Mümin Sarıkaya - Ben Yoruldum hayat.
Medyaya bakmayı lütfen unutmayınız🔫
Tşk.İyi okumalar🔫🔫
———————————————————————
Mirza Ali Demir,
Kuzguni bakışlı Yunan Heykeli...
Bana "ben senin yuvanım" diyen, fakat iki gündür bir kere bile yanıma gelmeyen adam. (Bu repliği Haffzana ithaf ediyoruz💃🏻)
İki gündür beni bu odaya hapsetmişlerdi ve artık sıkıntıdan patlayacak duruma gelmiştim. Annemi özlemiştim. Ona sarılmayı, ve saçlarını taramayı özlemiştim. Bensiz nasıldı acaba? Güzeller güzeli kızı ortalarda yoktu, elbette endişelenecekti. Umarım çok üzülmezdi.
Oturduğum yataktan kalktım ve kapıyı yumruklamaya başladım. "Çıkarın artık beni! O patronunuza da söyleyin kafasını kırıcam!"
Saniyeler sonra kapı açıldı ve içeri Tahsin girdi. Tahsin beni buraya getiren o göbekli korumanın adıydı.
"Melisa bacım patron evde yok. Boşuna bağırma, o gelmeden seni buradan çıkaramayız."
"Bu beni ilgilendirmez. Gelseymiş."
Onu itekledim ve odadan çıkarak merdivenlere yöneldim.
"Bacım Allah rızası için gir odaya, patron keser bizi."
Omuzumun üzerinden ona havalı bir bakış attım. "Of merak etme Tahsin sadece biraz salonda oturup televizyon izleyeceğim. Saygıdeğer(!) patronunuz gelmeden hapishaneme dönerim."
Mecburen başını salladı ve önüme geçerek bana yol gösterdi. Salona girdiğimizde oldukça pahalı olan son model televizyonun önünde duran koltuğa oturdum. Tahsin, kumandayı alarak yanıma geldi ve benim için televizyonu açtı.
"Ben kapıdayım, patron gelirse haber veririm sana."
Onu onayladığımda salondan çıktı. Kanalları dolaştığım sırada, aniden silah sesi yükselmeye başladı. Camlar birer ikişer kırılıyordur .
Tahsin koşarak yanıma geldi ve kolumdan tutarak beni koltuğun arkasına doğru itti.
"N-Neler oluyor? Ölecek miyiz Tahsin?"
Belindeki silahı çıkardı, "Eve saldırı düzenlemişler. Patron yoldadır, korkma. Bir şey yapamazlar."
Korkma demesi kolaydı ama korkuyordum işte. Ben hayatında hiç silah görmemiş masum bir kızdım. Nasıl korkmazdım Allah aşkına?
Korkudan ağlarken, Tahsin bana döndü. "Sakın buradan çıkma. Bir şey olursa da çığlık at. Ben desteğe gidiyorum."
Cevabımı beklemeden göbeğini de aldı ve salondan çıktı. Dakikalar sonra silah sesleri kesildiğinde, koltuğun arkasından çıktım. Salonda cam diye bir şey kalmamıştı. Hepsi paramparça olup yeri boylamıştı. Vazolar, tablolar, aynalar... Hepsinin üzerinde kurşun delikleri vardı.
Yavaş ve tedirgin adımlarla kapıya doğru yürürken aynadan kendimle göz göze geldim. Göğsümün üzerinde yanıp sönen bir ışık vardı. Bu da neydi böyle?
Filmlerde keskin nişancılar esas kızı kırmızı nokta ile hedef alıp vururlardı. Yoksa... Yoksa...
Aklıma gelen düşünceyle birlikte koca bir çığlık attım ve tam o an, göğsümde bir acı hissettim. Acı o kadar keskindi ki, dizlerimin üzerine düştüm. Titreyen elimi kaldırıp göğsümün üzerine koyduğumda, içten içe ne olduğunu biliyordum fakat inanmak istemiyordum. Ölecek miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİM HER ŞEYİMSİN (+18)
RomanceKuzguni bakışlarıyla bedenimi taradığında hasar tespiti yapıyor gibiydi. Önce vücudumu süzdü, sonra yüzümü. Endişeli yüzü rahatlamış bir ifadeye yer verdiğinde hızlı adımlarla yanıma geldi ve beni kollarının arasına aldı. "Sen benim her şeyimsin."...