18. Bölüm

1.6K 189 228
                                    

M E R H A B A L A R !

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. 

Size uzun bir bölüm yazdım. Aşırı uzun değil ama diğer bölümlerden daha uzun.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Satır aralarında buluşabiliriz. :))

Keyifli Okumalar.

Keyifli Okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

__________

Mahir'den

27.01.2012'

Yaklaşık beş dakika önce götüme tekme vurularak atıldığım yetimhanede gezdirdim gözlerimi son kez. Buradaki herkes bu görüntüye alışıktı çünkü neredeyse her gün birinin götüne vururlardı tekmeyi. 

Duvarlarının rengi solmuştu artık. Çok eski bir binaydı. Açık bir pembeye dönüşmüştü rengi. Çok açık bir pembeye hem de. O eski, güzel pembe renginden eser yoktu. Gülümsedim. Severdim pembe rengini. Çoğu erkeğin aksine hoş gelirdi gözüme. Bahçedeki ağaçlara göz attım son kez. Yaprakları solmuş ve buruşmuştu. Sulamıyorlardı ki. Elimde olsa hepsine teker teker su verirdim. 

Derin bir nefes aldım ve binadaki gözlerimi çektim.

Duvarın dibinde ellerini demirlere yaslamış, boş bakışlarla beni izleyen çocuklara kaydı bu sefer gözlerim. Eminim ki yüzümdeki aptal bez parçasının ne anlama geldiğini merak ediyorlardı. Belki de böyle doğduğumu falan düşünüyorlardır, ha? Sonuçta, çocukken ben de yüzüm sarılı bir şekilde doğduğunu düşünüyordum. 

"Hissiz gidiyor." Dedi içlerinden biri. Sarı saçlı, mavi gözlüydü. Beni bırakan anneyi anlardım da, bu güzel çocuğu bırakan anneyi anlayamazdım. Alayla gülümsedim. İçimizden birisinin güzel olması hoştu. 

"He ya, gidiyorum." Dediğimde elini dudaklarına koydu ve kıkırdadı. Gülecek ne vardı yahu? Kıkırdaması hoşuma gitmişti. 

"Bizi özlersin değil mi?" Dedi bu sefer. Gözlerimi devirdim. Ne saçma soruydu bu? Onu tanımıyordum bile, neden özleyecektim?

"Neden özleyeyim?" Diyerek onlara doğru birkaç adım atarak karşılarında durdum. Onlar demirlerin diğer tarafında, ben ise bu tarafındaydım. Ben artık özgürdüm ama onlar değildi. Mutlu olmam gerekmez miydi? Değildim ki.

"Ya, özlemez misin yani?" Diyerek dudaklarını büzdü. Gözleri dolduğunda zorla yutkundum ve dudaklarımı yaladım. Hadi ama, ağlamayacaktı değil mi?

"Ş-şaka yaptım. Ö-özlerim." Zorla söylediğim kelimelerden sonra olduğu yerde birkaç defa zıpladı. Birini mutlu etmek bu kadar kolay mıydı yani? Peki beni neden kimse mutlu etmemişti?

"Nereye gideceksin sen peki?" Sıkıntılı bir nefes çektim içime. Diğer iki çocuk çoktan uzaklaşmışlardı yanımızdan. Sıkılmışlardı sanırım. Şu aptal soruya gelecek olursak, hiçbir fikrim yoktu. Sokakta yatmak ne kadar kötü olabilirdi ki?

Yara Bandı FabrikalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin