Merhaba arkadaşlar. Yeni bölüm geldi. Neden bilmiyorum. Ama bu bölüme şarki ekleyemedim. Bir çok kez denedim ama olmadı. Ama fotoğraf ekleyebildim. Üzgünüm :/ Bir dahakine umarım başarırım. Ya da bu sorunu çözebileceğim. Ama sizden bu bölümü okurken: "Ed Sheeran- Photograph"ı dinlemenize tavsiye ederim. Neyse iyi okumalar.———————————————————————————
"Sürekli ne kaçırdığımızı değil, ne kazanacağımızı düşünmeliyiz..."
Bir çok insan hayatını sorgulayıp duruyor. Geleceğine planlıyor. Ve bir yol belirliyor. Ama komik olan nokta şu ki kimsenin geleceği planladığı gibi olmaz. Planlar sürekli ters bir rota alıyor. Sanki hayat bizi test etmek istiyor.
Mesela şu an benim sabrımı test ettiği kesin. Sky yaklaşık yarım saat önce benden konumumu istedi. Ben hiç bir zaman sabırlı bir insan değildim. Ve ben burda on dakikadır oturuyorum. Akşam. İnce bir deri monta. Ve kitabımın sayfalarına çevirebilmem için parmaklarımada ihtiyacım var. Ama böyle devam edersem parmaklarımı kaybedeceğim.
Tam Sky nerde kaldığını dair bir sorguya çekmek istediğim an siyah bir Mercedes Sky'ın arabasının yanına park etti. İçerde kimin oturduğunu göremedim. Umursamamaya karar verdim. Kitabıma elime alıp sabırlı olmaya çalıştım. Kesin trafik yüzünden geç kalmıştır. Gelen Medresede umursamamaya karar vermeme rağmen kapı açılınca merakıma yenik düşerek kitabımdan başımı kaldırdım. Arabadan tek bir kişi indi. Garip bir şekilde sürücü koltuğun yanındaki koltuktan indi. Galiba telefonda konuşuyordu. Her tarafa bakınmaya başladı. Son olarak gözü bende takılıp kaldı. Beni görünce yüzünde şapşal bir gülümse belirdi. Telefonda konuştuğu birine bir şeyler söyleyip kapatı. Bana doğru yürümeyi başladı.
İnsanın aklına gelen ilk şey çoğunlukla en doğrusu derler. Benim o an aklıma gelen ilk kelime "Neden?"oldu. İkincisi de "Bu çocuğu bir yerden tanıyorum."oldu. Bana doğru yürüyünce yüzü belirleşti, dalgalı kahverengi saçları vardı. Gözlerine göremedim çünkü güneş gözlüğü takıyordu. Ama neden güneş gözlüğü takıyordu ki? Hava kararmak üzereydi. Çok tanıdık biri. Görsel zekam yüksektir bir yerden fotosuna görmüş olabilirim. Ama nerde gördüm? Bu sorular aklımda kitap okumaya geri döndüm. Yine de onun bana doğru yaklaştığını hissediyordum. Çok geçmeden yanıma oturdu.
"Senin adın Lia mı?"diye sordu yanıma oturan dalgalı saçlı. Ben bunu duyar duymaz donup kaldım. Kitabımı kapatım. Sonra da ona dönüp,
"Kimin sorduğuna bağlı."dedim. Bunu duyunca bir an onun da donduğuna şahit oldum. Onu tanımam mi gerekiyordu?
"Ben Harry. Harry Bronght."dedi çok büyük bir özgüvenle. İsmi bir yerden tanıdık. Ama tanıdık olmasını rağmen hatırlamıyorum.
"Seni tanımalı mıyım?"diye sordum. Bunu duyunca kaşlarını çatı bir şekilde yüzümü inçelemeye başladı.
"Adımı hiç duymadın mı?"diye sordu şaşkınlıkla. "Peki ya Storm gurubunu?"diye devam etti.
"Sen, adın ve de Storm gurubu da bir yerden tanıdık geliyor."dedim çok umursamadan. "Ama ben gördüğün üzere bir kitap okuyorum. Yani müsait edersen."dedim küçük bir tebessümle. Tebessüm onun yüzünden değildi. Sadece kitap kelimesi ben hep gülümsetir.
"Arabada kitap okumaya devam edersin. Ama şimdi gitmemiz gerekiyor. Birazdan konser başlıcak."dedi ve benim bileğimi tutup arabaya doğru çekiştirmeye başladı. Gayet çidi konuşuyordu ama ben hala bir aptal gibi sağ sola bakınıyordum. İşte şimdi jeton düştü. Sky'in en sevdiği gurup. Storm. Harry de bir üyesiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkili hayat
Genç KurguSophia Lia Bell kendi iç dünyasına yaşamaya tercih eden içe dönük bir kız. Ama en yakın arkadaşı hariç kimsenin bilmediği bir sırrı var. Bu sırrı saklamakta gayet başarılıydı. Ama hiç bir şey sonsuza kadar süremez. Peki sizce Lia sırını daha ne kada...