Önceki bölümde yaptığım uyarıları dikkate almayı unutmayın.
Yorumlarınızı çok merak ediyorum. Lütfen biraz olsun yorum yapın, yapmayınca emeğimin karşılığını alamıyor gibi hissediyorum. Bu fici yazmak için çok hevesliyim çünkü.
İyi okumalar. ♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
─⭑playlist, Gwen Stefani : Rich Girl
༄
ROSÉ
Yavaş yavaş kararmaya başlayan havada hafif bir rüzgar saçlarımı yalıyor ve gözlerimin içine girmesini sağlıyordu. Tramvay'da karşılaştığım genç bir adamla normal olmayan bir sohbet etmiştim ve bu konuşmaların başıma iş açacağını asla düşünmemiştim. Kollarım göğsümde derin derin nefesler alırken sakin kalamıyordum sanki.
Karşımdaki adam daha doğrusu Jungkook, nazik ve kibar görünen biri gibi duruyordu ama karşıma geçip 'efendin olmak' istiyorum dediğinde şimdiki olduğu gibi ağzım açık onu izliyordum. Doğrusunu söylemek gerekirse karşımda sırıtarak sanki çok iyi bir teklif yapmış gibi sırıtırken, yüzüklerle kaplı yumruğumu yüzüne geçirmemek için zor duruyordum.
Tanrım ne zannediyordu kendini. Yaptığı teklif göz göre göre efendi-köle ilişkisiydi. Kibar duruşunun altında deli bir adam mı yatıyordu şimdi.
"Ne saçmalıyorsun sen." Kollarımı göğsümde bağladım. Hala dibimde duruyordu ve bu beni fazla rahatsız etmediğinden ona meydan okur gibi bakıyordum. Kararlı gözleri yüzümün her bir santiminde gezdiğinde dibimde durması rahatsız etmezken, aç kurt gibi yüzümü süzmesi aniden beni rahatsız etmişti. Bu öyle bir rahatsızlık değildi. Sanki her an üzerime saldıracak gibiydi.
Dudakları aralandı ve gözlerim dudağının altında özenle yerleşmiş gibi duran benine kaydı.
"Ne mi saçmalıyorum." dedi sırıtarak. "Teklifimi çok açık bir şekilde belli ettiğimi zannediyordum." Gözlerimi devirdim ve olabilirmiş gibi ona bakmamaya gayret ettim. Gözlerimiz tekrar buluştuğunda kaşlarımı çattım ve soğuk bir ifade ile yanak içimi dişledim.
"Teklifini sikeyim!"
Yanından geçip gitmek istediğimde kolumu kavramış ve beni tekrar eski yerime sertçe sürüklemişti. Kolumu ondan sertçe kurtardığımda yüzüne öyle sertçe bakmıştım ki o benim sinirli halimden keyif alır gibi gülüyordu.
"Hey neden bu kadar agresifsin. Oysaki bu tür şeyleri sevdiğini söylemiştin." Sıkıldığımı belli eden ses tonumla ofladığımda gözlerimi iki saniye kapatıp açmış ve kimsenin geçmediği bu sokakta bu adamı yere serip boğmak istemiştim. Ve evet seviyordum ama kesinlikle bu adama kalmamıştı.
