|7

3.8K 298 74
                                    

Yorum yapmayı unutmayın.

─⭑playlist, BTS : Blue & Grey

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─⭑playlist,
BTS : Blue & Grey


Kendi evimin içinde bir ölü gibiydim. Yorgun, pijamaları üzerinden çıkartmak istemeyen biri haline gelmiştim şu son bir hafta içinde. Doğru düzgün yemek yemiyor, hatta bazen uyumuyordum ki bu benim için olağan bir şeydi. Uykusuzluğum ve oldukça yorgun olan bir bedenim vardı.. Ama yorgunluğum uyumama izin vermiyordu tam tersi olarak.

Oldukça normal bir nedendi. Tam sınavlarım bitti derken ödevlerim başlamıştı ve durmadan ödev yapıyor, bilgisayardan çizim yapıyor, saatlerce uğraşıyor sabah ise geri okula gidiyordum. Bu cidden bir hafta içinde çökmeme neden olmuştu. Ne başka bir şey yapabiliyor ne de dışarı çıkabiliyordum. Tamamen evin içinde tıkılıydım sanki.

Yağmurlu bir haftasonuydu. Neyse ki her işimi bitirmiş hatta o yorgunlukla odamı baştan aşağı toplamış ve üzerine de duş almıştım. Nedenini bilmediğim bir şekilde uyuyamıyordum. Bu artık yorgun halimden daha fazla dert olmuştu başıma. Gözlerim acıyordu fazlaca.

Jungkook'u bir haftadır görmüyordum. Geçen gün bir ara telefonda konuşmuş ve iyi olup olmadığımı sorup geri kapatmıştı. Kısa bir konuşmaydı ama bazen olup olmadık yerde mesaj atıp nasıl olduğumu soruyordu. Ödev yaptığımı biliyordu bu yüzden benimle iletişimi yüz yüze yapmıyordu. Mesajlarına cevap veriyor biraz konuştuktan sonra 'görüşürüz' ya da 'iyi geceler' diyerek konuşmayı bitiriyordu.

O gün gerçekten güzeldi. Sırtıma ne olduğunu bilmediğim krem tarzı bir şey sürmüştü. İzlere iyi geleceğini söylemişti. Nasıl bir şeyse izleri geçirmişti. Hala kızarıkları duruyordu ama kendim zor bela her gün sürdükçe onlarda geçmeye başlamıştı. Beraber o salonda iki ayrı koltukta uyumuş sabah saatlerinde o uyanmadan evden çıkmıştım. Arayıp azar da işitmiştim. Neden tek başıma gittim diye.

Üzerime kalın kazaklarımdan birini giymiş rahat siyah taytla sürünerek mutfağa girmiştim. Aç mideme rağmen kahve içmeye karar verdim. O kadar yorgun hissediyordum ki yemek yiyecek gücü kendimde bulamıyordum. Bu yüzden kolay yönden kahve içmek daha iyi olacaktı. Suyu ısıtmış, büyük kupama kahvemi yaparak, salon ve mutfağın birleşik olmasından direk olarak salona girmiş ve camın önünde ki sallanan sandalyeme oturarak yağmurlu havayı izlemeye başlamıştım.

Havalar soğumaya başlamıştı. Oysaki hala ekim ayındaydık. Kaldırımda yağmurun altında yürüyen insanları izleyerek kahvemi içerek rahatlamaya çalışmıştım. Ama çok geçmeden karşı yola bir araba durmuş ve gözüm istemeden oraya kaymıştı. Arabadan inen bedeni görünce gözlerim kocaman açılmış ve olabilirmiş gibi ağzımda açılmıştı. Siyah şişme montuyla karşı kaldırımda arabaların geçmesini bekliyordu. Olanca yağmur bütün uzun saçlarına karışırken ayağa kalkmış ve pencereden uzağa gitmiştim.

despite of all | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin