|4

4.6K 317 137
                                    

─⋆ playlistThe Neighbourhood : Cry Baby

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─⋆ playlist
The Neighbourhood : Cry Baby

"Aşık olmak yok."

Çok kısa bir cümle. Hayatıma giren bu adamın benden istediği tek şey buydu. Bu kuralı çiğnersek eğer onun dediği gibi yanarız. Biz hiçbir şeyiz. Sadece birbirimize aşık olmamaya çalışacak iki insan.

Aşkın nasıl bir duygu olduğunu çok iyi biliyordum. Liseli ergenler gibi yaşadığım bir zaman vardı. Bundan önceki ilişkimden bahsediyordum evet. Aşık olmuştum ve terk edilmiştim. Hala içim yana yana aylar geçirsem de benden saçma bir nedenden dolayı ayrılan eski sevgilimi unutmuş ve nefret dahi edemeyeceğim duygusuzluğum ile onu unutmuştum. Artık yolda görsem eski bir tanıdık olarak kalacaktı.

"Aşık olmak yok J-jungkook."

Kıkırtısı kulağımı okşarken ellerim ile omzunda bir hayaletmiş gibi duran elimle gömleğini sıkmıştım. Elleri çok profesyonel bir şekilde tenimi okşarken kısık bir inilti dudaklarımdan firar etmişti aniden. Kalp atışlarım normalin iki katına çıkarken, sert nefeslerim onun saçlarına ve ensesine çarpıyor, bir inilti daha çıkmasın diye dudaklarımı birbirine bastırıyordum.

Bu çok zordu. Elleri arasında bir kuş gibi çırpınmak ve tramvaydaki kibar adamın aksine bu yaptığından zevk adam bir adam vardı karşımda.

Vücudumdaki bütün kan kasıklarımda ve yanaklarımda toplanmıştı. Jungkook'un sıcak nefesleri enseme değip terlememe neden olurken belimde duran büyük eli yavaşça okşamıştı. Sonrasında ise parmaklarını içimden yavaşça çıkarmış olabilirmiş gibi daha sert bastırmıştım bacaklarımı birbirine. Belimdeki elinin yanına diğer elini de koymuş, ayağa kalkarak bedenimi masanın üzerine koymuştu.

Yüz yüze geldiğimiz an yanaklarımda gözlerini gezdirmişti. Sonra ise kısa elbisemde ve bacaklarımda. Sırıtarak bana bakmış ve daha yeni sanki beni parmaklamamış gibi parmaklarını dudaklarında gezdirmiş ve gözlerimi kocaman açmama neden olmuştu. Sertçe yutkunup onu izlerken olabilirmiş gibi beni daha çok etkisi altına almayı başarmış, işaret ve orta parmağı benim sıvıma el sahipliği yaparken diliyle yalamıştı.

"Hm. Güzel bir tadın var." Daha fazla dayanamazken sesli bir inilti firar etmişti dudaklarımdan. Karanlık irisleri benim gözlerimi bulurken bir adımda dibimde bitmiş avucunu yanağıma yaslamıştı. Önceki yaptığı sert hamlelerine inat öyle yumuşakça dokunuyordu ki yanağıma istemsizce gülümsemiştim. Burnu burnuma değerken şefkatle yüzüme bakıyor ve sanki kırılacak bir şeymiş gibi sadece yanağımı okşuyordu.

"Tenin yumuşacık, bembeyaz. Aynı şekilde de alev alev." Yanağımdaki eli boynuma doğru inerken aniden solukları hızlanmıştı. Parmak uçları boynumdaki birkaç belirgin damarda gezerken biranda boğazıma sarılan eli ile geriye doğru hafifçe yatırmıştı beni. Avuçlarım masanın üzerinde öylece kalırken arkaya yatmamaya çalışarak kendimden destek aldım.

despite of all | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin