Clarke, odunları kulübeye taşırken ağaçların arasından bir ses duydu. Bellamy olmadığına emindi, o Vadi'nin öbür taraflarında olmalıydı.
İçindeki korku ve heyecanla yavaşça ağaçlara doğru ilerledi. Onlara zarar vermek isteyen biri varsa bunu şimdi öğrenmeliydi.
Zaten son birkaç gündür bir şeylerin kaybolduğunu fark etmişlerdi, bazı meyveler ve konserveler yerinde yoktu.
İlk başta dalgınlıklarından öyle gördüklerini zannetseler de Vadi'nin etrafında dolaşan bir hırsız olduğunu bal gibi biliyorlardı. Hırsız zeki ama biraz sakardı, özenle dizilen kutuların bir çoğunun devrildiğini görmek Clarke ve Bellamy'nin anlamasında en büyük etkendi.
Clarke pantolonundaki silahı yokladı, bazen kuş avladıkları için yanında silah taşıyordu, yeni bir ses var mı diye kulak kesildi. Ağaçların arasına kalbi hızla çarparken girdikten sonra biraz ötede dikilen küçük bir kız olduğunu fark etti. Altı-yedi yaşlarında olmalıydı, saçları darmadağınıktı ve yüzü toprakla kirlenmişti. Kıyafetleri ise yırtık, solgun ve yıpranmıştı.
Clarke, bunun bir tuzak olup olmadığını bilmeyerek "Hey," dedi. Belki de bu küçük kız tek başınaydı ve bu yüzden onlardan yiyecek çalıyordu.
"Kara kana sahipsin, değil mi?" dedi Trigedasleng dilinde. Kız ise geri geri giderek uzaklaşıyordu, Clarke'ın onu ürküttüğü belliydi. Ama Clarke durmadı, kız çok zor şartlar altında yaşıyor olabilirdi ve ona yardım etmek istiyordu.
Kız yönünü biraz sağa kaydırdı, Clarke ise onun peşinden gelmeye devam etti. "Bak, arkadaşım ve ben burada yaşıyoruz. Eğer yardıma ihtiyacın varsa-"
Cümlenin devamını getiremeden küçük kız koşmaya başladı. Clarke "Hey," dedi peşinden koşmaya başlayarak. "Amacım sana zarar vermek değil! Sana yardım edebil-"
Kendi çığlığı sözünün kesilmesine sebep oldu. Bir anlığına bacağının koptuğunu sandı, dört bir yandan bıçaklanmış gibiydi. Acıyla avazı çıktığı kadar bağırıp bacağını tuttu. Titreyen elleri takıldığı kapanı çıkarmaya çalışırken uzaktan gelen tanıdık bir ses duydu.
"Clarke? İyi misin? CLARKE! NERDESİN, CLARKE!"
Yankılanan ayak seslerinden Bellamy'nin her yerde onu aradığını anlıyordu. "Buradayım," dedi o anın acısında ne kadar yüksek sesle konuşabiliyorsa.
Bellamy yanına geldiğinde gözleri fal taşı gibi açıldı. "Seni," dedi yutkunduktan sonra. "Seni buradan çıkaracağım." Sesinde belirgin bir titreme vardı. "Kendini sakın bırakma- tamam mı?"
Bellamy, Clarke'ı kapandan kurtarmak için kapanı biraz kurcaladı. Clarke, derin derin nefesler alıp verirken "Bellamy, dikkatli ol!" dedi. "Elini yaralayabilirsin!"
Nihayet Clarke'ın bacağı kapandan kurtulduğunda Bellamy onun kolunu aldı ve omzuna dayadı. "Yürüyebilecek misin?" dedi endişeyle. Alnında boncuk boncuk terler birikmişti.
Clarke, başını salladı ama bir adım atar atmaz acıyla inlemesi kendini ele verdi. Bellamy, sağ kolu Clarke'ın sırtındayken sol koluyla da bacaklarından tutup kaldırdı. "Kapanı nasıl fark etmedin," diye mırıldandı öfkeyle kulübeye yürürken. Clarke, bu öfkenin altında korkunun gizli olduğunu biliyordu. Kollarını Bellamy'nin boynuna doladı ve başını yaslayıp gözlerini kapattı. "Bir kız vardı- küçük bir kız," dedi nefes nefese. "O- kötü görünüyordu. Yardım... etmek istemiştim."
Bellamy bir şey demedi. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Clarke'ı masalardan birine oturttuktan sonra pantolonunu sıyırdı. Derin yaranın üzerinden siyah kanlar sızıyordu.
"Ne yapacağım?" dedi Bellamy korku içinde. "Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, ben-"
"Sakin ol," dedi Clarke. Acıdan bağırmamak için kendini tutuyordu. "Sağdaki odada- bir çanta var. Tıbbi malzemelerin- olduğu, onu bulman gerek."
Bellamy bir koşu gidip çantayı kaptı. Clarke, yüzünü buruşturmamak için özen göstererek "Yarayı temizle- sonra dik," diyebildi. Zihni gidip geliyordu, bayıldı bayılacak gibiydi.
Bellamy'nin tıp konusunda bilgili olmadığını bilerek ona ilaçları bulma konusunda yardımcı oldu.
Bellamy, yarayı nazikçe temizlerken Clarke ürperdi. Bellamy, "Canını mı yaktım?" diye sordu. Clarke başını salladı. "Hayır. Temizlemen bittiyse- şu ilacı kullanmalısın."
Bellamy, başını salladı. Clarke gözlerini kapattı. Acısı arka planda kalan bir zonklama gibiydi.
Bellamy, tekrardan bacağını kavrarken "Clarke, iyi misin?" diye sordu. "Titriyorsun."
Clarke, birkaç saniyeliğine bir şey demedi, sonra "Evet- evet iyiyim," dedi hızla. "Sadece ilaç biraz yakıyor."Bellamy, Clarke'ın söylediği adımları aynen uyguladı. Sonra sargı beziyle Clarke'ın bacağını yavaşça sardı. "Daha iyisin, değil mi?" dedi bezi iğneyle tuttururken. Yukarı kalkan kaşları alnını kırıştırmıştı.
"Evet, çok daha iyiyim," dedi Clarke samimiyetle. Bellamy, onu tekrardan kucakladı ve yürümeye başladı. "Ya birkaç kişilerse ve amaçları seni öldürmekse?" dedi. Sesinde sinir ve endişe vardı.
Clarke, "Beni öldürmek isteselerdi bunu doğrudan yapabilirlerdi," dedi bıkkınlıkla. "Bence kız tek ama bizi düşmanı olarak görüyor."
Bellamy, çenesini sıktı. Clarke'ı kanepelerden birine oturtup kendi de hemen yanına oturdu. "Clarke, sadece şeyi merak ediyordum," dedi Clarke'a doğrudan bakarak. Clarke'ın midesi kasıldı, deli gibi atan kalbi belli olmasın diye refleks olarak koluyla göğsünü kapattı.
"İyi olduğuna emin misin?" Bellamy'nin sorusu, Clarke'ın içten içe derin bir oh çekmesine sebep oldu.
"Günlerdir benimle adam akıllı konuşmuyorsun, çok solgun görünüyorsun," diye devam etti Bellamy. "Yani- bilmiyorum, belki de bu hayat seni bunaltmıştır ama-"
"Hayır," dedi hemen Clarke. "Tabii ki bunaltmadı!"
Bellamy, "Sadece eğer bir sorunun varsa bunu konuşabiliriz," dedi sakince. "Belki annen hakkında endişeleniyorsundur, biliyorsun, ben hep yanındayım."
Clarke, "Biliyorum," dedi minnetle. "Beni rahatsız eden hiçbir şey yok." İşte konuşmanın bu kısmı yalandı. "Belki de sana öyle gelmiştir."
"Haklısın," dedi Bellamy. "Sadece benimle istediğin her şeyi konuşabileceğini söylemek istedim."
Clarke, gülümsedi. "Sen de benimle her şeyi konuşabilirsin."
En yakın arkadaşına söyleyemediği gerçek yüzünden kendini tekrar ve tekrar kötü hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bellamy&Clarke | Praimfaya
FanfictionBellamy, beyni ve kalbi arasında derin bir çatışmaya giriyor ve Clarke'ın ona aklını kullanmasını söylemesine rağmen kalbini seçiyor. Praimfaya, aynı yıkıcılığıyla kapıdayken Clarke için kalmaya karar veren Bellamy, sonraki altı yılının nasıl ge...