Başlangıç sonsuzluk ve daha bir sürü şey.
Hayatı tümevarımsal bir sistematikte algılamak benim için her zaman en kolay, en iyi ve en doğru yoldu.
Beynim ne derse o, zihnim hangi arayışa yönelirse cesaretim de onu takip ederdi. Kalbimi, hislerimi arka bir rafta gün yüzü görmeyen gözlerle seyrederdim.
Fakat şimdi her sistematiğimi bozan, beni savuran ve bundan hiç pişman olmayan biri için her şeyi gün yüzüne çıkarmıştım.
Eski fikirlerim antitezle sentezlenmiş ve bana kalan başlangıçtan sonsuzluğa uzanan derin bir yaşanmışlık olmuştu.
"Çıkmayacak mısın?" dedi annem salon camının arkasından aşağıdakilere bakarken.
Kendimi odama kapatmış ne yapacağımı bilemez şekilde oturuyordum.
Changbin durmadan camı taşlamıştı ama bir süre sonra o da vazgeçmişti sanırım. Beni nasıl bulduğu hakkında az çok fikrim olsa da kalkıp gelmesi hatta ve hatta kalkıp gelmeleri bende şok etkisine sebep olmuştu.
"Seungmin?" dedi annem bu sefer sesi daha yakından geliyordu.
"Efendim." dedim kısık sesle.
"Oğlum çocuk camı indirecek ya polis çağıralım ya da git konuş."
Gözlerimi devirirken annemin total draması kafamda canlanmıştı.
"Ne polisi anne?" dedim kapımı azıcık aralayıp.
"Ne bileyim ya ben hiç polis çağırmadım." dedi annem gülerek.
"Benim de hiç camım taşlanmamıştı." dedim anneme hafif bir sırıtışla. Hoşuma gitmişti yani ne yapayım?
"Bu çocuk da amma arabeskmiş." dedi annem beni salonun oraya sürüklerken.
Onların arkadaş grubu öyle direkt.
"Sanırım ben de biraz öyleyim." dedim Changbin'e bakarken. Kafası kalkık cama bakıyordu. Öyle çok özlemişim ki yüzünü.
"Sevgilinin erkek olduğunu tahmin etmiştim." dedi annem gözlerini süzüp.
"Ya kızma hemen." dedi belime sarılıp.
"Pek bir nazlıydın ilgi severdin küçüklükten beri."
Annemin saçma çıkarımı ile gözlerimi devirirken gülmeden de edemedim.
"Bu yirminci yüzyıl fikirlerini duymamış gibi yapacağım." dedim elimle perdeyi hafif aralayıp.
Changbin'den zorla aldığım gözlerim diğerlerinde gezdi. Chan ve Felix kaldırımda birbirlerine sokulup otururken Minho arabada telefonuna bakıyordu. En azından yüzüne yansıyan ışıktan bunu anlamıştım.
"Of." dedim Changbin Chan'in yanına yürürken.
"Ay içim daraldı Seungmin, git konuş yazık çocuk da evine gitsin."
"En son döverim diyordun." dedim anneme dik dik bakıp.
"O çocuğu görmeden önceydi." dedi annem bilmişçe.
"Yazık sokak kedisine benziyor."
"Anne!" dedim resmen cırlayarak.
Annem bana ne dercesine omuzlarını kaldırırken cesaretimi toplamam gerektiğini düşündüm.
Kapıya ilerleyip yavaşça aralarken annem bile gerilmişti.
"Gelirim birazdan." dedim anneme dönüp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beginning and eternity. seungbin
Fiksi Penggemar-Hikayemiz nerede başladı? -Bence hikayemiz öfkeyi unutmak üzere verilmiş bir sözle başladı. [seungbin] [eternity and a day]