Karaca sofranın hazırlanmasına yardım ederken bugün Azerin söylediklerini düşünüyordu. 'İnsan hiç kocasıyla kızını öldürmek için plan yapar mı?' demişti. Azer ondan çocuğunun olmasını istiyordu.
Bir an hayal etmeye başladı. Bütün bu zor günleri atlatmış olduklarını. Kendilerine ait bir ev, bahçesinde çocuklarıyla oynayan Azer ve onları mutlulukla izleyen Karaca. Ne güzel aile olurlardı.
Elindeki hissettiği acıyla gerçek hayata döndü. Ekmek yerine elini kesmişti. Hızlıca elini musluğun altına koyup suyu açtı. Fazla olmasada derin kesilmişti.
"Azer. Bir bakar mısın?" diye salona seslendi Karaca.
"Elini mi kestin"
"Evet. Sargı bezi var mı saralım?"
"Hastaneye gidelim"
"İstemiyorum sarsak yeter"
"Gel banyoda vardır sargı bezi"
Banyoya geçtikten sonda Karaca klozetin kapağını kapatıp üzerine oturdu. Azerde ilk yardım çantasını dolaptan alıp yere çöktü.
"Yaranı temizleyeceğim. Çok acırsa söyle tamam mı?"
Karaca kafasını sallayarak onu onayladı. Pamuğa biraz batikon döktükten sonra önce kesiğin etrafını temizledi. Elini iyice kavradıktan sonra pamuğu yavaşça kesiğin üzerinde gezdirdi. Temizlendiğine emin olduğunda sargı beziyle parmağını sarıp üzerine ufak bir öpücük kondurdu.
Malzemeleri topladıktan sonra ayağa kalktı. Arkasını dönüp çantayı dolaba geri koydu. Karacada oturduğu yerden kalkıp kollarını Azer beline doladı, başını sırtına yasladı. Bu adam onun için en güzel hediyeydi.
Azer karısının kolları arasında arkasına dönüp kızın başını göğsüne yasladı. Uzun zamandan sonra bu ufak kadında huzur buluyordu. Gözlerini kapattıktan sonra burnunu saçlarına yaklaştırıp derin bir nefes aldı.
İkiside anın büyüsüne kapılmışken sofra çoktan kurulmuş Ceylanın nişanlısı Mete gelmişti. Herkes sofraya oturmuş genç aşıkların gelmesini bekliyordu.
"Nerde kaldı bunlar. Dila git bak kızım abinlere"
Dila annesini onayladıktan sonra bahçe kapısından içeri girip abisine ve Karacaya seslendi. Alt katta olmadıklarını anladığında üst kata çıktı.
Azer Dilanın sesini duyduğunda son kez kızın başına öpüp geri çekildi. Banyonun kapısını açtıktan sonra dışarı çıktı.
"Sofra hazır nerde kaldınız abi"
"Karacanın eli kesilmiş onu sarıyorduk. Mete geldi mi?"
"Geldi geldi. Hep kan olmuş üstünüz değiştirip inersiniz"
"Tamam abicim in sen" Dila gittikten sonra Azer ve Karacada odalarına girip üzerlerini değiştirdiler ve bahçeye indiler.
"Şükür gelebildiniz"
"Karaca elini kesmiş onunla uğraştık kusura bakmayın. Bu arada hoşgeldin Mete"
"Hoşbulduk Azer. Hayırlı olsun evlenmişsin hiç haber vermedin"
"Ani oldu biraz. Kimsenin haberi yoktu bizden başka. Karım Karaca. Karaca bu da Mete. Ceylanın nişanlısı" o sırada Karacanın bileğindeki Çukur dövmesi Metenin dikkatini çekti.
"Çukurdansın sen"
"Evet Koçavalıydım önceden"
"Selimin kızıydın galiba"