6.BÖLÜM "Gel Hayalim"

18 2 6
                                    

"Sana ondan uzak dur demedim mi?" Dediğinde bende ayağa kalkarak karşısına geçtim. "Sen kimsin de karışıyorsun?" dediğimde gözlerime bakmaya başlamıştı. "Cevap versene!? Kimsin sen?"

"Ben. Ben..."

Birkaç dakika gözlerime baktıktan sonra "Lanet olsun!" diyerek sınıftan çıktı. Neydi bu tepki şimdi? Neden Ege'den uzak durmamı istiyordu? Neden Leyla ileyken benimle ilgileniyormuş gibi davranıyordu?

Sinirle yerime oturup birkaç dakika sakinleşmeyi umdum ama pek mümkün gibi görünmüyordu. Ders hocasının o an ortadan kaybolmasını dilemiştim ama ne mümkün?

...

Okul zor bela bittiğinde isteksizce çantamı omzuma atarak sınıftan çıktım. Ege ile burun buruna geldiğimde şaşıp kalmıştı. "Aa İnci. Şey bende sana geliyordum." Ege konuşurken benim bakışlarım dudağının kenarındaki yaraya kaydı.

"Dudağına ne oldu Ege?" dediğimde anında endişelenmeye başladı. "Önemli bir şey değil. Hadi gidelim." ben ilerlemeye başladığımda Ege de yanımda ilerlemeye başlamıştı. Ege ile olduğum anlarda kendimi anlamsızca huzurlu, dertsiz tasasız gibi hissediyordum. Değişik bir histi bu. Öyle ki dudağındaki yarayı kimin yaptığını çok merak etmeye başlamıştım.

"Kim yaptı?" diye soru verdim bir anda. Ege anlamayarak bana bakarken "Neyi kim yaptı?" diye sordu. Olduğum yerde durarak ona baktığımda o da durarak bana baktı. Elimi dudağının kenarındaki yaraya dokundurduğumda acıyla inledi. "Bunu kim yaptı?" Tek kaşım havaya kalkarken ondan geçerli bir cevap bekliyordum. "Eğer doğruyu söylemezsen seninle şu andan itibaren konuşmayacağım." en büyük kozumu kullandığımda Ege'nin yüzü endişeli bir hal almıştı.

"İnci. Boş ver kimin yaptığını. Hadi gidelim." benim ciddi olduğumu gördüğünde birkaç saniye duraksadıktan sonra derin bir nefes verdi. "Deniz." dediği anda kalbim sızlamıştı. "Neden?" diye sorduğumda gözlerini kaçırdı. Deniz neden vurmuştu Ege'ye? Yoksa... Yoksa?

"Benim yüzümden mi?" dediğimde Ege gözlerime bakmaya başladı. "Hayır. Seninle hiç bir alakası yok. Biz Deniz ile pek anlaşamayız zaten. Takılma sen." dediğinde hala olduğum yerde duruyordum. "İnci. Hadi gidelim." Ege beni yürütmeye başladığında ben hala Denizin neden böyle yaptığını sorguluyordum. Neden böyle yapıyordu? Neden yani neden?

Ege ile okulun yakınlarındaki kafeye geldiğimizde boş bir yere geçip oturduk. Biraz birbirimizi tanımak amaçlı sohbet ettiğimizde Ege ile daha yakın olduğumu fark etmiştim. Zevklerimiz resmen aynıydı onunla.

"Demek Bilal Sonses ha?" diyerek gülmeye başladığımda Egenin de tebessüm ettiğini gördüm. "Peki hangi şarkısı?" Bakışları gözlerime değdiğinde gülümsemem yüzümde kaybolmuştu. "Gel hayalim." sonrası derin bir sessizlikti. Bu sessizlikte birbirimizin gözlerinde kaybolmuştuk ikimizde. Ben yeni bir şey daha fark etmiştim ki... Ege'nin gözleri beni çıkmaza sokuyordu. Ben Denizin gözlerinde hayat var sanırken Ege'nin gözlerinde Sonsuz gökyüzü vardı. Uçsuz bucaksız.

"Şey. Artık kalksak mı?" Ege'nin sorusuna başımı sallayarak cevap verdim. Birlikte kafeden çıktığımızda yağmurun yağdığını yeni fark etmiştim. "Hayır ya! Ben eve nasıl gideceğim?" ben kendi kendime yakınırken Ege elimden tutarak yağan yağmurun altında koşmaya başladı. "E-ege? ne yapıyorsun!?" Koşmaya devam ettiğimizde egenin kahkahalarını duyabiliyordum. Artık sırılsıklam olduğumu fark ettiğimde Ege'nin elinden elimi kurtararak olduğum yerde durdum ve yüzümü gökyüzüne çevirdim. Kendimi o kadar özgür hissediyordum ki, saatlerce bu şekilde durabilirim.

"İnci?" Ege'nin seslenmesiyle Egeye baktım. Yanımda olduğundan ona döndüğümde burun buruna gelmiştik. "Şey. Şuan yapacağım şey için kızma olur mu?" ben ne yapacak diye beklerken yanaklarımı tutarak beni kendine çektiği gibi öpmesini kesinlikle beklemiyordum. O gözleri kapalı bir şekilde beni öperken, ben şaşkınlıktan buz kesmiştim. Kalbim maratona çıkmış gibi uç buçuk uç buçuk atarken neden hala itmemiştim Ege'yi?

Birkaç saniye sonra Ege ayrıldığında fazla uzaklaşmadan gözlerime bakmaya başladı. "İnci. Ne kadar Deniz'e olan ilginin farkında olsam bile, seni seviyorum ben." aldığım itiraf karşısında hala şoktayken boş boş Ege'nin gözlerine bakıyordum. O kadar güzel bakıyordu ki o...

"Eminim ki bu ilgin kısa sürecek. O zaman ne kadar olursa olsun, seni ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim. Ne kadar Deniz ile seni gördüğümde canım yansa da. Senin mutlu olman için bekleyeceğim." Ege birkaç adım daha geri attığında ben hala olduğum gibi kalakalmıştım. Dilim lal olmuştu. Konuşamıyordum. Ege birkaç dakika bana baktıktan sonra "Hoş çakal İnci Dağdelen." diyerek oradan uzaklaştı. Ben arkasından sadece baka kaldım. Az önce olanlar gerçek miydi? Gerçekten Ege beni öpüp, beni sevdiğini söylemiş miydi?


...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

⇋ Kayıp İnci ⇋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin