Hayatının çoğunu bir odada geçirip, bilgsayar oyunları oynayan, yayın yapan, gündüzleri uyuyan geceleri yoran bir kız ve bir tarafta da sosyal hayatta fazlasıyla başarılı bir çocuk. Yolları kesiştiğinde ne oluyor ?
Hepsi beraber takılmaya başlamışlardı. Ben ise Ekinle çok vakit geçiremiyordum. Okulum başlamasıyla daha ağır dersler beni bulmuştu. Yine çok fazla evden çıkmamaya başlamıştım. Annemi de ihmal ediyordum. Bu yaz hiç görüşmemiştik. Yanına mı gitsem ki ? Uçak biletlerine baktım. Antalya'ya gidiş alıp dönüşü sonra düşünmeliydim. Biletimi aldıktan sonra annemi aradım.
"Efendiiim Gökçe" diye açtı telefonu. Onun bu neşeli sesi karşısında gözlerim dolmuştu.
"Anne bilet aldım yanına gelicem yarın sabah. Beni havalimanından alır mısın" diye sordum. Sesim ağlamaklı çıkmıştı. Telaş yaptığı belliydi.
"T-t-tamam annecim. Alırım seni. Binerken haber ver bana" dedikten sonra telefonu kapatıp valizimi hazırladım. Sırt çantama laptopumu koydum. Bu akşam Azra'nın doğum gününü kutlayacaktık. Ve yarın sabah hiçbirine haber vermeden anneme gidecektim.
Hazırladığım eşyalarımı dolaplardan birine koydum ve akşama hazırlanmaya başladım.
"İZEEEL KAPI ÇALIYOR BAKAR MISIN ?" diye bağırdım kapıdan.
"EKİN GELMİŞ"dedikten sonra odasına geri girdi.
"Hanımefendi hazırsa çıkalım mı?" diye kapımın ardından konuştu. Ağlak gözlerimi nasıl saklayacaktım ? Kapıyı açtıktan sonra ona direkt sarıldım. Ve gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Burnumu çektiğimde ağladığımı anladı. Bacaklarımdan tutup beni kendine sardı ve teknik olarak kucağına aldı. Yatağıma oturduğunda hala kucağındaydım. "Anlat Gökçe. Neyin var ?" diye sordu düz bir ses tonuyla. "Yazmıyorsun. Hiçbirşey yapmıyorsun son 1 buçuk aydır. Janset'e sordum. Tekrar ilaç alıyormuşsun. Biz beraberiz. Bir arkadaş olsak seni bu kadar önemsemem ama biz sevgiliyiz. Bana neden anlatmıyorsun ? Üstesinden gelebiliriz."
"Ben seni de kaybetmekten korkuyorum" diye yanıtladım.
"Hep bunu diyorsun. Ama anlatmadığın için anlayamıyorum. Janset o sana anlatır diyip geçiştiriyor beni ama sen hiçbir şey anlatmıyorsun. Böyle olmaz"
"Ekin ben iyi değilim. " dedikten sonra kucağından inip saçlarımı taradım. Yüzüme küçük bir makyaj yaptıktan sonra montumu ve cüzdanımı, telefonumu alıp yanına geldim. Elinden tutup kaldırdım.
"Ne zaman anlatmak istersen beklerim ama bu gece arkadaşının doğum günü asık suratla gitmemelisin" dedi. "Aşağıda bekliyorum" dedikten sonra çıktı. Parfümümden sıkıp üstüme montumu giyerek aşağı indim.
Lilith İzelle televizyon izliyordu.
"Ben çıkıyorum" dedikten sonra kapının önünde botlarımı giyip aşağı indim. Arabada oturmuş sigarasını içiyordu. Kendi sorunumu ben çözmeden kimseye anlatmazdım.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
