⁸┃❀┃i hear the symphony

1.6K 222 345
                                    

"Senfonileri duyuyorum, önceden tek duyduğum sessizlikti."

"Sadece senfoninin bir parçası olmak istiyorum."

"Beni sıkıca tutup bırakmayacak mısın?"

-Clean Bandit ft. Zara Larsson, Symphony

┃❀┃

🎧Clean Bandit ft. Zara Larsson - Symphony

┃❀┃

Chaeyoung'u işyerine bıraktıktan sonra Jimin'in evine sürmeye başladım. Chaeyoung'u şu kısa sürede pek tanıdığım söylenemezdi, onu en iyi tanıyan kişi de şüphesiz Jimin olmalıydı. Dolayısıyla konuşmamızı anlatıp Chaeyoung'un ne düşündüğü hakkında ondan fikir almalıydım. Açık olmak gerekirse, her ne kadar mutlu ve samimi görünse de gerçekten bana inanıp inanmadığına emin olamamıştım.

Bir kavşağı döneceğim sırada aniden telefonumun çalmasıyla panikleyerek arabayı olması gerekenden biraz daha geniş bir alan alarak çevirdim. Neyse ki karşı taraftan araba gelmiyordu. Derin bir nefes verip telefonuma baktım. Acilen şu telefonun melodisini değiştirmem gerekti yoksa bir gün kalpten gidecektim.

Jennie arıyordu.

Şaşırmış mıydım? Tabii ki de hayır. Bir an Jimin'le dün olan konuşmamızı ona anlattı mı acaba diye endişeye düştüm. Jimin şerefsizine güvenmiyordum ama bana en iyi şekilde yardımcı olabilecek tek kişi de oydu. Jennie ile konuşmaya kalksam bana Chaeyoung'la problem yaşayabileceğimiz hiçbir konudan bahsetmezdi. Ancak Jimin ona göre daha gerçekçiydi.

Kulaklığı takıp telefonu açtım. "Efendim?"

"Chaeyoung'la bugün buluşacağını neden söylemiyorsun?!"

Kulaklık takmak bir hataydı. Araba sürerken kulaklığı uzaklaştıramamıştım ve yüzümü buruşturmuştum. Çünkü o yine cırlamıştı.

"Zaten buluşacağım gün çıkış saatini almam mantıklı olan değil mi, Jennie?"

Ben de çıkış saatini istediğimde Jennie'nin heyecanlanmamasına şaşırmıştım. Demek ki o gün olacağını düşünmemişti.

"Ne bileyim ben yahu? İşim başımdan aşkındı zaten, onu düşünemedim o an."

"Ee niye aradın?"

Oflaması kulağıma ulaştığında gülümsedim. "Sen de hiç konuşturmuyorsun adamı!"

"Araba sürüyorum Jennie. Trafik biraz sıkıntılı, yoksa konuşurdum biliyorsun."

"Eve mi gidiyorsun?"

Onaylasam mı diye düşünürken bunun gereksiz olduğuna karar verdim. Jennie Jimin'le konuşmuş gibi durmuyordu. O yüzden rahat bir tavır takındım. "Hayır, Jimin'in evine gidiyorum."

"Evinde değil ki o?"

Kaşlarımı çattım ve onca aldığım yol üzerine küfür etmek istedim. "Ne demek evinde değil? İşte mi?"

"Yok, bugün izinli zaten. Hoseok'la playstation oynamaya gittiler."

"Hoseok kim?" Tek kaşımı kaldırdım. Öyle birini duyduğumu hatırlamıyordum.

"Bizim arkadaşımız. Tanımazsın."

Bu durum pek hoşuma gitmese de bir şey demedim. "Jimin'i arayıp konum alırım ben o zaman," dedim ve ardından telefonu kapattık.

Bugün nedense trafikte ayrı bir yoğunluk vardı, o yüzden arabayı sakin bir yere park edip Jimin'i öyle aradım. Telefon üçüncü çalışta açıldı. "Neredesin?"

Blind DateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin