|5

4.2K 302 109
                                    

─⋆playlist,The Weekned : Blinding lights

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─⋆playlist,
The Weekned : Blinding lights


Gözlerimi açar açmaz perdelerimin arasından sızan güneş bütün ihtişamı ile gözlerime girmişti. Tekrar tekrar sıkıp kendime gelmeye çalıştığımda şakaklarıma giren sızıyla sızlanarak yatakta kımıldamaya başlamıştım. "Dün gece perdeyi kapatmayı neden unutur ki bir insan off!"

Pamak uçlarımla şakaklarımı ovmaya çalıştığımda dudaklarım arasından acı dolu kısık inlemeler çıkıyor ve birkaç küfürü çoktan sıralamıştım boş odada. Dün gece sadece o odada geçmemişti. Asıl olay ondan sonra başlamıştı. Beraber bar bölümüne tekrar indiğimizde en ağır içkilerden içmiş sonrasında ise deli gibi dans ettiğimizi hatırlıyordum. Ondan sonrası zihnimden gitmişti. Tek hatırladığım Jungkook'un beni eve bırakması olmuştu.

Sonuç ise baş ağrısı ve hafif bulanan midemdi. Yatakta doğrulacak kadar halim yoktu. Neyse ki okul saatime hala vardı. Bu beni daha mutlu etti ve tekrar ayni pozisyona geçerek elimi yastığın altından geçirerek tembellik etmeye devam ettim. Biraz daha dinlensem daha iyiydi.

Ama gözlerimi kapatır kapatmaz aklıma doluşan dün ki anılarla gözlerimi geri açmıştım. Onun çalışma odasında yaşadığımız anlar çoktan bedenimde sıcak etkiler yaratmıştı. Nefeslerim sıklaştığında üzerimdeki çarşafı daha çok üzerime çekmiş ve olanları düşünmemek için gözlerimi sıkı sıkı kapatmıştım.

Dün olanlar bundan sonraki yaşadıklarımızın sadece başlangıcıydı. Dün sevişmemiştik ama sevişmiş gibi de olmuştuk. Uzun parmakları kendi gibi iş görüyordu, uzun süreden sonra ilk defa orgazm olmuştum ve sadece parmakları ile başarmıştı bunu. Kimseyi kendimden saklıyor değildim, Jungkook olmadan önce birlikte olduğum erkekler olmuştu ama hiçbiri bu kadar zevk almamı sağlamamıştı.

Dans ederken birbirimize sürtünürken bile aramızdaki çekimin o da farkındaydı. Güzel bir geceydi ve beni eve bıraktığından hemen sonrasını hatırlamıyordum. Hatırlamama da gerek yoktu. Üzerimde pijamalarım vardı. Yüksek ihtimalle Jihyo üzerimi değiştirmiş ve ben ayakta sızmadan beni yatağa yatırmıştı hep olduğu gibi.

Ben düşüncelerime daldığımda odamın kapısı tıklatılmıştı. Gözlerimi kapattım ve Jihyo'nun sesimin gelmediğini anladığında gitmesini bekledim. Biraz fazla konuşuyordu sabah sabah konuşacak halim yoktu. Gözlerimi kapattım ve bekledim. Gitmesini bekledim ama bir daha tıklattı. Oflayarak sesimi yükselttim.

"Ne var Jihyo! Başım ağrıyor konuşacak halim yok git başımdan!"

"Rosé arkadaşın geldi." Bunu söylerken gülen sesini duyduğumda şaka yaptığına emin olup üzerimdeki battaniye kafama kadar çekip bekledim ve oflayarak bağırdım.
"Siktir git Jihyo. Şakalarını çekemem sabah sabah."

Odamın kapısı açıldığında hiç oralı olmadım ve ağrıyan başımı düşünmeyerek yarım kalan uykuma devam etmeye çalıştım. Ortam sessizdi. Tek duyduğum odamın kapısının tekrardan kapanmış olmasıydı. Neler oluyordu bilmiyorum ama Jihyo kafamdan aşağıya bir bardak suyu dökmedikçe ne yaparsa yapsın havasındaydım.

despite of all | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin