzünü bana döndü. Bu sefer beceriksizce bağladığı kravatı eskiden eşime yaptığım gibi tekrardan çözüp bağladım. Bu kadar abartmaya gerek var mıydı gerçekten?

Sürdüğü koku burnumu delip geçiyordu lakin tanıdık olduğu için yüzümü buruşturmadım. Jungkook'un kokusuydu ve ben bir kez daha Yuan'ın Jungkook gibi bir adam olmak istediğini anladım.

"Ona unutamayacağı bir öpücük ver." Aklıma Jungkook'un doğum günümde bana aldığı Chanel yüzük geldi. Koleksiyon yaptığımı biliyordu ve marka hastası olduğumun da farkındaydı. Birisine hediye almak için onu fazlasıyla tanımak gerekirdi. Eğer Jungkook beni tanımasaydı aldığı hediyenin bir anlamı kalmazdı ki.

Çünkü o benim neyden hoşlandığımı biliyordu. Çünkü aldığı hediye için ona minnet duyacağımı ve saatlerce sevişeceğimizin farkındaydı.

"Tabi eğer o da istiyorsa." Gülümsemesi yüzünde yayıldı. Bu kadar çok mu seviyordu onu? Kravatı bağlamayı bitirip kafamı kaldırdım. "Sen yine de giderken bir buket çiçek götür, sana öğrettiğim şeyi hatırlıyor musun?" Anlamaz bakışlarından hatırlamadığının farkına vardım.

Uzun zaman önceydi zaten.

"Ona güzel olduğunu hatırlat, makyajını öv, saçını öv hatta hiçbir şey bulamıyorsan takılarından bahset." Bu konuda oldukça hassastım, eğer oğlum bir ilişki kuracaksa bunun en güzel şekilde olmasını isterim. Kim oğlunun mutluluğunu istemez ki?

Yuanfen 'JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin