7

942 46 50
                                    

Selam arkadaşlar hepinize merhaba, saçma bir girişle daha karşınızdayım. Nasılsınız bugün, nasıl geçiyor gününüz?

Oy ve yorumlarınız beni çok mutlu ediyor, söylemeden geçemeyeceğim. ;)

İyi okumalar!

Ayşegül'den

- Anneciğim, canım gerçekten iyiyim ben. On oldu soruyorsun, hayır aynı cevabı duymaktan bıkmadın mı yahu? Hem bak Fatma burada, yardım ediyor bana, Ozan da keza öyle. Gelmene gerek yok. Şimdi telefonu Fatma'ya veriyorum çünkü ben çok yoruldum biraz da onu darla. Öptüüm. gülerek telefonu Fatma'ya uzattım. Surat ifadesi daha çok güldürmüştü. Telefonu elimden alıp mutfağa doğru gitti. Bende dikkatimi tekrar televizyona verdim.

Restorandan direkt eve gelmiştik, biraz da evde oturduktan sonra Hilmi ve Evliya'nın kalkmasıyla annemlere nasıl açıklayacağımızı düşünmeye başladık. Benim fikrim direkt söylemekti, ama Fatma ve Ozan'dan kesin bir dille red yemişti fikrim. Sonra düşünme işini onlara bırakıp televizyon izlemeye başlamıştım bende.

- Tamam Fatma teyzeciğim, tabii ki dikkat ederim. Yemezse ağzına tıkarım hatta. Arif amcaya selamlar.

Telefonu bana uzatıp konuşmaya tekrar başladı.

- Ayşemgül 15'e yakın tarif aldım. Fatma'm teyzem yapmazsam gelir her gün hamur işi yediririm diye tehdit etti yani kaçışımız yok. Ben yapmak zorundayım sende yemek zorundasın bebeyim.

- Tehdit güzel, sevdim. Ayrıca yemekten kaçmam bebeyim. dedim onu taklit ederek.

- Ee, akşam ne yiyeceğiz? Hangi tarifi uygulamayı düşünüyorsun bakalım Fatma'cığım?

- Valla seçenek çok, siz ne yemek istiyorsunuz bakalım? Ozan seni- aa, uyumuş bu. Dur üzerine örtecek bir şey getireyim.

- Yoruldu tabii, normal. Neyse yemeğe kadar uyusun bence kaldırmayalım.

***

Fatma annemin verdiği tariflerden birini yapmıştı ve masada afiyetle mideme indiriyordum.

- Fatma hanım siz bu kadar yetenekli miydiniz ya?

- Yeteneklidir benim sevgilim, siz kendinize bakınız lütfen Ayşegül hanım! diye sevgilisini korumaya geçti Hilmi. Yemeğin güzel olduğuna kanaat getirince Hilmi'yi de çağırmıştı yemeğe Fatma. Aslında Evliya'yı da çağırmıştık ama Yelda'yla planları olduğunu söylemişti, çok ısrar etmedik o yüzden.
Onun bu korumacı tavrına karşılık güldüm ve cevap verdim.

- Allah Allah, ben gayette iyi yemek yapıyorum bir kere! Ayrıca Hilmi bey bana laf atmadan önce götürdüğünüz yarım tencere sarmayı aklınıza getirin lütfen.

- İyi bir yere parmak bastın civciv. Onun yüzünden bir tencere sarmadan sadece iki tane yiyebildim, inanabiliyor musunuz? İki tane!

- Aç kalmadın ama, aynı günün gecesinde lahmacunları gömdünüz beraber! Acıtasyon yapma şimdi burda. dedi sinirli görünmeye çalışarak, başarılı olamamıştı orası ayrı.

- Aç mı kalsaydık lan, gömeceğiz tabii. Ozan'ın dediğine güldüm, yemek kırmızı çizgisiydi. Onunla yemek yerken iştahım açılıyordu resmen.

Tartışmalarını görmezden gelerek yemeğime döndüm. Hâlâ tartışıyorlardı bazen gerçekten de çocuk gibi oluyorlardı, bitmiyordu kavgaları.

- Evet gençler, sofrayı toplayın gelin bir film izleyelim.

- Tabii Ayşegül hanım, başka bir isteğiniz var mıydı?

OzAy~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin