hâyyam;
şimâl, gecenin ansız bir vâkti, bak dinle, susmanın ağır bir ağrı olup gövdemize sindiği saatler bunlar.
üstelik, pencereden seni izlemek kadar güzel olan ikinci bir eylemi daha yaratmamışken tanrı, sen karanlıkta kalmamı ister gibi, hiç çekinmeksizin perdelerini kapatıyorsun.
günâhlarımı, kendi ellerimle bir pencere saksısına gömüşüm ve senin gözlerine ilişen gözlerim.
tanrı yine âdem'in yanmış kaburgalarına saklıyor seni.
seni bulamıyorum.
kendimi bulamıyorum.
perdelerini aç, şimâl.
03.11.20|00:41.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şimâl ile hâyyam.
Short Storytamamlandı. hâyyam; tanrı ile aynı içki masasına oturmanın günâhı, kırk kez aynı yerden düşmekse kuyuya, kırk kez düştüğüm kuyudan kırk birinci kez çıkmayı da bilirim. havva'nı âdem'in omurgasından yaratmakla, âdem'in omurgasında yangın çıkardı tanr...