Bu bölüm her ne kadar içime sinmesede uzun zamandır bölüm atmadığım için paylaşıyorum.
Bölüm atmadığım süreçte ilk kitabımı düzenlemeye başladım ve iki bölüm yayımladım. Okumak isterseniz profilimden bulabilirsiniz.Bir sonraki bölüm bu serinin son partı olacak bilginiz olsun. Hepinize iyi geceler dilerim 💫
Karaca şaşkınlık ve sevinçle kollarını Azerin boynuna doladı. Hayalleri zorda olsa gerçek oluyordu. Hep sevdiği adamın onu sevmesini hayal ederdi. Evlendiklerini, kendilerine ait evlerini, bahçede koşturan çocuklarını.
Hapise hayatını geçirdiği evde hayallerinin hayal olacağını düşünürken Azerle tanışmıştı. İstediği o sevgiyi de gerçekten birine aşık olmayıda onun sayesinde tatmıştı.
Ailesine karşı çıkmıştı, Azere kaçmıştı. En önemlisi evlenmişlerdi. Karşılaştıkları zorlukları el ele aşıyorlardı.
"Ee sen yine ağlıyorsun ama"
"Sildim gözyaşlarımı bak. Hadi gezelim evimizi"
Azer Karacanın elini tuttuktan sonra sırayla bütün odaları gezdirdi. Önceden Azer iç mimarla görüşmüş Karacanında beğeneceği şekilde evi düzenlemişti.
Bütün evi gezdikten sonra salona geçip koltuğa oturdular. Azer kolunu Karacanın omzuna attık kendine çekti.
"Beğendin mi evi?"
"Beğenmemek mümkün mü? Her şey çok güzel olmuş"
"Yani ben iç mimara biraz senden bahsettim o da böyle dekor etmiş. Beğenmediğim ya da eksik gördüğün yer varsa söyle hallederiz"
"Yok iyi böyle"
"Azer"
"Söyle güzelim"
"Annenlerin bu evden haberi var mı?"
"Var. Bugün taşınacağımızı bilmiyorlardı sadece"
"Hep burdayız yani"
"Evet"
"Yarın akşam annenleri çağıralım mı yemeğe? Birlikte yemekte yaparız. Ben çok bilmiyorum yemek yapmasını ama birlikte öğreniriz"
"Sen böyle hevesli hevesli anlatırken hayır demek mümkün mü?"
"Kendimden yola çıkarak söylüyorum Hayır"
"Azer ben seni çok üzdüm"
"Nerden çıktı şimdi bu?"
"Bugün olanlar. Sen beni üzmemek için elinden geleni yapıyorsun. Bugün sana öyle sert çıkmamalıydım. Özür dilerim"
"Yavrum ben seni anlıyorum. Zor zamanlar geçiyoruz. Sinirini öfkeni atabileceğin bir ben varım. Sonradan farkına vardığı, kendini suçladığını biliyorum. Bu yüzden üzülmüyorum."
"Ailen bir gün beni kabullenir değil mi?"
"Kabullenecekler. Önce benim için sana yakın davranacaklar sonra seni tanıyınca benim için değil kendi istedikleri için yakın olacaklar"
"O zaman onların gözüne girmeliyim. Yarın akşam yemekte en sevdikleri yemeklerden yapalım. Birazda olsa gözlerine girerim belki"
"O yemekleri yapabileceğine emin misin?"