Baba?

93 8 1
                                    

Medya: Soldaki Nefes sağdaki Beril

Keyifli okumalar..

Nefes-

Telefonumun çalan alarm sesi ile gözlerimi araladım. Tek gözümü kullanarak odada telefonu aramya başadım. Tek gözümle göremeyince, yatakta dikleştim ve etrafa bakındım. Ses geliyordu ama telefon yoktu. Ayağa kalktığımda aynadaki görüntümün karşısında, fazlasıyla şaşırmıştım. Sarı elbisem hala üzerimdeydi. Üzerimde kurumuş gibi buruşuktu. 

Çalan telefonuma lanet okuyup, kendimi odadan attım. Gidip Beril'e bakmalıydım. Duvara tutunarak Beril'in odasını buldum. Midem inanılmaz bulanıyordu. Berilde mavi, üstünde kurumuş gibi olan elbisesinin içindeydi.

"Beril" halsizlikle çıkan sesimle tekrar şaşırdım. Ne oluyordu böyle hasta olamazdım.

"Beril!" sesimi yükseltmeye çalışırken Beril'in yatağının kenarına otudum. Hafifçe onu dürttüm. Uyanmamakta kararlıydı. 

"Beril!" sesim öncekilerine göre daha canlı ve yüksek çıkmıştı. Gözlerini hafif arladıktan sonra hızlı bi kalkış yaptı önce üzerime baktı daha sonra kendi üstüne. 

"Biz dün nasıl eve geldik?" sesinde korku ayrıca merakta vardı.

"Bilmiyorum, şuan tek bildiğim midemin bulantısı, başımın ağrısı. Gidip ağrı kesici içip uyuyacağım, sende üstünü değiştir. Saat daha erken." dedim ayağa kalkarken. Ben kalktıktan sonra oda kalktı. Odadan çıkmamla Beril2in arkamda olduğunu hissettim.

"Biz dün.. Ya nasıl olurda hatırlamam?" kendine öfkeli gibiydi. 

"Beril biraz susar mısın. Belki kafamı toparlayınca hatırlarım." dedim merdivenlerdein inerken.

"İyi be." dedi gülümseyerek. Merdivenlerden indiğimizde Beri'in gülümsemesi yüzünden silindi ve korkmuş gibi tek noktada odaklandı. 

Bakışlarını takip ettim..

"Enes?!" dedi zorlukla Beril.

"Ve Buğra?" dedim şaşkınlığına gülümseyerek.

Karşılıklı uzun koltukalarda uzanıyorladrı. Ve çok rahat görünüyorlardı.

Mutfağa yönelerek bir bardak su aldım. Ardından geldiğimiz gün dolapların birine fırlatıp attığım ilaçları aramaya koyuldum.

"Şimdi ne yapacağız?" Beril mutfak dolaplarından birine yaslandı. Yüzünde hala korkuyla karışık şaşkınlık vardı.

"Beril, bilmiyorum tamam mı? Neden bu kadar endişeleniyorsun. Git üstünü değiiştir ve uyu. İyi gelecektir." dedim bulduğum ilaçların verdiği mutlulukla.

"Çok fazla rahatsın? Ya da Buğra'ya çok fazla güveniyorsun. Sapıklar mı bilmiyoruz. Daha dün tanıştık!" Sesi gittikçe yükseliyordu. 

Umursamaz şekilde omuzlarımı silktimi. Elime aldığım ağrı kesici hapı ağzıma attıktan sonra arkasından su bardağını kafama diktim.

"Ben uyuyorum. He sen onların katil olduğuna veya sapık olduğuna inanıyorsan burda dur ve onları izle. Sana iyi seyirler." elimdeki boş su bardağını mutfaktaki masanın üstüne bırakarak gülümsedim. Ardından merdivenlere doğru yöneldim. Beril de tabii ki beni takip ediyordu.

"Nefes, yanında yatabilir miyim?" Bakışlarımı şaşkınlıkla Beril'e çevirdim. Bu sözü beni güldürmüştü.

"Hadi ama bu kadar korkuyor musun sahiden?" gülerken konuşmuştum. Bu onu kızdırmıştı.

"Evet." dedi sinirli olduğunu gizleyerek sevimli olmaya çalıştı.

"Tamam olur, tabii üstünü değiştirdikten sonra." Tekrardan gülümseyrek odama yöneldim. 

Üstümdeki elbiseden ve kolyeden kurtulduktan sonra gardobımdan şort pijama takımı çıkardım. Üzerime geçirdikten sonra bir toka bularak şaçlarımı tepede topladım. daha sonra kendimi yatağa attım.

Biraz tavanı izledikten sonra yavaş yavaş ağırlaşan gözlerim tamamen kapandı. Tam o sırada beni uyandıran telefonum tekardan çalmaya başadı.

Ayağa kalkarak çantamın içinde olduğunu tahmin ettiğim telefonumu susturmak için, çantamı aramaya başladım. O sıra Beril içeri girdi. 

"Çantamı gördün mü?" etrafta gözlerimi gezdirirken parmağıyla berjeri işaret etti. Gidip çantamın içinden telefonumu elime aldım. Tam o sırada telefonumun ekranı kiltilendi. Açmak için tuşuna bastığımda kapandığını fark ettim. 

"Hadi ama!" Sinirle dolabımından şarj altini alarak şarja taktım. İçimden daha fazla çalmıycak diye düşünürken kendimi tekrar yatağa attım. Beril de yanıma uzandı.

**

Gözlerimi arladğımda kapıda duran karanlık dikkatimi çektiği için gözlerimi daha fazla açarak oraya baktım. Buğra beni izliyordu.

"Günaydın!" dedi eğlenceli ses tonuyla. 

Gülümseyerek yatakta doğruldum. Beril yanımda yoktu. Biraz şaşırdamda Buğra'ya dönerek

"Günaydın." dedim.

Daha sonra aklıma telefonum geldi. Şarjdan çıkarak telefonumu açtım.

21 cevapsız arama!  

3 yeni mesaj.

Arayanlara baktım.

Babam,babam,babam... Başka kim arayabilirdi ki. Dün gece haber vermemiştim. onu merak ettirmiş olmalıydım.

'Geri ara' ya dokunarak telefonu kulağıma götürdüm. Tam o sırada zil çaldı. Daha sonra arırım diyerek telefonu kapatıp yatağıma fırlattım. 

"Hadi aşağı inelim." dedim Buğra' ya bakarak. Yanına ilerledim ve merdivenlerden gülüşerek inmeye başladık. Enes mutfaktaydı. Beril kapıyı açmaya gitmişti. Kapıya doğru yöneldiğimde Buğra da beni takip ediyordu.

Beril kapıda durmuş bakıyordu. Merak edip biraz daha yaklaştığımda kapıdaki yüzün ne kadar tanıdık olduğunu farkettim.

Şaşkınlık dolu korkuyla yutkundum.

"Baba?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bulutlar Kadar Sonsuz YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin