Giriş

48 6 8
                                    

Tam şu anda kocaman bir yapıya bakıyordum. Her şey çok güzel olacak diye geçirdim içimden ve derin bir nefes aldım. Acaba gelecek miydi? Sözünü tutacak mıydı? Hâlâ beni seviyordu öyle değil mi? Ben ilk gün ki gibi değil, daha da aşıktım ona. Nisan ayında kırmızı montuma sarılmış onu bekliyordum. Gelsin de göstereyim onu nasıl sevdiğimi... Ama gelsin işte. Üzmeyeceğim bu sefer ama gelsin.

5 yıl önce
Sakin ol Gece! Sakin olmalısın, değmez üzülmeye. Üzme kendini. Değmeyen insanlar için nefesini kesmeye değer mi? Yapma bunu kendine. Hapların yanında değil Gece! Ya sana bir şey olursa? Kardeşlerin ne yapar? Toparlan Gece...
Her gece bunları söylüyordum kendime ama nafile. Gece üzülüyordu. Gece ağlıyordu. Gece kriz geçiriyordu. Gece bayılıyordu. Gece ölüyordu...
Yavaş yavaş ölüyordum. Bedenim burdaydı, çökmüş durumdaydı. On dört yaşımda yaşlanmıştım. Ayakta durmaya bile gücüm yoktu. Bazı yerlerim morarmıştı ama acımıyordu. Hissizleşmiştim artık, bu çok acı. Duygusuzdum artık, çok yazık. Bu haldesin, istemez misin o canından çok sevdiğin annen gelip seni ayağa kaldırsın. Tutsun elinden, istemez misin? Lanet olsun istemiyordum. Yıkmaması yeterdi. Daha da görmemezden gelmesin yeterdi.
Saçma sapan sesler geliyordu salondan, saat gecenin bilmem kaçı.
Gözümden yaşlar durmamaksızın akıyordu. Kulaklarımı kapatmıştım ama lanet sesler gitmiyordu. Ağlamıyordum, titriyordum. Yaşlar akıyordu gözlerimden ama ben ağlamıyordum. Üzülmüyordum. Canım acıyordu sadece. Nefes alamıyor değildim, sık nefes almaktan kalbim sıkışıyordu. Her gece beni bu hale getiren insanlardan nefret ediyordum. Biri bir yabancıydı tamam. Ama diğeri annemdi. Annemden nefret ediyordum. Onu asla affetmeyecektim. Her gece olduğu gibi bu gece de son bulmadı. En son yere düştüğümü ve orada sakinleşip uyuyakaldığımı hatırlıyorum. Sabaha karşı uyanıp kimse anlamasın diye yatağıma yatmıştım. Ayakta durmaya bile mecalim yoktu. Ama Gece çok mutlu. Gece insanlara karşı çok sıcak.
Her şeyden bıkmıştım. Herkesten nefret ediyordum. Kin kusmaktan başka bir boka yaradığım yoktu. Çok temiz kalpli bir insan değildim belki ama bilerek kimsenin canını yakmazdım ki ben. Kör değildim, insanların bana karşı olan duygularını anlayabiliyordum. Yaşıma göre çokça büyüktüm.

"Kalk hadi kalk! Gece yatmıyorsun sabah kalkmıyorsun, kalk!" Sabah böyle uyandırılmak da bir sorun yoktu. Her ailede bu vardır illaki. Ama gece neden uyumadığımı biliyor muydu? Ya da merak etmiş miydi? Hiç.
"Kalkıyorum." Deyip başımdan savdım. Sonra yatakta kendime gelip ayağa kalktım. Her yerim ağrıyordu, sebebini bilmiyordum. Elimi, yüzümü yıkayıp içeri gittim. Girdiğim an o adamla göz göze gelince onun bana değen gözleri yüzünden kendimden iğrendim. O sırada Emir bana doğru koşup sarıldı. Henüz iki yaşındaydı ve çok güzel bir çocuktu. "Noldu?" Diye sorunca annem cevap verdi, "Bir şeyleri döktü de, dövmeyeyim diye kaçıyor." Dedi. Bir çocuk annesinden kaçmamalıydı. Üstelik o daha çocuk bile değil, bir bebekti. Eğilip, "Bir daha yapmayız biz de o zaman, olur mu?" Diye sordum. Anladığı kadarıyla cevap verdi elbette, "Olur." Dedi ve babasına koşturdu.

~~~
Gün yine çok çabuk geçmişti. Ben gibi Gece olmuştu yine. En zor kısıma gelmiştik. Haplarımı yanıma almıştım bu gece, önceki aptallığı yapamazdım tekrar.
Aşağılamalar, vurmalar, kızmalar, ağır el şakaları, hakaretler... yine gün bitmişti. Ve yine acı çekme zamanıydı. İçeriden sesler gelmeye başlamıştı yine... bari tam uyuduğumdan emin olsaydınız, bari beni biraz düşünseydin anne. Bari bana biraz değer gösterseydin. Telefonumun fenerini açmıştım ve yatakta öylece oturuyordum. Bu saatte ışığım açık olamazdı, saat dokuzu geçmişti çünkü. Bana ise fener yetmiyordu, yapay ışığa gerek yoktu. Ayağa kalkıp mumlarımı aldım. Sonra yatağımın altına sakladığım çakmağımı çıkarıp yaktım. Dört mumu da kitaplığın üstünde koymuştum. Çok güzel yanıyorlardı... 'Benim gibi.' Diye geçirdim içimden. Sonra gözlerim Emir'e kaydı. Ne kadar masum uyuyor dedim kendi kendime. Çok güzeldi be... keşke insan büyüdüğü zaman da masum kalsa... Ama her zaman da masumluk, saflık iyi olmuyormuş ben bunu öğrendim. Her zaman yanında olmak istiyordum... sırf kardeşlerim için burada kalıyordum. Biri gelsin Allahım. Biri gelsin ve alsın beni buradan... lütfen.
Her gece dua ediyordum ama duyanım yoktu...

Gerçek Bir Mucize (Gerçek bir hayat hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin