Hayatının çoğunu bir odada geçirip, bilgsayar oyunları oynayan, yayın yapan, gündüzleri uyuyan geceleri yoran bir kız ve bir tarafta da sosyal hayatta fazlasıyla başarılı bir çocuk. Yolları kesiştiğinde ne oluyor ?
"Gökçe lütfen bak bugün en mutlu günüm, Ekinle ayrılma işini biraz ertelemelisin. Hem bizim için hem sizin için" diyen Janset'e pufflayarak baktım. Peki Ekinle ben bu duruma nasıl geldim ?
Onların hepsinin mezuniyet törenlerine gittim. Ama kendim hala mezun olamadım. Ekinle bu yüzden kavga eder olduk sürekli. Hayatımda olduğu gerçeği.. Onun asıl hayatıma karışması gerektiğini oluşturmazdı. Ve son dönemde gerçekten sıkılmıştım.
Bugün ise Janset sonunda Aralla evleniyordu. Biz Türkler'i bilirsiniz göbek atmadan kızımızı göndermeyiz. Janset ise kilisede evleneceği hayalini bir gün bile aklından çıkarmamıştı.
"Peki kilise ?" diye sordum o sırada düşüncelerimden ayrılıp.
"Bir hafta sonra, ailem geldiğinde orada evlenicez. Onun için gelinliğim ayrı. Aral'ın annesi bir gelinlik almış görmen lazım Gökçe. " dediğinde bir şaşırıp ona baktım. Çünkü bizim aldığımız gelinliği kilise düğününde giyecekti.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
jansetdenisse: hoşçakalın arkadaşlar, bu beyi kaptım gidiyorum
1172 beğeni/fotoğraf yorumlara kısıtlandı
lenarengin: mutluluklar :))
izelderya: benden önce evlenmenize ne kadar üzülsem de aynı apartmanda yaşayacağız diye de acayip mutluyum. Mutluluğunuz daim olsun
behicberke: ortamda görüpte aşık olduğu kızla evlenenler derneğinin ilki Aral Yarın
aralyarin+behicberke: senin ağzına sıçarım o nasıl cümle lan ?
ekinaslan+aralyarin: öyle değildir o cümle delellenme hemen
behicberke+ekinaslan: ben demek istedim ki bir kıza açılamadan aşık oldun sonra evlendin diyorumm ya
gokcediyebiri: behiç biraz duvarlara sıva mı çekti ne ?
gokcediyebiri: mutluluklar kuzularımm
Bizi masalara göre ayırmışlardı. Ve düğün güzel gidiyordu. Eğleniyorduk. Ekin'e her baktığımda gözleri dolu dolu bana bakıyordu. İçi mi parlıyordu gözlerinin yoksa, içinde bir hüzün mü vardı ? O sırada başını benden saniyelik ayırıp girişe bakakaldı. Ne olduğunu anlamak için döndüğümde ise..
"Hass" diyip yerimden kalktım. Azra ve Bartu'nun yanına gittim. Azra'yı hiçbir şey demeden köşeye çektim.
"Noldu Gökçe bu kadar telaşlısın? " dediğinde kapının girişindeki anı defterine yazı yazan Esin ve Kaan'ı gösterdim.
