⁵┃✿┃but our hearts don't live in the same space

1.4K 204 194
                                    


Hayatın her anında bir ayağımız bir peri masalının içinde, diğeri bir uçurumun kenarındadır.

-Paulo Coelho

Kalbin kırılabilir ya da dünyanın en güzel aşkını yaşayabilirsin. Fakat denemediğin sürece asla bilemeyeceksin.

-When in Rome (2010)

┃✿┃

🎧 Ariana Grande - goodnight n go

┃✿┃

Jungkook'un sıcak eli elimin üstünde yerini aldığı andan itibaren donup kalmış ve o giderken de aynı şaşkın ifademle arkasından bakmıştım. Elbisemin ve Lili'nin beyaz kürkünün beni yarı yolda bırakacağını biliyordum ancak bunun bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim. Üşüdüğümü fark etmişti. Üstelik fark etmekle kalmamış, montunu getirmek için masadan kalkmıştı. Restorandan çıkmak üzere olan ince uzun bedenine baktım. Valenin durduğu yerde durdu ve adama bir şey söylemeye başladı.

Hızlanan kalp atışlarımı biraz olsun sakinleştirmek için gözlerimi o taraftan kaçırdım ve geldiğimden beri elimi sürmediğim çantama uzandım. Telefonumu açmak için parmak izimi okuturken heyecanlıydım. Bu heyecanımı birisiyle paylaşmak zorundaydım.

Jeon Jungkook ile randevumun bu şekilde başlayacağını asla tahmin etmemiştim.

Belki karar vermek için erkendi, çok erkendi ancak çocuğa resmen dibim düşmüştü ve birisine söylemezsem patlayacak gibi hissediyordum. Eve şu saatlerde gelmiş olacağını ya da yolda olduğunu düşündüğüm biricik ev arkadaşıma mesajla içimdeki heyecanı boşaltmaya çalıştım.

Chaeyoung : LİSAAAA

Chaeyoung : Ben galiba boku yedim

Mesaj yazmasını beklerken başımı kaldırıp oradan oraya servis götüren garsonlara baktım. Biz sipariş vereli beş dakika anca olmuştu, bu yüzden bizim masaya bir şey gelmesini beklemiyordum. Gözlerimi tekrar kucağıma koyduğum telefonuma eğdiğimde Lisa'nın mesajları gördüğünü fark edip rahatladım.

Lili : Kötü bir şey mi oldu? Bir sorun mu var?

Lili : Nerdesin?

Cevap vermek için telefonu iki elime aldım ve oturduğum yerde arkama yaslandım. Çok aptal bir giriş yapmış ve arkadaşımı endişelendirmiştim ancak heyecanımdan böyle olmuştu.

Chaeyoung : Bir sorun yok

Chaeyoung : Çocuğa düşmem dışında yani

Lili : Kızım aklımı aldın

Lili : Ayrıca madem düştün neden burada benimle konuşuyorsun?

Chaeyoung : Üşüdüğümü anlayıp montunu almaya gitti

Chaeyoung : Ay aşık olacağım galiba

Bu mesajı yollamamın ardından tam ekranımı kilitlemiştim ki Jungkook'un bana doğru yaklaştığını fark ettim. Ucuz atlatmıştım. Randevuya çıktığım çocuk aynı randevuda onun dedikodusunu yaptığımı fark etse yaşayacağım rezilliği hayal bile edemiyordum.

"Geldim."

Paltoyu hafifçe kaldırarak konuştuğunda centilmenliği karşısında mahçup olmuştum. Onunla ilk karşılaşmamızda biraz erken yargılamıştım sanırım onu. "Gerek yoktu."

Yanıma ulaştığında monta uzanmak için elimi kaldırmıştım ki beni şaşırtarak üstüme doğru eğildi. "Gerek vardı." Montu dikkatli bir şekilde bacaklarıma örterken bana yaklaşmıştı ve eğdiği başı yüzünden alnına dökülen saçlarıyla burun burunaydım. Benden uzaklaşana kadar nefes almayı unuttum. Geri çekildi ve alnına düşen saçı ittirip arkasını döndü. O, karşımdaki yerini alırken ona baktığımı fark etmemesi için gözlerimi kısa süre etrafta gezdirdim.

Blind DateHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin