İYİ OKUMALAR
Bileklik Benjamin'i kuantum boyutundan geçirip Peter'ın evrenine, Avengers üstüne attı. Benjamin düştüğü yerde bir süre soluklandı. Bütün vücudu titriyordu. Bilek onu bu evrene getirmişti ama nasıl?
Benjamin ayağa kalktı. Dışarısı karanlıktı ve hiç ses duyamıyordu. Etrafta biraz daha gözlerini gezdirdi genç oğlan. Kuantum boyutuna geçmeyi sağlayan aracın üstünde duruyordu. Ben aracın üstünden indi. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu genç oğlan.
İleride bulunan kapıya yönelip, açtı. Bir süre içerideki sesi dinledi. Burası Stark kulesine benzemiyordu ama Stark endüstrilerine ait amblemler her yerdeydi.
Benjamin oradan çıkıp daha büyük bir koridora geçti. Örümcek hisleri onu, yaklaşan ayak seslerine karşı uyardığında ileride ve sol tarafta bulunan odaya hiç düşünmeden girdi. Yakalanırsa ne olacağını bilmiyordu. Peter ile biraz konuşmuşlardı ama bunun olacağını kimse tahmin etmiyordu.
Koridordaki ayak sesleri uzaklaştığında tuttuğu nefesini bıraktı genç oğlan. Gözlerini kapatıp arkasını döndü ve duvara yaslandı. Benjamin oda da ondan başka bir nefes ve kalp atışı hissediyordu. Yutkunma istediğini bastırıp gözleri ondan biraz ileride, ona şaşkınlıkla bakan Wade'le buluştu.
Benjamin Wade'e hızla yürüyüp kollarını karşısındaki adama sardı. Sevgilisini görmek onu bir miktar rahatlatmıştı.
"Wade burada olduğunu görmek... Tanrım inanamıyorum! Buradasın! Sensin!" Benjamin Wade'e daha sıkı sarılırken, ela gözler hala ona sarılan çocuğa bakıyordu. Peter ona sarılıyordu? Bunun olacağına ihmal bile vermezdi.
Benjamin Wade'den kollarını çekip, bir eli ile karşısındaki oğlanın elini diğerini de boynuna götürdü. Wade, karşısındaki neredeyse ağlamak üzere olan çocuğa kaşlarını çattı.
Benjamin sevgilisini öpmek için onun dudaklarına uzandığında Wade karşısındaki çocuğu hızla itti ve katanasını boynuna dayadı.
"Kimsin sen?"
Benjamin sevgilisinin korkarak bakıyordu. Bu evrende Wade'si onun sevgilisi değil miydi? Benjamin katanayı boğazına tutan çocuğa cevap vermeyip iyice geriledi.
"Sana bir soru sordum. Ajanları buraya çağırmadan önce soruma cevap ver! Kimsin?"
"Benim Benjamin. Benjamin Parker. S-sevgilin."
Wade duyduğu soy isimle katanayı boynundan çekti. Peter'a bu kadar benzemesi tuhaftı ama içinden bir seste onun doğru söylediğini söylüyordu.
Katanayı yerine koyan Wade yerde duran çocuğu kolundan tutup kaldırdı. "Buradan gidiyoruz ve sende sessiz oluyorsun. Anladın mı? Yoksa biraz önce yapmadığımı şimdi yaparım."
Benjamin kafasını sallayıp, Wade'e ayak uydurarak yanında yürümeye başladı. Wade arada yanındaki çocuğa bakıp tekrar önüne dönüyordu.
Sessiz geçen bir yürüyüşten sonra üsten uzaklaşmışlardı. Wade'nin durmasıyla Benjamin ona çarptı ve anında geriye bir adım attı.
Wade Pater'a ya da Benjamin'e döndü.
"Bana her şeyi en baştan anlatıyorsun Peter. Ayrıca beni öpmeye çalıştın kafayı mı yedin sen?" Wade bağırarak yönelttiği soruya Benjamin her ne kadar göz devirmek istese de kendini tuttu.
"Öncelikle ben Peter değilim. İsmim Benjamin Parker. Peter'ın gittiği evrendeki Peter Parker'ım. Sanırım daha uygun bir cümle olur. Son olarak seninle benim evrenimde sevgiliyiz ne var sevgilimi öpmek istediysem takılman gereken en son şey bu!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
homecoming ✔
Fanfiction[irondad × spideypool] avengers ekibi kayıptı ve onları bulabilecek tek kişi peter parkerdı. (paralel evrenler bulunur.) 171020-251220