3

23 3 0
                                    

  Ablam sabah erkenden kalkmış Merti şikayet etmek için gitmişti. Şimdi ise ben onu kafede oturmuş bekliyordum. Ben geleli beş dakka olmadan ablamın kafenin kapısından girdiğini gördüm. Beni görmesi için sağ elimi kaldırdım. Elimi görüp benim oturduğum yere doğru geldi ve önümdeki sandalyeyi çekip oturdu. Kafenin çalışanı gelip bize ne yemek istediğimizi sordu. Ablam ve ben siparişimizi verdik çok bekletmeden zaten kahvaltımız da gelmişti.

.....

Eve gelmiş TV izliyordum. Ablamın haftasonu olmasına rağmen işi çıkmış gitmişti. Odaya dolan telefon sesiyle birlikte irkildim. Sonra telefona bakıp rahatladım. Arayan Zehra idi .

Cemre: alo

Zehra:.....

Cemre: iyim sen?

Zehra:.....

Cemre: tamam...yarım saate hazır olurum.

Zehra benim en yakın arkadaşımdı ne zamandan beri konuşamıyorduk. Şimdi ise beni aramış bara gitmek istediğini benimde gelmemi istemişti. Aslında pek hevesim yoktu ama sonra evde boş boş oturmaktan iyi olduğunu düşündüğüm için kabul ettim. Bu arada hazırlanırken ablamada Zehra ile bar'a gideceğimizi mesaj atmış o'da beni erken gelmem için uyarmıştı. Uyarmıştı çünkü ablam bu konularda çok katıydı. Bir kaç hafta sonra Zehra da bende 18 yaşına girmiş olacaktık. Ne kadar şanslıyız ki ikimizde aynı gün doğmuştuk.
Koştura koştura yarım saate hazırlandım. Ekim ayının başı olmasına rağmen hava biraz soğumaya başlamıştı. İkimizde kalın giyinmiştik.

.....

Biraz yolunu taksi ile biraz yolunu yürüyerek geldiğimiz bara girdiğimizde gözümüze kestirdiğimiz boş olan sandalyelere taraf yürüdük. Bu da ne? Bizim oturacağımız sandalyelere iki tane adam bizim oturacağımızı bile bile oturmuşlardı. Sinirlerim hemen tavan yapmıştı zaten. Sinirle oturdukları tarafa yürümeye devam ettim. Yönü bize taraf dönük olan adama iyice baktım. Sarışın uzun boylu birazda kaslı ve yakışıklı olan birisiydi.

Cemre: Siz... Kalkın hemen burdan... Buraya önce biz oturacaktık... Burası bizim !!

Cümlelerimi sinirli bir şekilde bağırarak söylemiştim.
Arkası bize dönük olan kişiye baktım sanki birşey olmamış gibi önündeki bardağı aldığı gibi kafasına dikmişti. Şaşırmıştım doğrusu. Şaşkınlık ile karışık sinirle bakarken sarışın olan bize düm düz bir şekilde bakıyordu, yüzünde hiç bir ifade yoktu.

Gökhan: Olabilir ama önce biz oturduğumuz için bizim yerimiz oluyor.

Ne? Nasıl yani? Önce bizim oturacağımız yere oturuyorlar hemde bizim oturacağımızı bile bile birde haklılarmış gibi konuşuyordu ya, sinir olmuştum. Dişlerimi bir birine sertçe bastırmıştım.
Gıcık olmuştum ikisinede hele de sırtı bize dönük olan. Bizi hiç takmıyordu lanet olası. O sırada bir kız sarışın olan adamın yanına gelmişti "noluyor burda Gökhan bu kızlarda kim? " kız ikimizede ters bir bakış atıp tekrar önüne dönmüştü. Ki sarışın olanın adını öğrenmiştik. (Gökhan)

Cemre: bana bak-

Zehra: boşversene Cemre tartışmaya bile değmez.

Zehra başka bir yerde boş olan iki tane sandalyeyi işaret parmağıyla göstererek

Zehra: biz orada oturalım bu günlük... Biz buraya rahatlamaya kafa dağıtmaya geldik kavga etmeye değil.

Bunu söylerken sarışın olana (Gökhana yani) sinirle bakıyordu. Ama Gökhan'ın konuştuklarımızı duyduğunu sanmıyorum müziğin sesi çok yüksekti.

Cemre: haklısın.. gidelim hadi.

Son bir kez Gökhana birde adını bile bilmeden gıcık olduğum adama baktım sinirle. Tam bir uyuzdu işte.
Sandalyelere oturduğumuzda Zehra ikimizede  birer içecek söylemiş barmende Zehrayı başıyla onaylayarak içeceklerimizi hazırlamaya önüne dönmüştü. İçeceklerimiz önümüze koyduğunda barmen bize göz kırpmış ve başka birisiyle ilgilenmeye gitmişti. Buraya çok geldiğimiz için bizi tanıyordu. Zehrayı daha çok tanıyordu, resmen arkadaş olmuşlardı ama ben o kadar samimi değildim. Zaten arkadaşlık kurmakta o kadar başarılı değildim ama Zehra benim tam tersimdi herkesle arkadaş olabilirdi. Zehra önünde ki içeceğin hepsini iki dikişte içmiş ve müziğin ritmine kendini bırakmıştı. Beni de dans etmeye çağırmış ama ben istememiştim. Aslında bu kadar kafama takmamam gerekiyordu ama az önceki adama sinirlerim bozulmuştu işte. Oflayıp önüme döndüğümde gözüm her zaman oturduğumuz ama şimdi oturamadığımız yere kaydı. Gökhan isimli şahıs dans etmeye kalkmış ama az önceki sırtı dönük olan, oturmuş bir şeyler içiyordu. Çok soğuk ve gizemli görünüyordu. Yüzünün yarısını görmüş olmama rağmen ne kadar yakışıklı olduğunu anladım. Omuzları genişdi, kasları üzerindeki sıyah monta rağmen belli oluyordu. Waow..böyle daha da  çok çekiciydi.
Bi'dakka ne? Ne saçmalıyordum ben? Evet yakışıklı ve gizemli biri gibi davranması onu daha da çekici yapabilirdi. Ama benim hiç tanımadığım biri hakkında böyle düşünmem çok yanlıştı. Kendime kızarak önüme baktığımda içeceğimden 2 yudum aldım ve kafamın dağılmasını umarak bende Zehranın yanına dans etmeye gittim.

İNTİKAM AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin