İkili hayat

5. Bölüm: İnternet fenomenleri

 

   Merhaba arkadaşlar! Bir kaç gelişme oldu size bölümün sonunda açıklıcam, ama ondan önce hepiniz arkanızı yaslanın şarkıyı acın ve yeni bölümün keyfini çıkarın. Umarım beğenirsiniz.

———————————————————————————

  Arababayla sessiz bir şekilde ilerliyorduk. Yaklaşık yirmi dakikadır arabayla ikimizin de daha önce görmediği  bir yere gidiyorduk. GPS'e göre daha bir yarım saatlik yolumuz var. Ben de arabada geçen bu yirmi dakikalık sessizlikten bıkıp kalan sürede gideceğimiz evin sahipleri olan gurubu araştırmaya karar verdim. Sonuçta dünyadaki herkes onları tanıyor. Ve beni de bu partilerine davet edecek kadar centilmenseler ben de onlar hakkında bir iki şey öğrensem fena olmaz. İnternete sadece Storm yazısını yazdığım an karşıma ilk gurup üyeleri çıktı; John West gurubun gitarcısı, Lucas Smith basçı, Nathan Blacke baterist, Harry Bronght ise solist. Sonra yaşlarına bakmaya karar verdim. En büyükleri Lucas'tı, John ve Nathan de Sky'in yaşlarındaydılar, gurubun en küçük üyesi Harry'di benden sadece bir iki ay büyüktü. İçimden "Acaba okulu nasıl devam ediyorlar?" diye geçirirken. Sky'ın bir saniyeliğine bile olsa telefonuma baktığını gördüm. Acaba şu an gördüklerinde ne anladı diye çok merak edip yüzüne "ne var?" dercesine bir bakış attım. O ise bana daha önce yüzünde göremediğim bir gülüşle bana bakıyordu. Ve kısa bir anlığına gözlerini yoldan ayırıp başını bana çevirerek,

  "Ne oldu yoksa Harry hakkında mı araştırıyorsun. Şirin bir davranış. Ama açıkçası senin böyle bir şey yapacağın aklıma hiç gelmezdi."dedi dudaklarını büzüşerek. Bense afallamış bir şekilde ona bakıp ona açıklamaya çalışıyordum.

  "Tanrı aşkına bu saçmalığı nereden çıkardın? Ben sadece isimlerini biliyim diye internetten gurubu araştırdım. Ve benden bunu beklememekte haklısın çünkü affedersin ama senin düşündüğün şeyi ben asla yapmam." O söylediklerimi duyunca sadece başını iki yana sallayarak çok sinir bozucu, ama doğru olan bir yanıt verdi.

  "Birincisi asla asla deme. Hayat nasıldır bilirsin."dedi çok bilmiş bir şekilde ve devam etti, "İkincisi ben sana sürekli o gurup hakkında konuşuyorum. Hayır benim konuşmamı bırak şu an herkes onları konuşuyor. Şu an onlar her yerdeler. İsimlerini nasıl bilmiyorsun?"dediğinde biraz utandım. Sonuçta iyi bir arkadaş arkadaşını dinler. Ama herkes bu insanlar hakkında konuşup duruyor ve Sky'in de söylediği gibi onlar dünyanın az kalsa her yerindeler. Ama benim dünyama daha adım atmadılar.

  "Yani bilirsin bu aralar çok yoğunuz... ikimiz de. Ve açıkçası ben bu aralar bu dünyada olan olayları pek umursamadım. Ve bu gurubu da geçici bir şey sanıyordum."dedim. Sky buna hiç bir şey demedi sadece iç çekti. Ben de bir karşılık ya da konuşabilecek bir konu bulamadım için dudağımın kenarını ısırarak geçtiğimiz manzarayı izlemeyi başladım. Ve fark ettim ki şehir merkezinden oldukça uzaklaşmışız. Sağımızda ve solumuzda açlarla çevriliydi. Gittiğimiz yol hala asfaltı ama buralarda çok insanın yaşadığını hiç düşünmüyorum. Bu beni biraz olsa gerdi. Ve sonra biraz tepeli bir noktada biraz ışık fark ettim. Daha dikkatlice baktığımda ise fark ettim ki orada oldukça büyük altı, yedi tane ev vardı. Böyle dağlarda olan o ağaç evlerden değillerdi. Tipik büyük, modern Hollywood evlerine benziyorlardı. Ve tüm o evler bir yüksek bir duvar ile çevriliydi.

  "Bir şey soracağım, ormanın ortasında, şehirden uzak, daha önce gitmediğimiz bir eve gitmemiz sadece beni mi endişelenirdi?"

  "Aslında beni endişelendirmedi değil sonra Nath'a sordum ve söylediği kadarıyla burada yaşamalarının nedeni, buraya paparazzilerin gelmemesi. Ve gelseler de bak güvenlik var."dedi biraz ilerideki siyah demir kapının yanındaki küçük eve benzeyen noktayı. İçerisinde göbekli bir amca oturuyordu.