bölüm şarkısı, pinhani bir anda
..Seul'da soğuk bir pazar günüydü, herkes kendi köşesine çekilmişti. Tuhaf bir hüzün ve melankoli havası vardı etrafta. Bazıları canlarını sıkkın bir şekilde yatakta dört köşe gezinirken bazıları ise dört köşe sokakları geziyordu. Bu şehirde ki küçük apartmanda ise durum şöyleydi.
Komşuların üstünde büyük bir ağırlık vardı, sanki yıkılacak olan bina değilde kendileriydi. Jennie canı sıkkın bir şekilde masadan anahtarlarını alırken iş arakadaşlarına el salladı. İç geçirerek asansöre doğru ilerledi, bugün büyük gündü. Jennie göz devirirken kendi kendine konuştu. "Aman ne büyük gün!" Yandan asmalı çantasına sıkıca tutunurken yanına hızla gelen Sana'ya baktı.
"Erken mi çıkıyorsun? Ama ben bir kaç şey gösterecektim ya...Jennie sen iyi misin?" Jennie yüzünde ki yorgun bir gülümseme ile ona bakarken elini onun omuzuna koydu. "İyiyim bir şeyim yok, sen bana mailden at akşam ben sana dönüş yaparım" Sana onu başıyla onaylarken endişeli baktı. "Bak bir şey vars-" Jennie ona sıkıca sarılırken sırtını sıvazladı. "Bir şey yok güzelim, akşam konuşuruz"
Jennie ondan ayrılırken Sana ona dudaklarını büzerek baktı. Jennie gülerken ona el salladı ve asansörün açılan kapısına koşarak yetişti. Ondan önce binen Mino kapıyı tutarken Jennie gülümseyerek kendini kabine attı. "Teşekkür ederim Mino" Mino onu başıyla onaylarken cevapladı. "Önemli değil..." Mino onu baştan aşağı süzerken kaşlarını çattı, bütün gün onu çok cansız görmüştü. Bu aklına takılmamış değildi.
"Bugün biraz tuhaftın Jen, bir sorun mu var? Yani özel değilse biliyorsun her zaman dinlerim" Jennie'nin omuzları düşerken başını tavana doğru çevirdi. Mino kaşlarını çatarken açılan kapılar ile Jennie ona kısa bir bakış attı ve buruk gülümsemesi ile yürümeye başladı. "Beni endişelendiriyorsun Jennie Kim, haberin olsun"
Jennie gözlerini kaçırırken derin bir nefes aldı ardından endişeyle ona bakan Mino'ya döndü. "Hani bahsetmiştim ya bizim mahalle yıkılacaktı...bugün bizim apartman yıkılıyor bilirsin...uhm...insanın canı sıkılıyor" Mino elini onun koluna koyarken konuştu. "Ev ayarlamıştınız dimi?" Jennie onu başıyla onaylarken cevapladı. "Şimdilik ben annemlerde kalıyorum Yoongi'de arkadaşında"
Mino gözlerini kırpıştırdı. "Neden aynı evde değilsiniz?" Jennie elini alnına koyarken gülerek konuştu. "Ben sana söylemedim dimi, biz Yoongi ile evleneceğiz" Mino'nun gözleri büyürken yüzünde büyük bir gülümse oluştu. Birazcık olan şaşkınlığı ile Jennie'ye sarılırken eş zamanlı olarak konuştu. "Buna çok sevindim! Aptal neden daha önce söylemedin! Tarih ne zaman? Nerede? Ne zaman teklif etti!" Jennie kahkaha atarak ondan ayrılırdı.
"Onları sonra anlatırım zaten Yoongi beni almaya geldi, işte beraber ev tutacağımızdan biraz para biriktirip büyük bir ev almayı düşünüyoruz" Mino gülümserken beraber yürümeye başladılar. "Cidden çok sevindim, düğününde parti havası benden unutma" Jennie kahkaha atarken kapıdan çıktılar.
Araba ile onu dışarıda bekleyen Yoongi kornaya basarken Jennie irkikerek etrafına baktı. Ve açık olan camdan ona el sallayan Yoongi'yi gördü. Mino, Jennie'den önce arabaya koşarken bağırarak konuştu. "Çen damat mı olucan şimdi, çen evlilik teklifi mi ettin çen" Yoongi'nin yüzünde ki gülümseme huysuz bir yüz ifadesine dönüşürken Jennie yanlarına kıkırdayarak geldi. "Mino dalga geçme misliyle senle geçerim" Mino işaret parmağını onun burnuna bastırırken torununu seven bir büyükanne ifadesiyle ona bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
apartment'²
Fanfiction@alex11russo kitabın ilk bölümleri bu hesaptadır eğer kitabı ilk defa gördüyseniz profilimde de etiketli olan hesabıma girip bakabilirsiniz. Seul'da ki küçük bir apartman hikayesi. • Birbirlerini sinir etmekte çok başarılı olan iki komşunun ve apart...