8| kül izleri.

72 17 7
                                    

şimâl havva;

bugün pazar, sevmediğim bir günün âşina olmadığım sabahındayız.

akşamdan kalma sohbetlerin üzerine baharı tüten bir çay içemiyorsak şimdi sen ve çiçek kokan ellerinle, rüzgârlı bir balkon ağzında, sebebi günün pazar oluşu yahut da göğsüme sinen bu gerçekçi ağrıyı yoketmek için verdiğim insanüstü çabadır.

hâyyam, tanrı'nın unuttuğu şehirlerde, güneşin bile yorgun doğduğu kentlerdeyiz.

bugün pazar, saçlarımın uçları ve elden düşme ruhum hafif kırgın başladık güne  -ki tanrı kırgınlığımıza bir ağıt yakar belki- yine de uyandığım hiç bir sabah için şükür etmeyi, unutmuyorum, merak etme.

seni görmek, tanrı'nın yere adım atması ve yeryüzüne sinen tüm günâhları elleri ile silmesi kadar ağrıverici ve olağansız olmaya başladı, hâyyam.

evvelâ, saçlarımın uçlarını ateşe tutmaya, daha sonra, son kez güzelliğimi tanrı'dan aldığımı ispatlayacak kadar güzel giyinmeye, saçlarımın yanık uçlarını özgürce sırtıma atmaya ve yüzüme dudaklarımın hafif kıvrılması ve gözaltımdaki morlukların silinmesi için makyaj yapmaya, gidiyorum.

on üç kasım, gece saatin üçü.

geceleyin ilaçlarımı bir çöp kutusuna atıp, Şehriyar Parkı'na ineceğim.

yanıma gel ve tanrı'nın zifir bir pazartesi sabahı, tereddüt dahi etmeden keseceği saçlarımın kül izlerinden öp, hâyyam.

05.11.20|18:15.

şimâl ile hâyyam.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin