hâyyam;
gündüzleri gece vâktine kadar çalıştığımı biliyorsun, şimâl.
seni görebildiğim tek saat, gece on ikiden sonrası.
sen ise yine, hep, perdelerini kapatmış, kendinden mahrum bırakıyorsun beni ve pencere kenarında açan çiçeklerimi.
hiç dokunamayacağın çiçeklerim ve ben, bir gece vâkti ansızın, gözlerinin bize değinmesini istiyoruz.
tanrı'nın tüm günâhlarını defterinden silmesi için yazdığı tek şart bu.
yine bir gece ağrısı, göğüskafesimde yeşermeyen çiçekler ve ellerimin kabuk bağlamış yaraları ile amansız bir ânın ortasında, gözlerimi sana yumuyorum.
söylesene şimâl, göğsün nasıl, tanrı ağrılarını aldı mı elinden?
03.11.20|08:50.
![](https://img.wattpad.com/cover/245296623-288-k461918.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
şimâl ile hâyyam.
Historia Cortatamamlandı. hâyyam; tanrı ile aynı içki masasına oturmanın günâhı, kırk kez aynı yerden düşmekse kuyuya, kırk kez düştüğüm kuyudan kırk birinci kez çıkmayı da bilirim. havva'nı âdem'in omurgasından yaratmakla, âdem'in omurgasında yangın çıkardı tanr...