KIRMIZI BANK

9 3 57
                                    

Sessiz sedasız oldukça dar ara sokakta salına salına yürüyordum. Her zamanki gibi klasik hiçbir espirisi olmayan monoton hayatıma devam ediyordum. Daha doğru etmeye çalışıyordum. Bugün hava oldukça sıcaktı. Bir Kasım ayı ne kadar sıcak olursa o kadar sıcaktı işte. Buraya gelelim tam tamına 5 ay olmuştu. Nasıl alışırım diye düşündüğüm bu semte oldukça alışmıştım aslında. Dar, oldukça kötü kokan sokaklarına, sabahın köründe hiç üşenmeden kalkan radar teyzelere, sürekli para üstü vermek istemeyip bir şeyler iteleyen küçük bakkalımız Salih amcaya alışmıştım. Ya da alışmak zorunda kaldım demek daha doğru.

Okul kapısına yaklaştığımda tanıdık bir sesin adımı söylemesiyle arkama döndüm.
Nefes nefese kalan Selin heyecanla gözlerimin içine bakıyordu.

-Yeni gelen çocuğu gördün mü?

-Hayır nolmuş ki?

-Rota kolejinden gelmiş. Senin eski okulun değil miydi?

Bizim okuldan mı? Bizim okuldan biri neden buraya gelsin ki.

-E... Evet benim okulum da bizim okuldakilerin burda ne işi olur ki? Adı ne bu çocuğun?

-Kaya Özberk. Yani öyle dediler.

Kaya Özberk mi? Kaya' nın ne işi var burada?

Şaşkın ve korku dolu gözlerle Selin'e bakıyordum. Başımdan aşağıya kaynar su dökülmüş gibiydi sanki. Kalbim küt küt atıyordu. Selin bende bir tuhaflık hissetmiş olmalı ki yüzüme bakıyordu garip gözlerle.

-Noldu Mina? İyi misin? Betin benzin attı bi anda.

Ellerim titriyordu. Sakin kalmaya çalışan ses tonumla;

-Hıhı. İyiyim.

Selin bir şeyler olduğunu hissetmişti. Sıkıştırmak istemedi ki belli ki. Koluma girip okul kapısından içeriye girdik. Okul merdivenlerini yavaş yavaş çıkarken Selin'in yanına kısa boylu, balık etli, oldukça esmer bir kız geldi.

-Selin 5 dakika bizim sınıfa gelir misin? Acil göstermem gereken bir şey var.

Selin bana döndü.

-Sen çık ben hemen geliyorum.

Kafamı olur anlamında salladım. Merdivenleri çıkmaya devam ettim.

Sınıftan içeriye girdiğimde sınıfta kimsenin olmaması dikkatimi çekti. Sınıftan içeriye girdiğimde. Tanıdık kalın bir ses;

-Hoş geldin. Gözüm yollarda kaldı valla.

Gülümseyerek bana bakan Kaya' ya döndüm. En arka sırada kollarını koluna bağlamış, pis pis gülerek yüzüme bakıyordu. Onu görünce cin görmüşse dönmüş olmalıyım ki. Yüzüme uzunca bakıp konuşmaya devam etti.

-Beni gördüğüne pek sevinmedin sanırım. Ben çok mutlu olursun diye düşündüm.

-Ne işin var senin burda.

Sınıf kapısının girişinde duruyordum. İçeriye tam girmemiştim.

-Gelsene! Niye öyle duruyorsun sanki benden korkuyormuşsun gibi.

Bir iki adım attım içeriye doğru. Omuzlarım ve başım dik bir şekilde olabildiğince güçlü görünmeye çalışarak.

-Ne korkucam senden!

Kahkaha atarak yüzüme bakmaya devam ediyordu. Uzunca baştan aşağı beni inceldi. Ve alaycı gözler ile hızlı hızlı yürüyen bana bakarak;

KARALAMA DEFTERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin