26 ⚜ Güneş ve Işık

528 62 125
                                    

26. Bölüm

GÜNEŞ VE IŞIK


Diyar

Kalseia 5 - Ak Ülke, Kalsedon

Öğlen güneşinin ışığı Diyar Prensesi'nin sarı saçlarını altına çeviriyordu. Sarayda ona ayrılan dairenin balkonunda, sedirde oturuyordu. Eflatun şalın omuzlarından düşmesini umursamadı. Güzün son ayına gelmişlerdi, kış artık giderek yaklaşıyordu. Kalsedon'da hava yine de güzeldi. Kucağındaki kitabın sonraki sayfasını çevirdi, ılınmaya başlamış ıhlamur çayından birkaç yudum içti.

Kalsedon'da birkaç evi vardı. Görüleri nedeniyle endişeli olduğu için bir haftadır ailesiyle birlikte saraydaydı. O anda Morrigan, Euros'un yanında olduğu için rahattı. Kitabını okumaya devam ederken bu rahatlığın fazla sürmeyeceğini kanıtlayan bir ses duydu.

"Teyze."

"Balkondayım, Nmery." Adım seslerini duyarken kitabını kapatıp masaya koydu. Mor şalına sarınıp yeğeninin gelmesini bekledi. O yanına oturana kadar ona bakmadı. Duyacakları için hevesli değildi.

"Morrigan'ın resimlerini gördüm." Nmerysa'nın sesi heyecanlıydı, teyzesinin gözlerine çok benzeyen gözleri parıldıyordu. Nmerysa'nın açık mavi gözlerinde onunkilerin aksine hırs, heves ve kurnazlığın parıltıları vardı. Aeralel çok hükümdar tanımıştı, o anda yaşayan birçok hükümdarın gördüklerinden daha fazlasını görmüştü. Belki bu sebeple hükme uzaktı,  karşısındakileri anında tanıyordu. "İleride tıpkı sen ve Euros gibi güzel resimler çizeceğe benziyor."

Aeralel ister istemez gülümsedi. "Bizi geçebilir."

"Onu Kalsedon'daki akademilere götürdünüz mü? Yeni insanlarla tanışır."

"Sadece birkaç kez. Sarin'in Adaleti'nde yeterince akademi ve sanat merkezi var. Çoğu bana ait. Akademilerdeki yeğenlerim Morria'yı seviyor."

"Hiçbir yer sana yeterince güvenli gelmiyor olmalı."

Aeralel ona göz ucuyla baktı. "Geleceği görebilen küçük bir kızım var. Savaşların sonunu, insanların ölümünü bilebilir. Gözleri büyüdükçe renk değiştirmedi, mor gözlerle doğdu. Onu güvende tutmak istiyorum. Tabii bir prenses ve kahin olmasa da koruyacaktım onu. Şimdiyse tehlikeleri düşünmek bile istemiyorum."

Nmerysa ne diyeceğini bilemedi. Aeralel sözlerinde haklıydı. Morrigan tıpkı annesinin bir zamanlar yaptığı gibi ırkını gizlese bile gözleri onu ele verecekti. Güçlü bir kahin olacağı daha doğmadan belliydi. "Çok yakında kendini korumayı öğrenecektir. Tıpkı senin yaptığın gibi. Belki izini kaybettirir, belki gücünü gizler."

"Belki hiçbirini yapmaz." Artık iyice soğuyan ıhlamur çayını bitirdi. "Bazen saraydan uzak kalarak iyi mi yoksa kötü mü yaptığımı bilmiyorum, Nmery. Hem Diyar'ın hem de çevresinin hali beni çok üzüyor." Geçmişte ve o anda olan, gelecekte olacak olan savaşlardan bahsetmek bile istemedi. "Ejderha gücüne sahip olmamam bir lütuf. Benim saraydan kaçışlarıma göz yuman ve iki yüz yıl ülkeyi yöneten bir ablamın olması bir başka lütuf."

"Bence iyi yaptın." Nmerysa'nın sözleri onun son dediklerini duymamazlıktan geldiğini gösteriyordu. "Zaten hükmetmenin zorluklarından habersiz, tahta çıkmak için hazır olduğunu sanan yeğenlerin vardı."

"Belki ablam ve ben sizi uyarmalıydık."

"Kim dinlerdi sizi?" Bu yanıt bekleyen bir soru değildi. "Şimdi de kimseyi dinlemiyoruz. Bedelini de ödüyoruz."

GÜNEŞ'İN TACI ♛ Kraliçelerin Savaşı IV (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin