Chapter 10

972 117 79
                                    

[BTS - Sea]

- 2023 -

Chaeyoung, zaman makinesine öfkeyle bakmaya devam ederken, Jimin bilim adamlarından aldığı talimatları uygulamaya devam ediyordu. Çok kısa bir süre içerisinde yeni bir zaman makinesi yapmayı başarmışlardı.

Chaeyoung sabredemiyordu. Jungkook'u o kadar çok özlemişti ki... Aptal zaman makinesi ise bir türlü çalışmıyordu ve bu onu daha çok sinir ediyordu.

Jimin son parçayı da ekledikten sonra heyecanla ayağa kalktı. "Pekala, her şeyi bitirdik. Tıpatıp aynısı oldu." Önce Bay Jeon'un yaptığı zaman makinesine, sonra da Chaeyoung ve diğerleri ile yaptığı makineye baktı. Gerçekten aynıydı.

Chaeyoung da heyecanla ayağa kalktı. "E hadi o zaman, deneyelim." Makinenin düğmelerine uzanmıştı ki, Jimin kolundan tuttu. "Bekle, önce bilim adamları onaylamalı."

"Ama Bay Jeon onay almamıştı?"

"O yüzden Jungkook şu an kayıp."

Chaeyoung dudaklarını ısırıp kolunu geri çekti. Bu ızdırabın bir an önce bitmesi için dua etmeye başladı. Çok yorulmuştu ve her şey tıpkı bir rüya gibiydi...

Jimin bilim adamlarına haber verdikten sonra köşedeki siyah deri koltuğa oturdu. Jungkook'u o kadar çok merak ediyordu ki. Acaba iyi miydi? İyi olmasını ummaktan başka çaresi yoktu ki...

Bayan Lee, oğlunun odasında resimlerine bakmakla meşguldü. Jungkook onun için hâlâ bebek gibiydi. Minik bebeği... Hâlâ yanında değildi.

Dolu gözleriyle resmi öptü ve kalbine bastırdı. Pişmandı. Onu burada, delirmiş babası ile yalnız bıraktığı için... Eğer birlikte Japonya'ya gitmiş olsalardı, şu anda Jungkook ile birlikte olurdu.

Ama o yoktu.
Kim bilir hangi zamanda sıkışıp kalmıştı?

"Jimin?" Chaeyoung saçlarını topladı ve sevgilisine baktı. "Bay Jeon'u ziyaret edelim. Belki bu sefer bizi duyar da uyanır."

"Chae günlerdir deniyoruz zaten. Hiçbir şey olmuyor." Jimin umutsuz gözlerle baktı ona. Ancak Chaeyoung, omuzlarını silkip kapıya yöneldi. "Vazgeçmeyeceğim. Pes etmek falan yok. Geliyor musun?"

Jimin burukça gülümsedi. Onun sert ve pes etmez haline daha çok aşıktı. "Geliyorum baş belası."

×××

Chaeyoung'un topukluları boş hastane koridorunda yankılanırken, içlerine garip bir ürperti yayıldı. Bay Jeon'un kaldığı odaya geldiklerinde derin bir nefes alıp içeri girdiler. Tıpkı bir gün önce bıraktıkları gibiydi. Öylece uyuyordu.

Chaeyoung hafifçe gülümsedi ve içerideki hemşireye baktı. "Merhaba." Hemşire ona başıyla selam verdi. "Merhaba. Durumu iyi, merak etmeyin."

"Sağ olun." Hemşire odadan çıktıktan sonra, Chaeyoung Jimin'e kısa bir bakış atıp yatağın köşesine oturdu. "Merhaba Bay Jeon." dedi sesini düzeltip. "Uyanmanız gereken bir başka gündeyiz."

"Chaeyoung, işe yaramayacak."

"Sus bir Jimin," Jimin gözlerini devirdi. İşe yaramayacaktı işte, bunca zaman yaramamıştı. "Bay Jeon, uyanmanız gerek. Jungkook'u kurtarmamız lazım."

"Bay Jeon, uyanmanız gerek. Jungkook'u kurtarmamız lazım."

Hiçbir tepki vermedi. Chaeyoung, son bir kez eline dokundu. "Uyanın lütfen. Uyanmanız gerekiyor." Onu hafifçe sarstı.

"Uyanın lütfen. Uyanmanız gerekiyor." Kulaklarına yankı yapan ses elbette ki Chaeyoung'tu. Onu duyuyordu ve uyanmak için elinden geleni yapıyordu.

time machine • liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin